Değerli okuyucularımız,

Yazımızın başlığındaki iddialı söz, hekimlerin duayeni Hipokrat`a aittir.

'Astronomi bilmeyen hasta tedaviye kalkışmasın!'

Biz de astronominin sağlığımızla ilgisine ay üzerinden birkaçörnek vermeye çalışacağız.

Bir de içinde yaşadığımız Ramazan ayının hilalle başlayıp hilalle son bulmasının da astronomik değeri olduğu kadar sağlığımızla ilgisinin de olduğuna işaret etmeye çalışacağız.

Biliyorsunuz Hadis-i şerifte: 'Hilali görünce oruçtutun, tekrar görünce orucu bırakın' buyurulmaktadır.

Ramazan ayının her yıl 30 gün olduğunu zannedenler vardır ama kamerî aylar bazen 29, bazen 30 gün çeker. Bu sene de oruç29 gündür.

Bu konuya nereden geldik?

Ramazan`ın insan sağlığıyla ilgisini önceki yazılarımızda dile getirmiştik.

Ramazan ayının hilalle başlayıp hilalle son bulmasının da doğrudan insan sağlığıyla orantılı bir süreçolduğuna dikkat çekmek istedik.

Hilal yani ayın yeni doğduğu andır; Ay her gün biraz daha büyür büyür ve ayın 14`ünde dolunay olur. Dolunay aydaki dolgunluğun canlılığın enerjinin zirvesidir;

Ayın on dördü yani dolunay, şiirlere edebiyata konu olduğu gibi bilimsel araştırmalara da konu olmuştur.

Hipokrat`ın dikkat çektiği gibi Ay`ın evreleri, insan sağlığına insan ruhuna insan bünyesine her bakımdan olumlu olumsuz etki etmektedir.

Hatta yapılan bilimsel veriler, 3. sayfa haberleri dediğimiz suçlardan, adam öldürme, yaralama, kavga vb. gibi hadiselerin yıllık istatistikleri incelendiğinde Hicri takvime göre 14 -15-16. günlerde, diğer günlere oranla daha fazla olduğu görülmüştür. Bu günler dolunay zamanına denk gelmektedir. Çünkü aydaki bu gelişmenin dünyayı doğrudan etkilediğini değerlendirmişlerdir.

Ayın yeryüzüne etki ederek okyanus kıyılarında deniz yüzeyinde gel git yaptığı gibi yüzde yetmişi sudan oluşan insan vücudunda da benzer etkiyi yaptığı düşünülmüştür.

İbrahim Hakkı Hazretleri der ki:

O sebeple tıbbın bilinen en meşhur otoritesi olan Hipokrat 'astronomi ilmini bilmeyen hasta tedavi etmeye kalkışmasın' der. Hipokrat`tan çok sonra yaşamış olan Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri de Marifetname isimli meşhur eserinde astronomiyi kitabının başında ele almıştır. Eserde Ay`ın durumuna göre insanın durumu madde madde anlatılmıştır.

İbrahim Hakkı Hazretleri, bu bölümde özetle der ki: 'Anatomi ilmini bilmeyen, tıptan, hikmetten ve kendini tanımaktan gafil olup yaratanını tanımaktan da uzak kalır. Bir kimse eğer anatomi eğitimi alıp yaratıcının kudretinin şaşırtıcı üstünlüğünü bu ilimde görürse ona üçtürlü faydası olur.

Birinci fayda: Böyle bir bileşim eserini (insan vücudunu) seyredip bu kadar mükemmel bir binayı en mükemmel şekliyle yaratan Allah`ın her şeye gücü yeten olduğunu anlarsın.

İkinci fayda: Bu kadar mükemmel bir bileşimi (varlığı) yaratanın ilminin sonsuzluğunu fark edersin. Yaratıcı olan Allah ın alim ve hakî m olduğunu yakî n gözüyle (şüphesiz olarak) anlarsın.

Ü çüncü fayda: Hak teâlâ`nın sana ne kadar lütuf ve inayet, şefkat ve merhamet üzere olduğunu anlayıp Rabbinin seni, her an terbiye kıldığını da şeksiz şüphesiz müşahede eder (anlarsın.) Çünkü Hak teâlâ, bedenlerin bileşiminde, hikmetlerden, faydalardan ve ziynetlerden (süslerden) bir kusur bırakmadan, hepsini en mükemmel haliyle yapmıştır.

Anatomi, insanın kendi nefsini (kimliğini kişiliğini) tanımanın anahtarıdır.'

Ay`ın durumuna göre reçete yazmak

Yine hilalin durumuna göre değerlendirildiğinde genellikle ölümlerin, yani canlının hayatının son bulmasının ayın 14`ünden yani dolunaydan sonraya denk geldiği vakıadır.

Birinci on dört günde canlanma, büyüme, yükselme ve enerjide nefsi arzularda güçve kuvvette, aşk ve ihtirasta zirveye çıkmak gerçekleşirken ikinci on dört günde hayatın tekrar yavaş yavaş eski haline dönmesi ve zevale ermesi söz konusudur.

Nitekim Romalı hekim Plinius da hastalarına dolunay ışığı altında uyumayı tavsiye etmemiştir.

Çünkü dolunayın insanı sersemleteceğini öne sürmüştür.

Yine gerek Osmanlı tıbbında gerek Tıbbı Nebevî `de hekimler hastalara reçete yazarken Ay`ın menziline göre hareket ederdi. Eğer ay 14`üne gelmemişse ona göre, 14`ünden sonraya evrilmiş ise ona göre reçete yazarlardı.

Sevgili Peygamberimizin de tavsiye ettiği hacamat tedavisi de ayın evrelerine göre değerlendirilir.

Hacamat yapan sağlık çalışanları hacamatı ayın 14`ünden sonra yapmaya özen gösterirler. Çünkü ayın yeryüzündeki 'gel-git' hadiselerine sebep olduğu gibi dörtte üçü su olan insan vücudunun da ayın çekiminden etkilendiğine işaret etmiştik.

Buna göre insan vücudunda kan basıncı yükselir, kan şekeri seviyesi yükselir, kortizon seviyesi yükselir ve bunların dengeye gelmesi için hacamat 14-15`inden sonra gündeme gelir;

Bu konuda batılı ilim adamları da araştırmalarda bulunmuştur. Bazı batılı bilim adamları ayın tıpkı denizlerdeki suyu çektiği gibi vücut sıvılarını da çektiği beyinde oluşan gel git dalgalarının insan davranışlarına doğrudan etki ettiğini savunmuşlardır.

***

'Oruçtut sıhhat bul'

Konumuza dönecek olursak Ramazan ayının hilalle başlayıp hilalle sona ermesi de insan vücuduna uygun olarak her bir Kameri ayın yenilenmesine denk gelecek şekilde başlangıçve bitişe sahiptir.

'Oruçtut sıhhat bul' hadisi şerifi de bu açıdan dikkate şayandır.

İşte bu sebepledir ki oruç, ayın evrelerine uygun şekilde doğanın ritmine uygun şekilde tutulduğu içindir ki vücuttaki tüm enzim ve hormonların dengesini düzenleyen bir süreçtir.

Normalde otonom sinir sistemimiz sempatik ve parasempatik olarak iki bölümden oluşur. Ve bu iki sistem günlük ve aylık hayatın döngüsü içerisinde sağlıklı bünyede dengede çalışır. Hastalıkların tamamı bu dengenin sempatik sistemin lehine yönelmesiyle başlar.

Tansiyon, şeker, kolesterol, kalp, böbrek, karaciğer, kanser vb. sorunları yıllar içerisinde başlar. Sempatik sistem daha baskın olmaya başlarsa yavaş yavaş hastalıkların ilk süreci olan fizyolojik hastalık süreci başlar. Zamanla hastalıklar da kronikleşerek yapısal boyuta gelir.

Bu durumda oruçesasında bünyede sempatik sinir sistemi lehine bozulan otonom sinir sisteminin dengesini, parasempatik sistemini kuvvetlendirerek düzenlemektedir.

Bugünkü tıbbı bilgilerimize göre de biliyoruz ki tüm hastalıkların tedavisinde bu iki sistemin dengelenmesi esastır.

Hangi tedavi yöntemi uygulanırsa uygulansın bu iki sistemin dengelenmesi sağlanamıyorsa tedaviden istenilen sonuçalınamaz.

Tüm insanlık, tarihi boyunca sağlık sorunlarının tedavi yöntemlerinden birisi olarak oruçtutmayı ve belirli bir süre açkalma yöntemini kullanmışlardır. Bu işin hikmeti insanlık tarihi boyunca kadim bir yöntem olarak bilinerek bugünlere aktarılmıştır.

Sonuçolarak oruç, Ramazan ayı boyunca maddi ve manevi dünyamıza kattığı sayısız faydaların yanında özellikle parasempatik sistemimizi kuvvetlendirerek beden sağlığımıza da çok büyük faydalar sağlamaktadır.

Sağlıkla kalın.