TARİHİN ÖTEKİ YÜZÜ

“Bay­ram” di­ye bil­di­ği­miz mu­ay­yen di­nî ve mil­lî gün­le­rin ne­den, ne za­man­dan be­ri ve na­sıl bay­ram yapıldığını, hat­ta bil­di­ği­mi­zi zan­net­ti­ği­miz baş­lan­gıç ta­rih­le­ri­nin tak­vim yap­ra­ğın­dan bı­çak­la ke­sil­miş gi­bi düş­me­di­ği­ni araş­tır­mak merak uyandırıcı bir meşgaledir. He­le II. Meş­ru­ti­yet’in ila­nın­dan son­ra kut­lan­ma­ya baş­la­nan iki ‘mil­lî’ bay­ra­mın (Iyd-i Mil­lî-yi Os­ma­ni ve Mec­lis-i Mil­lî­nin Yevm-i Kü­şa­dı) hem de1936’ya ka­dar kut­lan­dığını öğ­re­nin­ce me­rak kıvılcımları artacaktır.

Araştırmacı Necdet Sakaoğlu’nun 1998 Nisan’ında Toplumsal Tarih dergisinde çıkmış “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın tarihinden” başlıklı yazısını okuyunca “Sahi, bayramların da bir tarihi olmalı değil mi?” sorusuyla araştırma kuyularına daldım.

23 Ni­san’ın “ço­cuk bay­ra­mı” ola­rak kut­la­nı­şı­nın ta­ri­hi­ne eği­li­yor ve il­ginç so­nuç­la­ra ula­şı­yor Sa­ka­oğ­lu. Me­se­la ilk 23 Ni­san’ın, 23 Ni­san 1921’de ‘bay­ram’ ola­rak de­ğil, ‘te­za­hü­rat’ ola­rak kut­lan­dı­ğı­nı öğ­re­ni­yo­ruz; ama o sı­ra­da ço­cuk bay­ra­mı olmamıştır he­nüz, Hakimiyet-i Milliye Bayramı’dır. 23 Ni­san’ın gayri resmi bir şekilde ço­cuk bay­ra­mı ola­rak kut­lan­ma­sı için 1929 yı­lı­nı bek­le­mek ge­re­ke­cek­tir.

Öte yandan 23 Nisan’ın 1982 yılına kadar resmen Çocuk Bayramı yapılmadığını, ancak Kenan Evren ve saz arkadaşları tarafından, biraz da dünyaya diktatör olmadıkları imajını vermek maksaıyla Ulusal Egemenlik Bayramı’na “ve Çocuk Bayramı” ibaresinin eklendiğini bilmek önemlidir.

23 Ni­san’ın ne­den ve na­sıl ço­cuk bay­ra­mı ol­du­ğu­nun da il­ginç bir ta­ri­hi ol­du­ğu­nu öğ­re­ni­yo­ruz aynı araş­tır­ma­dan.

Hi­ma­ye-i Et­fâl Ce­mi­ye­ti (Ço­cuk Esir­ge­me Ku­ru­mu) 1921 yı­lın­da esas ola­rak ga­zi ve şe­hit ço­cuk­la­rı­nın ba­kı­mı­nı üst­len­mek ama­cıy­la ku­rul­muş dev­let des­tek­li ha­yır ku­rum­la­rın­dandır.  1929 yı­lı­na ka­dar sa­de­ce Hâ­ki­mi­yet-i Mil­li­ye Bay­ra­mı ola­rak kut­la­nan 23 Ni­san’ın ço­cuk bay­ra­mı ha­li­ne gel­me­si Hi­ma­ye-i Et­fâl Ce­mi­ye­ti’nin ge­nel­ge­siy­le ger­çek­leş­miş­tir. Ör­gü­tü­ne yol­la­dı­ğı bir ge­nel­geyle 23–29 Ni­san gün­le­ri­ni “Ço­cuk Haf­ta­sı”, 23 Ni­san’ı da Hâ­ki­mi­yet-i Mil­li­ye Bay­ra­mı’na pa­ra­lel ola­rak “Ço­cuk Bay­ra­mı” ilan et­miş­tir ce­mi­yet başkanı Dr. Fuat (Umay).

Ne var ki, kı­sa sü­re­de asıl ama­cın­dan sap­mak­ta ge­cik­me­ye­cek­tir 23 Ni­san kut­la­ma­la­rı. Şe­hit ve ga­zi ço­cuk­la­rı­nın da­ha iyi şart­lar­da eği­til­me­si, ba­kıl­ma­sı ve ye­tiş­ti­ril­me­si ama­cıy­la ih­das edi­len ço­cuk bay­ram­la­rı va­li­le­rin, mü­dür­le­rin, eşrafın ço­cuk­la­rı­nı süs­le­yip püs­le­ye­rek kor­tej­le­re kat­ma­la­rı, “renk­li ve göz alı­cı ba­lo­la­ra” gö­tür­me­le­ri, en gü­zel ki­min (son­ra­la­rı han­gi oku­lun) ço­cu­ğu­nun gi­yin­di­ği ya­rış­ma­la­rı gi­bi çar­pık uy­gu­la­ma­la­ra sah­ne ol­ma­ya baş­la­yan 23 Ni­san kut­la­ma­la­rı­na ilk tep­ki he­men er­te­si yıl Re­sim­li Ay der­gi­sin­den gel­miş­tir.

Der­gi­de Sa­bi­ha Ze­ke­ri­ya (Ser­tel) im­za­sıy­la çı­kan bir ya­zı, mem­le­ket­te bun­ca yok­sul­luk var­ken, bu ka­dar kim­se­siz, ye­tim, ök­süz, has­ta­lık­lı, oku­la gi­de­me­yen, ağır ve sağ­lık­sız iş­ler­de ka­rın tok­lu­ğu­na ça­lış­tı­rı­lan ço­cuk­lar mev­cut­ken böy­le­si­ne bir “eğ­len­ce”nin yer­siz­li­ği­ni ve ama­cın­dan sap­tı­rıl­mış ni­te­li­ği­ni sert bir dil­le şöyle eleş­tir­ir:

“23 Ni­san ço­cuk­la­rı eğ­len­dir­mek gü­nü de­ğil­dir. Hi­ma­ye­i Et­fâl’in yap­tı­ğı prog­ra­mı yan­lış tat­bik eden­ler, bu­nu bir eğ­len­ce gü­nü ka­bul et­ti­ler... 23 Ni­san aç­la­rın, has­ta­la­rın, iş­te ça­lı­şan ço­cuk­la­rın gü­nü­dür. On­la­rın dert­le­ri­nin ko­nu­şu­la­ca­ğı gün­dür.”

Sonradan muhalif Tan gazetesini çıkaracak olan Zekeriye Sertel’in eşi olan Selanik doğumlu Sa­bi­ha Ze­ke­ri­ya Hanım bu­gün­kü ‘stad­yum kut­la­ma­la­rı’nı gör­se aca­ba ne der­di? Hiç şüp­he­siz, şe­hit ve ga­zi ço­cuk­la­rı­nın bu kut­la­ma­la­rın ne­re­sin­de yer al­dı­ğı­nı so­rar ve 23 Ni­san’la­rın ye­ni­den as­li ama­cı­na uy­gun ola­rak kut­lan­ma­sı­nı is­ter­di.

Bu­gün de ga­zi ve şe­hit­le­ri­miz yok mu? Bu­gün de kim­se­siz, se­fil ço­cuk­la­rı­mız kol gez­mi­yor mu şe­hir­ler­imizde? On­la­rın der­diy­le dert­len­mek ve sorunlarına dikkat çekmek için icad edi­len bu bay­ram han­gi dert­le­ri­ne der­man, han­gi ya­ra­la­rı­na mer­hem ola­cak­tır aca­ba? Hat­ta 23 Ni­san’lar­da on­la­rı hiç ha­tır­la­yan çı­ka­cak mı­dır?

23 Ni­san’ın ken­di ta­ri­hin­den yü­zü­nün kı­zar­dı­ğı­nı ne za­man fark ede­bi­le­ce­ğiz der­si­niz?