Sultan İkinci Abdülhamid'in saltanatının ikinci senesinde İstanbul'da çok sayıda gazetede çıkıyordu.

Önce Türkçe, yani Osmanlıca olanların adlarını verelim:

Takvim-i Vekayi, Ceride-i Havadis, Basiret, Medeniyet, İstiklal, Hakikat, Vakit, Sadakat, Sabah, İttihad. Bunlardan dördü cuma, diğerleri pazar günü çıkmazdı. Ayrıca, Çaylak, Hayal, Latife adlı üçmizah mecmuası: Ceride-i Askeriyye, Ceride-i Tıbbıyye-i Askeriyye dergileri vardı. Bir de haftada iki defa çıkan çocuk dergisi görüyoruz: Arkadaş.

1875 yılında yayınlanan Sabah gazetesinin başyazarı Şemseddin Sami'dir. Basın tarihimizde ilk defa bu gazete de Miladi tarih kullanmıştır. I. Dünya Savaşı&rsquo ndan sonra Mihran Efendi gazeteye yeni bir yön vermek istemiş bu amaçla 1913&rsquo ten beri yayınlarını sürdüren Peyam gazetesi başyazarı, Ali Kemal gazetenin başına getirilmiş, gazetenin adı da Peyam-ı Sabah olmuştur. 11 Eylül 1922 günü Ali Kemal'in gazeteden uzaklaştırıldığına dair bir yazı yayınlanmış, gazetenin adı ertesi gün Sabah'a çevrilmiştir. Ancak kendisinden hesap sorulmasından korkan Mihran Efendi bir ay içeresinde gazeteyi kapatmış ve Avrupa'ya kaçmıştır.

Halkın anladığı dilde yazıları içeren, bu nedenle halka okumak zevkini aşılayan Tercüman-ı Hakikat gazetesini 25 Haziran 1878'de Ahmet Mithat Efendi çıkarmıştır. Daha sonraları Ağaoğlu Ahmet'inde sert yazılar yazdığı gazete, devamlı suretle ittihatçılarla yapılan tartışmaların yayın aracı olmuştur.

Balkan Harbi'nden sonra Ahmet Mithat&rsquo ın ölümü üzerine gazete Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar yayınlarını sürdürmüş, daha sonra kapanmıştır.

II. Abdülhamit&rsquo in istibdat döneminde yayın hayatına giren, daha sonraları II. Meşrutiyet döneminin en önemli yayın organlarından biri olan İkdam gazetesi Ahmet Cevdet tarafından çıkarılmıştır. O dönemde mevcut diğer gazetelere nazaran İkdam gazetesinin en önemli üstünlüğü haber ve yazı zenginliğinden ziyade, imtiyaz sahibi ve başyazarının gazetecilikten yetişmiş, kudretli bir kalem sahibi oluşudur.

Bu Türkçe gazete ve dergilerden sadece dördünün sahibi Türk ve Müslümandı.

Türkçe olamayan gazetelerin sayısı bir hayli fazlaydı: Arapça: El Cevaib, Farsça: Ahbar, Dar-ül Hilafe, Şema, Ahter, Fransızca: La Türki, Kuriye Doryan, Levand Herald, Far dö Bosfor, Oryan Finans, Jurnal dö Senyor, Pöti Jurnal Konstantinopl, Rumca: Niyologos, Traki, Bizantis, Anatolikos, Floks, Musos, Etra, Megalo, Ellenikon, Olempus, Ermenice: Masis, Mamol, Ü vedayr, Hayk, Yuncak,Loys Bulgarca: Napredak, İstroniço, Vrome, Temampi. Dört sayfası ayrı dillerde: Jurnal Nasyonal. Ayrıca üçİngilizce, iki İtalyanca ve dört Yahudice.

Bu dönemde İstanbul&rsquo da 61 matbaa vardı. Sadece gazete ve dergi değil, kitap, broşür, risale, kısacası kültürü temsil eden ne varsa bu matbaalarda basılır, uçsuz bucaksız imparatorluk ülkelerine gönderilirdi.

Matbaaların sahiplerinin isimleri: Alekyan Efendi, Bedros Efendi, Hacı İzzzet Efendi, Çörçıl Efendi, Mehmet Ali Efendi, Filip Efendi, Todori Efendi, Ahmet Efendi, Tevfik Efendi, Ali Efendi, Mustafa Efendi, Tevfik Efendi, Tatyos Efendi, Tuzlıyan Ohanes Efendi, İlhami Efendi, Ali Efenmet Efendi, Mahmut Efendi, Artin Efendi, Boyacıyan Efendi, Şevket Efendi, Esad Efendi, Aram Efendi, Mühendisyan Efendi, Yusufyan Efendi, Papaz Himayak Efendi, Aleksi, Nikoli, Dimitrof, Vasilyef Efendiler, Mösyö Zalik, Mösyö Jan dö Raba, Makayon Efendi, Senyor Levi Suvamya, Mösyö Şarl, Alenaki Çorbacı.

Bunları çoğu yabancı devlet uyrukları idiler. Yani kapitülasyonların himayesinde idiler. Bunlar aynı zamanda maaş alıyorlardı.

II. Abdülhamid döneminde sultanın ve siyasi gelişmelerin tesiriyle bu basın-yayın faaliyetleri bazı noktalarda sansüre uğradığından çok bahsedilir.

Ama şurası bilinmelidir ki, II. Abdülhamid dönemi (1876-1909) basın ve yayın faaliyetleri, devletin daha önceki dönemlerine nazaran daha da çeşitlenerek artmıştır.