Afrika’nın en eski enstrümanlarından "Balafon" hala törenlerin vazgeçilmezi
Afrika’nın en eski enstrümanlarından biri olup "orman enstrümanı" olarak da anılan “Balafon”, Afrika’da düğünler, cenaze törenleri ve kilise organizasyonlarının vazgeçilmezi olarak öne çıkıyor.
Orta Afrika ülkelerine özgü, Afrika müzikleriyle özdeşleşmiş Balafon, değişik sayıda akortlu tahtanın bir araya getirilerek gam sırasına göre dizilmesiyle oluşuyor.

İki değnekle (baget) çalınan vurmalı çalgı "balafon", alt tarafındaki su kabaklarından yapılan rezanatörler sayesinde istenilen nota ve tınıyı veriyor.

Genellikle 16 ila 27 nota içeren balafonun, 12. yüzyılda, bugünkü Mali’nin bulunduğu coğrafyadaki Sosso Krallığı'nda doğduğuna inanılıyor.

"Kutsal balafon" olarak da anılan Sosso Bala adı verilen, tarihin ilk balafonu, Gine’nin Mali sınırında bulunan Niagassola köyünde özel bir kutuda muhafaza ediliyor.

"Her balafon bir dili, bir kültürü yansıtır"
Kamerunlu müzisyen ve balafon ustası Paukum Bassi, AA muhabirine enstrümanın tarihçesi, üretimi ve nasıl çalındığı hakkında bilgi verdi.

Balafonun, Afrika'nın en eski enstrümanlarından biri olduğunu söyleyen Bassi, "Her balafon bir dili, bir kültürü, bir toplumu yansıtır." dedi.

Bassi, Afrika'da her toplumun kendi dil ve kültürel özelliklerine göre notalar içeren, yer aldığı coğrafyadaki ağaçları kullanarak balofon üretip çaldığını ifade etti.

Kamerun'da ise balafon yapımında genellikle "mel" isimli kırmızı ağacın gövdesini kullandıklarını anlatan Bassi, ağacın gövdesini ateşte kurutup, içindeki sıvılardan arındırarak istedikleri ses kalitesine ulaştıklarını belirtti.

Enstrümanın alt kısmında bulunan su kabaklarını büyükten küçüğe sıralayarak 30'a yakın nota elde ettiklerini vurgulayan Bassi, Afrika'da balafonun gece kulüplerinde, kabarelerde, düğünlerde, cenaze törenlerinde ve kiliselerdeki orkestralarda vazgeçilmez enstrüman olduğunu söyledi.

Balafonun ilk olarak Orta Afrika'da kullanılmaya başladığını aktaran Bassi, Afrikalıların dünyanın dört bir yanına göçmesiyle de bu enstrümanın tüm dünyaya yayıldığını sözlerine ekledi.  (AA)

Editör: İlker Alpkaya