Sen seni zannettiğin gibi biri olmadığını anladığında başlıyor hayat oyunu... Ve anlıyorsun anlamak başka kabule geçmek bambaşka. Kolay mı ? Elbette sancılı bir süreç kendine sevgiyle hoşgörü ile alan açarak hafifletmeye çalışıyorsun bu sancıları, kendine kucak açtıkça da kabullenmeni kolaylaştıracak vesileler ile yaşıyorsun pekiştirici olayları. Ve işte o zaman ilk yuzlesmeden itibaren hayatın bir oyundan ibaret olmadığını anlıyorsun. Sadece oyundaki masumiyet ve samimiyetle yaşaman gerektiği gerçeği sana hayatla oyun arasında bir köprü sunuyor. Oyunun da kuralları var, hayatın olduğu gibi... Bir oyun kuralsız olmuyorsa, hayat nasıl kuralsız olabilir ki? Sadece bütün samimiyetinle bu kurallara uymaya gönüllü müsün? İşte orada başlıyor oyunun tadı lezzeti eğlencesi. Yenmek de yenilmek de haksızlığa uğramak da hepsi oyunun içinden kareler...Bu gönüllü olma hali, kabule geçmeye davet ediyor seni.
Sen kendini zannettiğin kişi olmadigini anladığında gerçeklerle yüzleştiğinde, hiç kimsenin de senin zannettiğin gibi olmadıgi gerçeği geliyor ardından, yüzüne sertçe çarparak açılan kapı bir başka kapıyı aralıyor. Kapılar ardi ardına açıldıkça kapıların yüzüne vurma sekli yumuşuyor... Yavaş yavaş yüzüne değil gönlüne dokunuyor bu kez. Ruhun aydınlanıyor evrende kapladığın alan genişliyor.
Bu kapıların açılma zamanı şekli vakti hepsi boşa geçmiş dediğin yılların eseri... Vesileler birbirini kovalıyor seni sana ulaştırmak, seni gerçek senle tanıştırmak için.. o yüzden ne ahlan ne vahlan.
Yıllarca saçını düzeltmek için elini uzattığın aynalar leke oldu da düzelmedi o saç yerinden.
Çünkü sen seni sadece karşıdakinde gördün ve senden uzak bir surette düzeltmeye çalıştın kendini. Başkasını düzeltmeye çalıştığın her konu her çaba aslında sende düzeltmeyi bekleyen hal idi. Çok uzak değildin yanı başındaydın kendinin. Elin saçına uzanacak kadar yakındı. Lakin sen seni zannettiğin kişi olarak tanımadığın için, gerçek sen ile tanışmadığın için yıllarca elini başka aynalara uzattın... Onlarda gördüğün senin kendi halindi de, sen hep onların hâli zannettin. Ayna misali.