Aradığımız şey kendi benliğimizdir, sevgidir, adalettir, hakikattir ve nihayetinde mutluluktur.
İnsan hayatı bir ömür bunları aramakla geçer.
Halbuki çocuklukta bütün bunlar içimizdeydi, yanımızdaydı değil mi? 
Daha özgürdük mesela. Utançduymuyorduk kendimizden. Yargılanma korkusu olmadan dosdoğru konuşuyor, içimizden geldiği gibi davranıyorduk. Kıvırmıyorduk, eğip bükmüyorduk. Birilerine şirin gözükmek gibi bir derdimiz yoktu. Bir şeye ulaştığımızda mutluluktan uçuyor, olmayınca iki damla göz yaşı döküyorduk. Mutlu olmasını da biliyor, üzülmesini de biliyorduk.
Ne yapıyorsak o anda yapıyorduk. Dikkatimiz, bilincimiz, bedenimiz, duygumuz, gözümüz, kulağımız, enerjimiz andaydı.
Gelecekten korkmaz, geçmişten utanmazdık. 
Tüm bunları yitirdik ve şimdi tekrar aramaya koyulduk.
Her yerde bunları arıyoruz. Bulmak umuduyla tatillere gidiyor, seyahatlere çıkıyoruz. Birbirinden pahalı hediyeler alıyor, envai çeşit faaliyet deniyoruz.
Bulabiliyor muyuz?  Tabi ki hayır. Çünkü her here kendi yüklerimizle gidiyoruz. Öylesine dolu ki zihnimiz, gönlümüz…
Sanki bütün dünyanın yükünü biz taşıyoruz. 
Biz olmasak batacak sanki her şey.
Biz olmasak okul, ev, işyeri, ülke batacak sanki.
Bırakın derim ne varsa…Koyuverin gitsin bütün yükler.
Hafifleyin.
Dönün çocukluğunuza.
Dert etmeyin dünyayı bu kadar…
Anı yaşayın, anın kıymetini bilin. Doldurun anı.
Olanı fark edin, yakınlarınızı fark edin. Uzaklara bakmaktan yakınları görmez olduk.
Aramayı bırakın. Bulduklarınızın kıymetini bilin. Mutluluk, keyif onun içinde gizli. 
Şu andan itibaren kendinizi sağlıklı, başarılı ve mutlu hissedin. Mutluluk şarkınızı söyleyin. Size eşlik edecek çok kişi olacaktır göreceksiniz.
Her şey düşüncelerimizden ibarettir.
İyi düşünüp mutlu olmak varken neden mutlu olmayı tercih etmiyoruz bir türlü anlamış değilim.
Mutluluk aramakla bulunan bir sonuçdeğil, yolculuğun kendisidir.
Olmasını bilene bir bardak çay, bir dost, bir kitap yeter mutluluk için.

YORUMLAR