mir Ateş ülkemizin önde gelen hâfız, mevlidhan, duâgû ve bestecilerinden biri.  mir  Ateş, 60 yıllık bereketli sanat hayatına 2 bin beste sığdırmayı başarmış ve dahi bu süreçte onlarca sanatçı yetiştirmiş.

 mir Ateş Hoca ile yıllar önce yakın arkadaşı, sanayici, iş adamı İbrahim Bodur`un (rahmetullahi aleyh) İstanbul`daki evinde tanışmış, birbirinden âlâ eserlerini dinleme imkânını bulmuştum.  Sonraki yıllarda Türk mû sikî sinin duayen ismini daha yakından takip etmeye başlamıştım.

60. Sanat Yılında Bestekâr Hâfız  mir Ateş.

Vefâ önemli. Ü lkemizin birbirinden kıymetli ilim adamlarına, sanatkârlarına gerektiği gibi vefâ gösteremiyoruz. Birçoğunun kıymetini ötelere, ötelerin ötesine göçtüklerinde anlıyoruz amma iş işten geçmiş oluyor.  mir Ateş`e, vefâlı talebeleri eliyle ömrünün en bereketli yıllarında aliyyül âlâ bir çalışmayla vefâ gösterildi. Bestekâr Hâfız  mir Ateş`in hayatı ve mû sikî serencamı tüm yönleriyle talebesi Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi ve onun öğrencisi Ali Osman Alaca tarafından kaleme alındı. Kuveyt Türk Katılım Bankası`nın bir kültür hizmeti olarak yakın zaman önce sanatseverlerin irfanına az edilen kitabın serlevhası: 60. Sanat Yılında Bestekâr Hâfız  mir Ateş.

`height=

  Mezkû r prestij kitabında  mir Ateş Hoca`nın ilim, hikmet ve güzel âvâz üzere geçen velû d hayatı ve dahi mû sikî miz için ürettiği katma değer 'efradını cami' bir şekilde günümüz insanının bilgisine sunuldu.  Sanatseverlerin ve bahusus Türk mû sikî si ile meşgul olanların başucu kitabı olmaya aday eserde  mir Ateş`in besteleri de albüm CD`lerle sanatseverlere takdim edildi.  mir Ateş`in ilahi besteleri kitabın müellifi Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi`nin, şarkı besteleri ise Doç. Dr. Başak İlhan Harmancı`nın sanat yönetmenliğinde 2 CD`den oluşan bir albüm haline getirildi.   Albümdeki eserler Ahmet Özhan, Fatih Koca, Mehmet Kemiksiz, Hadi Duran ve Halil Necipoğlu başta olmak üzere  mir Ateş`in öğrencileri tarafından yorumlandı.

`height=
Bestekâr Hâfız  mir Ateş ve Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi

Dile kolay, 478 beste;

 mir Ateş Ü stad, Acemaşî ran, Acemkürdî , Bayâtî , Bû selik, Evc, Ferahfezâ, Hicâz, Hicâzkâr, Hüseynî , Hüzzâm, Isfahan, Karcığar, Kürdî , Kürdî li Hicâzkâr, Mâhur, Muhayyer, Muhayyerkürdî , Nihâvend, Nikriz, Rast, Sabâ, Segâh, Sultânıyegâh, Sû zidî l, Sî zinâk, Şehnâz, Şevkefzâ, Uşşak ve Zâvil makamlarında Sofyan, Nî m Sofyan, Düyek, Semâî Düyek, Curcuna, Aksak, Devrihindî , Semâî , Yürük Semâî , Semâî düyek, Ağıraksak, Müsemmen, Değişmeli usulleriyle ilahi, şarkı, saz eseri, marş ve fantezi formlarında 478 beste yaptı.

`height=
 mir Ateş beste yaparken

 mir Ateş. Mû sikî engin bir denizdir.

'Mû sikî engin bir denizdir' diyen  mir Ateş Hoca`nın mû sikî eğitimine büyükçe bir paragraf açalım;

 mir Ateş`in mû sikî serencamı memleketi Kandıra`nın Nefsi Yâdeş Köyü`nde başlamış. Hocamız zaman tünelinde 70 yıl geriye giderek köy kahvehanesinde kırık-dökük bir gramofonun bazen de bir radyonun etrafında toplanmış ve sevilen şarkıları, sevdikleri sanatçılardan dinleyen hemşehrilerini hiçunutmuyor: 'Aynı eserin radyoda bir daha ne zaman çalınacağı belli olmadığı için şarkıları o kadar can kulağıyla dinlerdik ki âdeta ezberlerdik.'

Muhatabımızın şimdiki zamanda ismi Esentepe olan köyde arz ettiğimiz ortamda ezberlediği eserler bir nevi İstanbul`da karşılaşacağı mû sikî ortamının hazırlık sınıfı olmuş.

İstanbul müstesna bir dönüm noktası;

Pek çok hikâyede daha doğrusu vakıada kahramanları için İstanbul müstesna bir dönem noktasıdır. Keyfiyet  mir Ateş için de aynıdır. Nitekim  mir Ateş, İstanbul`a geldikten sonra mû sikî dünyamıza kelimenin tam anlamıyla hızlı bir giriş yapmış. Evvelemirde Nû ruosmâniye Câmii`nde talebe iken arkadaşlarının tavsiyesiyle Çarşıkapı`da 'sıvacı' nâmıyla mâruf, fasıl geleneğinin önde gelen isimlerinden Kemal Gürses`in riyâsetinde yapılan mû sikî derslerine başlamış. Ateş, hâfızlık eğitiminin yanı sıra katıldığı bu derslerin önemini şu şekilde ifade ediyor: 'Kemal Gürses Ü stad`ın vefâtından önce çalıştırdığı bir koro vardı ve oradan aldığım kıvılcım içimdeki mû sikî volkanı harekete geçirdi. Daha sonrasında merhum Ali Rıza Sağman`a devam ettim. Katıldığım tüm meclislerde hârikulâde haller yaşadım. Hocalarımdan olabildiğince yararlanma gayreti içinde olduktan sonra bendeki mû sikî aşkı hakikaten söndürülmez bir hâl aldı.'

`height=
 mir Ateş`in aldığı ödül ve plaketlerin bir kısmı

Mû sikî eğitimini dört başı ma`mû r, ilmî kişiliği olan zatlardan ikmal etti.

 mir Ateş`in, Asitane`deki talebelik yıllarında tanıştığı diğer bir üstad ise hattat ve mû sikî pî ri Hattat Kemal Batanay`dır. Uzun yıllar Kemal Batanay Hoca`nın mû sikî meşklerine devam eden  mir Ateş cennetmekân hocasını şöylece anlatıyor: 'Hâfız Kemal Batanay`dan mû sikî meşk etme fırsatını yakaladım. O, hem dinî hem de müzisyenlik yönü olan bir mû sikî şinastı. Kemal Batanay, hem tanbû rî , hem hâfız, hem bestekâr, hem de hattattı. Benim eğitim aldığım kişiler, dört başı ma`mû r, ilmî kişiliği olan kimselerdi.'

 mir Ateş, ilk usû l ve nota eğitimini ise 'O, benim sığındığım bir teyze, bir anne idi' dediği komşusu Nezahat Adula`dan almış.   Nezahat Hanım`ın Leon Hanciyan ve Rauf Yektâ Bey`in talebesi olduğunu belirtmekte fayda mülahaza ediyorum.

Karcığar makâmında hüzün: 'Bilmem ki safâ, neş`e bu ömrün neresinde'

Ateş`in, Nezahat Hanım`dan meşkettiği ilk eser, Karcığar makamında Türk Aksağı usulünde 'Bilmem ki safâ, neş`e bu ömrün neresinde' adlı eser olup bestesi Leon Hanciyan`a aittir.

Ü sküdar Mû sikî Cemiyeti`nin mühim siması;

Ü sküdar Mû sikî Cemiyeti`nin A sınıfının en mühim simalarından olan  mir Ateş içindeki mû sikî aşkını mütemadiyen eğitimle taçlandırmanın gayretinde içerisinde bulunmuş ve bu  maksatla üstadların kapısını aşındırmıştır. Bu arayışların neticesinde yolu Rebâbî Sabahaddin Volkan ile kesişmiştir. Sabahaddin Bey`in önemli bir iktisatçı ve aynı zamanda gerçek bir kültür adamı olduğunu belirtelim;  mir Ateş çarşamba günleri Sabahaddin Bey`in evinde düzenlenen özel meşkleri 'Evde yaptığımız bu meşkler radyo emisyonları gibiydi çok özel ve güzel günlerdi' cümlesiyle tavsif ediyor.

Ufuk Uyan: Â mir Ateş, mû sikî hayatımızın en velû d sanatkârlarından biridir.

Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan kitabı, ' mir Ateş Hoca, Türkiye`nin mû sikî hâfızasında yer edinmiş müstesnâ bir şahsiyettir. Gerek Türk Mû sikî si alanında bestelediği şarkılar ve gerekse ilâhileriyle, onu ismen bilmeyenlerin dahi gönlünde farklı bir yere sahip olmayı başarmış kıymetli bir sanatkârdır. Yaklaşık 2000 besteye imzasını atmış velû d bir bestekâr olan  mir Hoca, kıymetli Hocası Emin Ongan`ın ifadesiyle 'Küçük Dede Efendi'dir. cümleleriyle takdim ediyor.

Türk din mû sikî sinin otorite ismi, hocaların hocası Prof. Dr. Ahmet Turabi,  mir Ateş`in mû sikî atmosferimizde bulunduğu noktayı işaret ettiği cümlelerle yazımıza nihayet verelim:   ' mir Ateş üstâdı bir hakikat aynasına tuttuğumuzda göreceğimiz şey, Hazreti Kur`ân olacaktır. Hocamızın bugüne kadar hizmetkârı ve mümessili olduğu mukaddes davasıdır Hz. Kur`ân. Hâfız  mir Ateş`in Türk Mû sikî si`ne dair tüm bestelerinin menba`ıdır Hz. Kur`ân. Zira biz biliriz ki mû sikî mizin kaynağı mihrabdır ve dolayısıyla Kur`ân-ı Kerî m tilâvetidir. Hâfız, Bestekâr  mir Ateş`in bütün eserlerinde, asıl beslendiği bu hakî kî pınarı hissederiz.

Her dönem kendi hakî katlerine gebedir.

Her dönem kendi hakî katlerine gebedir. Türk Mû sikî si`nin 20. Yüzyıldaki hakî katlerinden biri de  mir Ateş`tir. 21. asrı yaşadığımız günümüzde geriye doğru baktığımızda Hatip Zâkirî Hasan Efendi, Buhû rî zâde Mustafa Itrî Efendi, Hammâmî zâde İsmail Dede Efendi, Eyyû bî Hâfız Zekâî Dede, Hâfız Sâdettin Kaynak gibi pek çok üstad, yaşadığı asrın insanının ilmî , medenî ve kültürel kimliğini yansıtmışlardır.  mir Ateş de Cumhû riyet Dönemi ilk asrının en önemli bestekârlarından biridir ve bestelerinde bu dönem toplumunun kimliğini ortaya koymaktadır.

'Bir kızıl goncaya benzer dudağın'

'Ü sküdar`ın güzelliği dünyaya bedel' sultânî yegâh şarkısındaki İstanbul aşkı, 'Ben seni unutmak için sevmedim' segâh şarkısındaki nostalji, 'Bir kızıl goncaya benzer dudağın' muhayyerkürdî şarkısındaki özlem, 'Canım Kurban olsun senin yoluna, adı güzel kendi güzel Muhammed' segah ilahisindeki Hz. Rasû lullah (sav) muhabbeti bunun en güzel örnekleridir.

Diğer yandan İslam âleminin yaklaşık bin yıllık geleneği olan Mevlî d-i Nebî kutlamaları çerçevesinde son 5-6 asırdır Türk-İslâm coğrafyasında büyük bir sevgiyle ezberlenen, okunan ve mû sikî mizin en güzel sesleriyle bestelenen Süleyman Çelebi Mevlî di`ni (Vesî letü`n-Necât/Kurtuluş Sebebi) hayatı boyunca Mevlî dhân`ı olan  mir Ateş hocamızın bu hizmeti ayrıca değerlendirilmelidir.'

Kitaba emeği geçen vefâlı mû sikî üstadlarına teşekkür ederken, Hakk Teâlâ`nın, Â mir Ateş Bey`e sağlık ve afiyet içre mû sikî dolu nice nice yıllar ihsan etmesini niyaz ediyoruz.