Osmanlı asırlarının İstanbul`unda Ramazan-ı Şerif ayının 15`incü günü Baklava Alayı`yla şenlenirdi. Bu yazımızda Baklava Alayı geleneğine mufassalan göz atacağız. 

Şehirlerde dün bugüne, bugün de yarına halkının yaşam tarzı, inanışları, örf, âdet ve gelenekleriyle taşınır. Kent sakinlerinin kimlik inşasında yaşanmışlıkların ve âdetlerin önemli bir yeri vardır. 

Asırlar boyunca bu toprakların insanlarının yaşadıkları, yaşattıkları, kuşaktan kuşağa devşirdikleri âdetler İstanbul`a ruh, İstanbullulara kimlik kazandırmada önemli roller üstlenmiştir. 

Kadim İstanbul`da uygulanagelen binlerce âdet vardır ki bunların bazısı unutulmaya yüz tutmuş, bazısı da toplumun hafızasında arka plana itilmiştir. Bizden önce yaşayıp da ebedî âleme sırlanan yedi tepeli şehrin güzel insanlarının gönül evlerinde hassas bir kuyumcu maharetiyle geliştirdikleri âdetlerimiz Müslüman irfanının Türk kültürüyle harmanlanmasıyla ortaya çıkmış kendine özgü umdelerdir. Söz konusu umdelere, İstanbul`un âdetlerine göz ucuyla dahi bakıldığında sıradan insanların afâkî âlemlerindeki basitliğin, buna mukabil, enfüsî dünyalarındaki incelik ve ihtişamın yansımaları görülür. 

Adaleti, yardımlaşmayı, mürüvveti, vefâyı, diğerkâmlığı omuzlarının üzerinde kutlu birer değer olarak mütemadiyen yükseltmiş bulunan ve her daim Hakk`ın hatırını gözeten insanlarımızın hâlet-i ruhiyelerini iki mısraya sığdırmak mümkündür: Â yinedir bu âlem her şey Hakk ile kâim/Mir`at-ı Muhammed`den Allah görünür dâim.

Doğumdan ölüme, tahsil hayatından ticaret ve komşuluk hukukuna kadar hemen tüm İstanbul âdetlerinin ortak yönü kanaatimizce ihsandır. İhsan ise kişinin kulluğunu, bir adım öteye, insanlığını sürekli hatırında bulundurarak insan eşref-i mahlû kât olarak kalabilmeyi başarmasıdır. Osmanlı Cihan Devleti asırlarında İstanbul`da hayat sürmüş bulunan atalarımızın sırrı ise şüphesiz insan-ı kâmilliklerinde mündemiçtir.

Evveli rahmet, ortası mağfiret sonu cehennem azabından kurtuluş olarak müjdelenen Ramazan-ı Şerif ayında da Osmanlı İstanbulu`nda her birinin keyfiyeti diğerin hâiz pek güzide âdetlerimiz vardı. Bu yazımızda Baklava Alayı geleneğine mufassal olarak göz atacağız. 

Baklava tatlısı öteden beri mutfağımızda önemli bir mevkie sahiptir. İstanbul`da saray mutfakları başta olmak üzere konaklarda ve evlerde muhtelif tatlılarla birlikte baklava da sürekli yapılagelen tatlılar arasında yer almıştır. Sarayda özellikle Ramazan aylarında iftar sofralarının vazgeçilmez ikramlarından olan güzide tatlı, Baklava Alayı`yla saray âdetleri arasına girmişti. 

Osmanlı Cihan Devleti asırlarında Topkapı Sarayı nda askerlere baklava ikram etme gibi bir gelenek vardı. Kanuni Sultan Süleyman Han döneminde başlayan bu âdet gereğince Ramazan-ı Şerif ayının 15 inci günü Hırka-i Saâdet Dairesi ziyaret edilir, bu vesileyle İstanbul daki Kapıkulu askerlerine Asitane de bulunan Yeniçerilere ve diğer askerlere on kişiye birer tepsi olmak üzere saray baklavası dağıtılır, İstanbul halkı da alayın geçeceği güzergâhtaki yerlerini alırdı.

Yeniçeri Ortaları, Kapıkulu Sipahileri, Cebeciler, Topçular, Top Arabacılar, Kumbaracılar, Tersaneciler, yanlarında komutanları olduğu halde Topkapı Sarayı na Ortakapı dan girerek Silâhdar Ağa dan kendileri için hazırlanmış baklava tepsilerini alırlardı. Yeniçeri askerleri Topkapı Sarayı ndan aldıkları baklavaları tüm Yeniçeri kışlalarına gösterişli bir şekilde dağıtırdı. Söz konusu dağıtıma da Baklava Alayı denilirdi. 

İstanbul da son Baklava Alayı nın Hicrî 1241 (M. 1826) yılının Ramazan-ı Şerif ayında düzenlendiğini belirten Reşat Ekrem Koçu, Yeniçerilerin Silâhdar Ağa dan aldıkları baklava tepsilerini Ortakapı dan birinci kapıya çıkardıklarını belirttikten sonra sözlerine şöyle devam eder: 'Birinci avluda her Yeniçeri ortasının ustası, sakası, mütevellî si, odabaşısı ve karakollukçusu ve bayraktarı baklava tepsilerinin önüne düşer, gürültülü, şenlikli bir alayla Bab-ı Hümâyun dan çıkarak kışlalarının yolunu tutarlardı.' 

Baklava Alayları, Ramazan aylarında İstanbul esnafının önemli gelir kalemlerinden biriydi. Alaydan günler önce sarayın sipariş ettiği baklavalık malzemeler ve baklava tepsileri tedarik edilerek Topkapı Sarayı na gönderilirdi.