Alev Alatlı’nın tok insanları…

Abone Ol

Kapadokya Ü niversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve Yazar Alev Alatlı, gündemde yer alan konulara ilişkin olarak Sabah gazetesinden Tuba Kalçık a açıklamalarda bulunmuş. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/tuba-kalcik/2021/09/06/edebiyatci-alev-alatli-chp-sol-bir-parti-degil-elitist-muhafazakar-partidir

&nbsp Alev Alatlı, 77 yaşında ve her iktidarda olduğu gibi, Ak Parti`nin de&nbsp gözdelerinden, her zaman el üstünde tutuluyor. Söylemlerindeki tutarsızlıkları daha önceki yazılarıma sizlere aktarmıştım.

http://enpolitik.com/alev-alatli-anlatti-goktan-ay-yazdi-198490-haberi

&nbsp https://www.internethaber.com/yazar-alev-alatlinin-piar-calismasi-devam-ediyor-2054809y.htm

https://tr.wikipedia.org/wiki/Alev_Alatlı hakkında şöyle yazıyor

'Liseyi babası Ertuğrul Alatlı nın askeri ataşe olarak görev yaptığı&nbsp Tokyo`da okudu.&nbsp Ekonomi&nbsp &amp &nbsp İstatistik&nbsp lisansını&nbsp ODTÜ den, Ekonomi ve&nbsp Ekonometri&nbsp yüksek lisansını 'Fulbright' bursu ile gittiği&nbsp Vanderbilt University den (Nashville,&nbsp Tennessee) aldı.

Bilâhare&nbsp felsefe&nbsp öğrenimine başlayan Alatlı, doktora programına&nbsp New Hampshire daki&nbsp Dartmouth College`de başladı.&nbsp İlahiyat&nbsp konusunda ve düşünce ve medeniyet tarihi üzerinde yoğunlaştı fakat doktora derecesini alamadan 1974`te Türkiye`ye döndü.&nbsp İstanbul Ü niversitesi&nbsp İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi,&nbsp Devlet Planlama Teşkilatı nda kıdemli ekonomist olarak çalıştı.&nbsp California Ü niversitesi&nbsp ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü.&nbsp Cumhuriyet Gazetesi&nbsp bünyesinde&nbsp Bizim English&nbsp dergisini çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı.

Filistin davasının&nbsp tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus ta sürgünde bulunan&nbsp Yaser Arafat&nbsp tarafından 'Özgürlük Madalyası'yla onurlandırılmıştır.Aydınlanma Değil, Merhamet!&nbsp adlı romanıyla ise 2006 yılında&nbsp Moskova da 'Mikhail A. Sholokhov&nbsp 100. Yıl Roman Ödülü'nü kazanmıştır.

Bülent Ecevit Ü niversitesi Senatosunun 10.12.2012 tarihli toplantısında, yazar Alev Alatlı ya 'Fahri Doktora' unvanı verilmesine karar verilmiş unvan, 25 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen törenle takdim edilmiştir.

19 Kasım 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı&nbsp Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı&nbsp Vladimir Putin e, Alev Alatlı nın 'Dünya Nöbeti - Gogol un İzinde 2. Kitap' adlı eserinin&nbsp Rusça sını hediye etmiştir'

Alev Alatlı söyleşide şunları söylemiş CHP nin sol bir parti değil.&nbsp Tespitleri doğru yapmamız lazım. İlle de tanımlamam gerekirse, elitist muhafazakar partidir. CHP solculuğunun durum politikası olduğunu düşünürüm. Durum komedisi (Durum komedisi, radyo çıkışlı ve günümüzde televizyonda yaygınca görülen program türüdür. Durum komedisi genellikle bilindik yerlerde örneğin ev ve iş yeri gibi alanlarda geçer. Durum komedileri bazen animasyon hâlinde de olabilir.)&nbsp gibi yani, hadiselerin dayattığı solculuk'&nbsp demiş. Alatlı, söyleşide Türkiye`nin ekonomik durumuna ilişkin görüşlerini de dile getirdi. Kendi çocukluğunu anlatan ve&nbsp 'Ben gerçek açlığın ne demek olduğunu bizzat yaşadım, gördüm.'&nbsp diyen Alatlı, ülkede açlık yaşandığı yönündeki siyasi söylemi&nbsp inandırıcı bulmadığını`&nbsp belirtti. Alatlı,&nbsp 'Çok şükür, bugün artık açlıktan ziyade açgözlülük var.'&nbsp dedi. (A.A.)

AY: Şimdi bu söylemlere katılmak mümkün değil; Ü lkemizde her dönem açlık, işsizlik v.b. sorun olmuştur. Her kişiyi doyurmak keşke&nbsp mümkün olsa..Ama, 2002-2007 arasında, özelleştirmenin getirdiği paralarla yatırımlar yapan Ak Parti ile ülkemizde 2011`den sonra, maalesef ekonomi bozulmaya başlamıştır. Özellikle son 5 yılda Suriyelilere aktarılan mali imkanlar ülkemizin dengesini yok etmiştir. Garantili yapılan yol-köprü-hastane v.b. ekonomiyi bozmuştur. Bunları söylemekten çekinmemek lazımdır. Özellikle, belli yaşa gelmiş, olgunlaşmış alev Alatlı v.b. kişilerin Sn. Erdoğan`ı uyarması, gerçekleri söylemesi gerek. Demek ki, Külliyedeki toplantılarda tam tersi konuşuluyor. (Malum, Alatlı Eğitim ve Kültür Politikaları Kurulu Ü yesi)

Açgözlülük ise bir saplantı, olup kişilere özgüdür ve her dönem vardır. Siyaseti kullanıp zengin olmak isteyenler, farklı yaşamak isteyenler v.b. Devlet malını maalesef yemenin peşine girmektedirler. (Açgözlülük maddi kazanımın elde edilmesinde veya kullanımında artışa yönelik kontrolsüz bir özlemdir veya statü veya güçgibi sosyal değer. Açgözlülük, kişisel ve sosyal hedefler arasında davranış çatışması yarattığı için bilinen insanlık tarihi boyunca istenmeyen olarak tanımlanmıştır.)

Türkiye de hızlı bir ekonomik dönüşüm yaşandığını dile getiren Alatlı sözlerini şöyle sürdürdü 'O kadar hızlı olması da beni korkutuyor. Talepler arttı, kıymet bilinmiyor. Zenginlik ve fakirlik hep vardı ama zenginle fakir arasındaki uçurum bu kadar derin değildi. Zenginler varlıklarını teşhir etmezlerdi. Örneğin, biz dışarıda ekmek bile yemezdik, insanların canı ister diye. Şimdi sergiliyorlar zenginliklerini. Bir de tabii koşullar da eskisi gibi değil. Türkiye nin karnı doydu. Tokuz, çok şükür.' (A.A.)

AY: Evet, maalesef zenginle-fakir arasındaki uçurum çok açıldı.&nbsp Rahmetli Turgut Özal`ın 'Orta Direği' ortadan kalktı. Ben, zenginlerin mallarını mülklerini teşhir etmelerini (Ali Ağaoğlu v.b.) 'görgüsüzlük' olarak adlandırıyorum. Ancak, Türkiye`nin karnı doymadı, tok değil açız maalesef; Bir Devlet Sanatçısı bile ayda 4 defa&nbsp dışarıda yemek yiyemiyor.&nbsp Aldığı maaş 'açlık sınırına' yaklaşmış durumda; Akademide maaşlar çok düşük, ek göstergeler istendiği gibi değil; Ak Parti öncesi 300 zengin aile vardı, şimdi 500 oldu.

Bu konuda yaşadığı bazı tecrübeleri paylaşan Alev Alatlı şunları kaydetti 'Oysa ben eve çamaşıra gelen bir teyze hatırlarım çocukları açlıktan ağladığında sussunlar diye dövdüğünü anlatırdı. Abartmış olduğunu düşünmek istiyorum ama gördüklerim doğruluyor. Çok şükür, bugün artık açlıktan ziyade açgözlülük var. Açlık görecelidir, mutlak açlık, alınması gereken günlük besinden mahrum olmaktır. Ben gerçek açlığın ne demek olduğunu bizzat yaşadım, gördüm. O yüzden, siyasi bir söylem olarak açlık Türkiye nin bugünkü koşullarında inandırıcı gelmiyor. Bir de, bizler komşumuz açken tok uyuyamayan insanlarız. Bizde acından ölen kimse olmaz.' (A.A.)

AY: Son cümlelere katılmak yine mümkün değil, A.Alatlı değişik bir dünyada yaşıyor. Galiba çift maaş alıyor. Evet, 'bizler komşumuz açken tok uyuyamayan insanlardık. Bizde acından ölen kimse olmazdı.' Ama, artık komşuluk da bitti, kimse kimseyi tanımıyor. Apartmanlar lüks oldu, rezidans oldu, ama komşuluk yok. Hangi açlık-tokluktan bahsediliyor.