Prof. Dr. Johan Vandewalle`ye 1987`de Babil`de bir  yarışmada birinci olduğunda bir soru soruldu 'En çok sevdiğin dil hangisidir? diye'
Şöyle cevap verdi 'En çok sevdiğim ve hayran olduğum dil Türkçedir. O zaman 22 dil biliyordum, şu an da 50 civarın da dil öğrendim ve benim cevabım hep aynı. Çok farklı sistemlere sahip diller öğrendikten sonra hala en çok hayran kaldığım dil, yapısı en mantıklı, matematiksel bulduğum dil Türkçedir'

Prof. Dr. Johan Vandewalle devam etmiş

'Türkçeye olan ilgim, 13 yaşında ailemle Türkiye seyahatiyle başladı.'

'Ziyaretlerim sırasında Türklerin misafirperverliğinden etkilendim, bu vesile ile Türkçe üzerine araştırmalara başladım'

'Bu araştırmalarda Türk dilinin gramerine hayran kaldım. Türkçeyi en ileri seviyede öğrenmek için büyük emek harcadım.'

'Kısa zamanda Türkçeyi ileri seviyede öğrendim ve bununla yetinmeyip diğer Türk lehçeleri üzerine araştırmalara başladım.'

'Ana dilim Flemenkçe ile beraber, ilköğretim ve lise hayatımda Fransızca, Almanca ve İngilizceyi de öğrendim. Böylelikle kısa zamanda birçok dili literatürüne kattım.'

Türkçe için diğer dil bilimciler neler söylemiş, onları da sizler için derledik

Turan Dil Ailesi gruplandırmasını yapan Max Müller (1823 - 1900) 'The Science of Language' adlı eserinde Türkçe`yi şöyle tarif eder
'Türkçeyi söyleyip yazmak için en ufak bir istek beslememiş olsa dahi, bir Türkçe grameri okumak bile gerçek bir zevktir. Kiplerdeki hünerli tarz, bütün çekimlerde egemen olan kurallara uygunluk, yapımlarda baştan başa görülen saydamlık, dilde pırıldayan insan zekasının harikalı kudretini duyanlar hayrete düşmekten geri kalmaz. Bu öyle bir gramerdir ki, bir billur içinde bal peteklerinin oluşunu nasıl seyredebilirsek, onda da düşüncenin içoluşlarını öyle, seyredebiliriz... Türk dilinin gramer kuralları o kadar düzenli, o kadar kusursuzdur ki, bu dili dil bilginlerinden oluşmuş bir kurul, bir akademi tarafından bilinçle yapılmış bir dil sanmak olasıdır'

Türk Etüdleri Enstitüsü nün Başkanı (2005), Osmanlı tarihçisi  David Cuthell   'Birçok yabancı dil bilirim. Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir dildir ki, yüz yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçeyi yaratmışlar sanki.. Bir kökten bir düzüne sözcük üretiliyor. Ses uyumuna göre anlam değişiyor. Türkçe öyle bir dildir ki, başlı başına bir duygu, düşünce, mantık ve felsefe dilidir.' 

Yabancıların  Türkçe için çalışmalarını gıpta ile izlerken, Sn. Cumhurbaşkanımızın 2014`de TÜ BİTAK`da yaptığı bu konuşma var, ama 8 yıl geçmiş, hala hiçbir ilerleme sağlanamamış..

Bu söylemden sonra sorumuz şu olmalı: Sn Cumhurbaşkanımız, madem öyle Ü niversitede Doç. olmak için, neden hala Yabancı Dil ön baraj. Türkçe bilim/sanat çalışmaları neden ikinci planda. Tü4kiye müstemleke memleketi mi? Neden bu duruma el atmadınız/atmıyorsunuz? Söylem güzel, ama uygulamada olmayınca havada kalıyor;

'Türkiye nin, yabancı dillerle ya da yabancı  kelime ve kavramlarla bilim öğrenen ve öğreten bir ülke haline getirildiğini söyleyen  Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: Binlerce kelime ve kavram unutturuldu, sözlüklerden çıkarıldı. Kelime ve kavram üretmeye son derece elverişli olan dil yapısı adeta törpülendi. Şu anda Türkçenin  mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız. Ya Osmanlıca kelime ve kavramlara başvuracaksınız ya da İngilizce, Almanca, Fransızca kelime ve kavramlara başvuracaksınız.  Bu sorunların hepsini aşmak zorundayız. Bu sorunlar devlet eliyle değil  bilim insanları eliyle aşılacak sorunlardır. Özgüven sahibi bilim insanları ve onların yetiştireceği talebeler inşallah bilim diline, kültürüne, ahlakına sahip bir toplum inşa edecektir. Şahsen yeni Türkiye ile birlikte  bu yeni ve umut verici  sürecin de başladığına inanıyorum. İnşallah müdahaleden arındırılmış bir üniversite ve bilim kendi mecrasını da menzilini de bulacak ve oraya doğru hızla akacaktır.