Bakırköy Anadolu Lisesi

Bakırköy Anadolu Lisesi 1959 yılında açıldı. Sur dışındaki ilk lise. Eğitim- Öğretim bütün okullar gibi onun da asli görevi. Nitekim şu ana kadar binlerce insan yetiştirmiş.

Bakırköy Anadolu Lisesini farklı kılan kültür, sanat, tiyatro, müzik v. Alanlarındaki başarıları. Tarık Akan, Rutkay Aziz, Ahmet Arıman (Hayta İsmail) ve Fulya Zenginer gibi sinema ve film dünyasından tanıdıklarımız burada okudu.

İlkay Akkaya ve Dila Kalafatoğlu gibi müzisyenler de Bakırköy Liseli..

Bunlardan Fulya Zenginer ile Dila Kalafatoğlu aynı dönemlerde öğrencim oldu.

Fulya okul meclis başkanlığını da bir yıl yürüttü.

2000 yılının 18 Nisan tarihinden bugüne ben de Bakırköy Anadolu liseliyim.

Bu okula gelmemde ilk mezunların ısrarları, ahbaplığımız ve okuldan övgü ile bahsetmeleri etkili oldu.

Bakırköy Lisesi’nin ilk mezunlarından olan Ekmel Denizer, Celal Akbulut, Zihni Bayar ve Veysel Atayman gibi rahmetli yazarlarla daha önce tanışıklığım ve ahbaplığım vardı. Ekmel ağabey Bakırköy Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’nin kurucularından ve o dönemki başkanıydı. Ekmel ağabey Bakırköy Lisesi’ne gelmemi hararetle istedi. Ben de başka bir okula çıkmış olan tayinimi bir “eve yakın olması gerekçeli” bir talep dilekçesi yazarak; Turan Yazgan’ın mektubu, Dilaver Cebeci ve Ümit Meriç’in de selamlarıyla zamanın İl Milli Eğitim Müdürü olan Ömer Balıbey’e giderek Bakırköy Lisesi’ne dönüştürdüm.

Okulda göreve başladığımda Alaettin Çakmak Bey müdürdü. Altı ay önce göreve başlamıştı.

Ondan önce uzun yıllar görev yapan rahmetli Süleyman Karabulut’u hastanede ziyaret ettiğimde tanıdım. Ahmet Kabaklı gibi ortak tanıdıklarımız da olunca kanımız birbirimize kaynamıştı.

Alaettin Bey’den sonra Cengiz Tarbak, Mehmet Koç, İrfan Müftüoğlu ve Yener Yıldırım Beyler okulun müdürlüğünü yaptılar. Bir yıla yakındır da Ertuğrul Özkaya Bey okul müdürü. 

Bütün bu eğitimci-müdürlerin amaçları okulu daha iyi ve daha başarılı hale getirmek. Hepsinin de bu yöndeki çabalarına şahidim. 

Ama her birinin kişilikleri gibi yöntemleri de farklı olabiliyor.

Yöntemlerine bağlı olarak da kurum içerisindeki öğretmenlerle iş birliği geliştirebiliyorlar.

Farklı projeler de ortaya çıkıyor.

Bu bağlamda hareketli ve baş döndürücü faaliyetlerin Ertuğrul Bey ile artmaya başladığını söyleyebilirim. Ertuğrul Bey’in öğretmenleri teşvik etmesi, faaliyetleri içselleştirmesi, sahiplenmesi ve mali boyutunu çözmesi gibi faktörlerin de başarıyı arttırdığını düşünüyorum.

Tiyatro, festival, resim sergisi, gezi vb. faaliyetler bu yazı kapsamında ve bu dönemde izleyebildiğim faaliyetler.

İlk defa Balfest (Bakırköy Anadolu Lisesi Festivali) festivali gerçekleştirildi. Festival kapsamında yarışmalar, konser, tiyatro ve spor müsabakaları yapıldı. Ayrıca felsefe öğretmeni Nimet Ercan düşünsel çabası ve muhteşem kurgusuyla, ilk defa Bakırköy Anadolu Lisesi Felsefe Yürüyüşü de bu festivalde gerçekleşti. 

İstanbul Efendisi isimli oyun ise neredeyse birinci sınıftı. Öğretmenlerden Yusuf Özkaya ile İlknur Şahin öğrencileri muhteşem hazırlamışlar. Oyunda yer alan öğrenciler rollerini çok iyi yaptılar. Bunlardan birkaç tanesini de kısa zaman içerisinde tiyatro ve film sektöründe göreceğimizi umuyorum.

Resim sergisinde de yer alan resimlerden öğrencilerin çok iyi hazırlandıklarını ve yetiştirildiklerini anlamaktayız. Bunda da en fazla pay; Tuba Bozdağ, Ayşe Özkan ve Ali Ak hocalarındır.

Müdür Yardımcısı Selma Özmen Hanım da okulun sosyal medya hesaplarında etkin paylaşımları ve tecrübesiyle başarıda önemli pay sahiplerinden.

2000 yılından bu yana yüzlerce öğretmen arkadaşla çalıştım. Her biri farklı farklı özellikler taşıyorlardı. Bu özelliklerine bağlı olarak da katkıları da değişiyordu. Bu noktada Halil Aydoğan’ı da hatırlamadan geçmek istemem. Okulda üç-dört yıl çalıştı. Edebiyat öğretmeni idi. Ele avuca sığmayan, hareketli bir arkadaştı. Her yıl mutlaka bir mega projesi olurdu. Bir sene okulun basketbol takımının koçluğunu yaptı. Bir sene üniversiteye hazırlık kitapçığı yazdı. Bir sene de okulun belgesel filmini yapma fikri ile okula geldi. Yaptı da..(https://www.youtube.com/watch?v=BdsH4vTgsYc) .Bütün bu işleri yaparken yol kazaları da oluyordu. Yaptıkları işlerde onu desteklediğim için yol kazalarında da bana gelirdi. Belgeselin müzik meselesi de bunlardan birisiydi. Onu da hallettik. Vahdang Makalatia ile Osman Eriş’in birlikte yaptıkları “Kırık Senfoni” isimli eseri de “Bakırköy Liseli Olmak” belgeseline izin alarak film müziği yaptık. İyi de oldu.

Anlatacak ve yazılacak çok şey var. Ancak daha fazla fotoğraf ve afişe yer verme isteğim yazıyı uzatmamı engelliyor.

Bakırköy Anadolu Lisesinin Eğitim- Öğretim kalitesi kurulduğu tarihten günümüze değin hep üst sıralarda olmuştur.

Bu yazımızın konusunu oluşturan kültür, sanat, tiyatro vb. alanlarda ise üç döneme ayırabiliriz:

1959-1980 arası Şahlanış Dönemi,

1980-2010 arası Durağan Dönem,

2010 ve sonrası Yeniden Şahlanış Dönemi.

Sonuç olarak; “Bakırköy Anadolu Lisesi Aslına Rücu Ediyor” diyebilmek mümkündür.