Çoban köpeği, av köpeği, polis köpeği, bekçi köpek… Eğitilmiş köpek bir güvenlik unsurudur, ya eğitilmemiş köpek?
Belki de karada yaşayan hayvanlar arasında en yırtıcı en vahşi özelliklere sahip olan hayvan “köpek”tir ki, denizde de en canavar balığa “köpek balığı” denmesi bundandır. Bekçi köpekten kurt korkar, ayı korkar, birçok vahşi hayvan korkar… Evet, köpek korkulması ve tedbir alınması gereken vahşi ve saldırgan hisleri olan bir hayvandır.
İnsanlar tarih boyunca birbirini kızdıracak ifadelerde sıkça “köpek”i kullanmışsa, tarihteki halkları ve milletleri mi suçlayacağız? “Köpek” kelimesinin bir küfür ve ötekileştirme olarak kullanılması tesadüf mü? Madem köpek bu kadar değerli, o halde yiğitlik ve güç benzetmelerinden dolayı bir adama “arslan” değil de “köpek” diyebilir misiniz? Peki, ülkemizde ve dünyada “arslan” sayısız kaç ailenin soyadıdır da hiç soy ad olarak “köpek” duydunuz mu? “Arslan” her millette erkek adı olarak da kullanılır: Lion, leo, şir, singa… Kurnazlıkta “tilki”nin, güzellik ve endamda “ahu, ceylan ve maral”ın, kabalıkta “ayı”nın, aşağılamada ve kullanışa müsait olma durumunda “eşeğin”, sinsilikte “yılan”ın, “çiyan”ın ve “çakal”ın kullanılması halkların binlerce yıllık hayat tecrübesiyle oluşmuş dildir. “Kuş beyinli, timsah gözyaşı, balık hafızalı, papağan gibi tekrarlamak, nankör kedi, kişinin danalığını bilmek, yılkı gibi dolaşmak, maymun iştahlı olmak…” Bu söz kalıpları gibi dünya halklarının dilinde hayvan cinslerinin özellikleriyle oluşmuş nice söz kalıbı var. Bunlar adı geçen hayvanların özelliklerini göstermesi açısından önemli veriler…
TCK maddelerinin 125-131 arasında şerefe karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiş yasaya göre şu hayvan isimleri “sövme” suçu olarak kabul edilmiştir: “Eşek”, “köpek”, “öküz”, “sığır”, “it”, “çakal”, “katır”, “fare”, “enik”, “sıpa” vb. hayvan isimleriyle hitap etmek de hakaret suçuna vücut verir.
Velhasıl, dünyada bir iltifat sözünde “köpek” kelimesi yoktur. Milyarlarca insan geldi geçti bu dünya üzerinden. Onlar köpeğin vahşi olduğunu bilmiyordu da şu bizim sözde “hayvan hakları savunucuları” mı keşfetti, fark etti köpeğin masum can olduğunu? Hem bu hayvan haklarıyla öne çıkanlar neden diğer hayvanlarla bu kadar ilgilenmez de köpeği kutsayacak kadar önemserler? Bir başka soruda “köpek” savunucuları olarak karşımıza neden daha çok “kadın”lar çıkıyor? Ailenin dağılması, yalnızlaşan kadın, Avrupa’nın sinsi planı ve desteklemesi… Tüm bunların sosyal, politik, ahlâk ve ekonomik tarafları çok ciddi araştırma konusu… Biz başıboş köpeklere dönelim:
Eğitilmiş köpekler eğiten için faydalıdır. O köpekler sahiplidir ve insana hizmet eder. İster polis köpeği olsun ister çoban köpeği ya da bekçi köpeği, vahşiliği nedeniyle caydırıcı bir unsurdur. Demek ki köpek korkulacak varlıktır. O köpekler eğitimcilerinin talimatlarıyla ancak disipline olurlar, serbest kaldıklarında yine vahşi tarafları öne çıkar. Bu nedenledir ki yanlarında eğitmenleri olsa da köpekler tasmalı, zincirli veya ağızlıklıdır. Diğerine zarar verme ve saldırma konusunda köpeğe asla güven olmaz.
Evet, başıboş köpek canavardır, (kurumsal veya kişisel) sahipli köpek ise sahibinin koruması ve silahıdır. Vahşiliği sadece sahibine, eğitmenine karşı tehlike değildir ki dünyada kendi sahibini parçalayan köpek haberlerine de zaman zaman rastlıyoruz:
24 Ocak 2025 tarihli haberde, Romanya'da yaşayan ve kendisinden 5 gündür haber alınamayan Adriana Neagoe isimli kadının evinde yarısı yenmiş halde bulunduğu; 34 yaşındaki kadını, kendisinin baktığı iki köpeğin yediği ortaya çıktı.
23 Şubat 2025’te İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bir oto yıkamada bakılan pitbull cinsi iki köpek, sahibine ve yanındaki bir kişiye saldırdı.
13 Aralık 2017’de ABD'nin Virginia eyaletinde pitbull cinsi köpeklerini gezmeye çıkardıktan sonra cansız bedeni bulunan 22 yaşındaki Bethany Stephens'in kendi köpekleri tarafından parçalandığı tespit edildi.
Yüzlerce örneği burada sıralayabiliriz. Kıymetli okurlarım, internette arama motorundan köpek vahşetine dair sayısız haber bulabilir.
Bu konuda Veteriner Prof.Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu “Gönül”e (Kültür ve medeniyet dergisi) verdiği bir röportajda çok önemli bilgiler paylaşmış:
‘Başıboş köpek’, insanoğlunun on binlerce yıl önce köpek türünü evciltmeye başlaması dönemlerinde bile karşılığı olmayan bir kavramdır. Antik çağlara dair arkeolojik görsel bulgularda dahi, köpekler bağlı ve kontrol altındadır.
Günümüze kadar geçen dönemde insanoğlu, evcilleştirdiği hayvanların sahibi olmuştur. İnsan, vahşi-doğal yaşamından kopardığı hayvanları evcilleştirirken onlara bakım, barındırma, tehlikelerden koruma, besleme konforu ve garantisini vermiş, karşılığında da hayvanlardan yararlanmıştır.
‘Medeniyet dediğimizin, tek dişi kalmış canavar’ olduğunun idrakiyle, ‘gelişmiş ülkeler’ olarak ifade edebileceğim ülkelerde, evcil hayvanlar, elbette köpek türü, tamamıyla insan kontrolü altında sahipli olarak yaşar.
…
Başıboşluk, evcilleştirme sürecinin amaç ve sonuçlarına; evcilleştirilen hayvanın da ihtiyaçlarına uygun değildir. İnsan bakımına bağımlı ve insan eli altında barındırılmak zorunda olan hayvanlardan, özellikle köpek türü, 42 keskin dişi, güçlü çene yapısı, insana yaklaşma ve saldırma cesareti, türüne özgü içgüdüleri ile başıboş iken, insan ve diğer canlıların can güvenliğini tehdit etmektedir.
(Devam edecek)