Balat Monologlar Müzesi

Abone Ol

Bu yıl kafama kazınan belki üçya da dört oyun oldu. Bugün gittiğim ise mekânıyla bütünleşmiş oyunlar gösterisiydi.

Balat Monologlar Müzesi, Balat için yazılmış 10 ya da 15`şer dakikalık oyunlardan oluşan bir gösteri.

Sergilendiği mekâna gelirsek ki orayı sadece bir 'mekân' olarak nitelemek büyük haksızlık olacak. Birkaçsaat içinde ruhumu kemiren o yerin kocaman duvarların arkasında ürkek, üzgün ve yapayalnız duruyor olması beni ayrıca dehşete düşürdü.

Yuvakimyon Rum Kız Lisesi

Okulun kısa hikâyesi şöyle: 1879`da temeli atılan bu Rum okuluna Yoakim olan iki patriğin ismi konur ve Yoakimyon Rum Okulu olarak bugünlere gelir. 1910`da 590 öğrencisi olan okul 1988`de neredeyse öğrenci bulamaz. Oldukça kısa oldu evet zira amacım okulun tarihini anlatmaktan ziyade herkese hemen hemen aynı duyguları hissettiren dokusu, kokusu, yalnızlığı ve insanları kucaklayışı;

Her sınıfta tek kişilik bir oyun sergileniyor. Monolog şeklinde süren oyunlara zaman zaman izleyiciler de dâhil oluyor. Boyaları dökülmüş sınıfın birinde bir adam aşkı anlatırken yan sınıfta umuttan bahsediyor bir diğer oyuncu, öteki Eyüp`ün yokuşlarında yaşananları hicvederken, üst kattaki sınıfta Hamlet`in kulakları çınlıyor.

Oyunlar hakkında daha fazla bilgi vermek istemiyorum. Bununla alakalı tek diyeceğim şey bir dahaki sefere oynanacak olan akşam oyununa gitmek!

Sınıflardaki tahtalarda kalmış yazılar, duvarda asılı duran öğrencilerin, öğretmenlerin siyah beyaz fotoğrafları;

Zil hala duvarda asılı; Şimdi oynan oyunların bitiminde çalsa da sanki hâlâ sınıftan koşarak çıkacak öğrencilerin şamatalarını bekler gibi duruyor. Biyoloji derslerinin olmazsa olmazı bağırsaklı, böbrekli mankeni ise başköşede; En güzeli de haritalardı ve haritaların asılı olduğu tahtanın en üstünde yazan 'Kırmızı Başlıklı Kız' yazısı; Orada en son kim kime neyi anlattı belki de bir müsamere provası vardı.

Kim bilirlerin, belkilerin, acabaların, keşkelerin, nedenlerin gölgesi dolanıyordu okulun duvarlarında. Sıraların üzerilerine kazınmış isimlerin sahipleri şimdi nerede?

Ya ben neredeyim;