Bazilika Sarnıcı ve iki Medusa Başı

Abone Ol

İstanbul un gezip görülecek yerlerinin başında gelir Bazilika Sarnıcı. Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da anılır. Suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında 'Yerebatan Sarayı' olarak isimlendirilmiştir.

arnıçta yer alan her biri 9 metre yüksekliğinde, birbirine 4.80 metre uzaklığındaki 336 mermer sütunun başlıkları yer yer farklı özellikler taşıyor. Köşeli veya yivli biçimde olan birkaçı hariçbüyük çoğunluğu silindir biçiminde olan sütunların büyük bir kısmı tek, bir kısmı ise iki parçadan oluşuyor.

Tuğladan örülmüş 4.80 metre kalınlığında duvarların yanı sıra tuğla döşeli zemine sahip sarnıçta kullanılan kalın Horasan harcı, sarnıcın su geçirmez hale gelmesini sağlıyor.

Aynı zamanda Turist rehberi olduğum için pek çok kez ziyaret etmişimdir, burayı.&nbsp Her ziyaret edişimde, huzur, sük&ucirc net, biraz da ürperti duyarım. Burayı gezdirdiğim misafirlerimde aynı duyguları yaşadıklarına şahit olurum. Ayasofya ve Sultanahmet Camisi nin içinde bulunduğu Tarihi Yarımada da şehrin su ihtiyacını karşılamaları amacı ile su sarnıçları ile donatılmıştır.

Biraz yerin altına biraz inseniz mutlak bir sarnıca rasgelirsiniz. Yok edilenleri saymıyorum bile;

Bu sarnıcı ilgi çekici hale getiren, hatta sarnıcın kendisi kadar alaka uyandıran, sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak yer alan iki Medusa başıdır.

Bu heykeller, Roma Dönemi heykel sanatının en önemli örnekleridir, diyebiliriz.

Sarnıcın inşası sırasında salt sütun kaidesi olarak kullanılması amacıyla getirildikleri düşünülen fakat sarnıca nereden getirildiği tam olarak bilinmeyen heykeller, gezdirdiğim misafirlerin alakalarını cezbediyor.

Bu görüşe rağmen, Medusa Başı hakkında birtakım efsaneler oluşmuştur.

Bir efsaneye göre Medusa, Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üçGorgona` dan biridir. Bu üçkız kardeşten yılan başlı Medusa, kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Bir görüşe göre o dönemde büyük yapılar ve özel yerleri korumak için Gorgona resim ve heykelleri kullanılırdı ve Sarnıca Medusa başının konulması da bu yüzdendir.

Başka bir rivayete göre de Medusa, siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücudu ile övünen bir kızdı. Medusa, Zeus` un oğlu Perseus`u seviyordu. Bu arada Athena da Perseus`u seviyor ve Medusa`yı kıskanıyordu. Bu yüzden Athena, Medusa`nın saçlarını yılana çevirdi. Artık Medusa`nın baktığı herkes, taşa dönüşüyordu. Daha sonra Perseus, Medusa`nın başını kesti ve onun bu gücünden yararlanarak pek çok düşmanını yendi.

Buna dayanarak Medusa Başı, Bizans`da kılıçkabzalarına işlenmiş ve sütun kaidelerine (bakanların taş kesilmemesi için) ters olarak yerleştirilmiştir. Bir rivayete göre de Medusa, yana bakıp kendisini taşa çevirmiştir. Bu yüzden buradaki heykeli yapan heykeltıraş, ışığın yansıma açılarına göre Medusa` yı üçayrı konumda yapmıştır.

İki Medusa Başı`dan sonra ziyaretçilerin ilgisini çeken, sarnıcın bitiş noktasında oyma ve kabartmalar şeklinde yapılan tavus gözleri ile gözyaşı taşları bulunuyor. Bir diğer adı ile 'Ağlayan Sütun' olan gözyaşı sütunu, nemli bir yapıya sahip olmasından dolayı ağlıyormuş görünümü verir. Gözyaşı sütunun hemen arkasında ise dilek havuzu bulunur.

Durgun su yerine akarsuyu tercih eden Osmanlıların kendi su tesisini kurduktan sonra kullanmadığı anlaşılan Sarnıç, 1540 lı yıllarda Bizans kalıntılarını araştırmak üzere İstanbul u gezen Petrus Gyllius tarafından yeniden gündeme getirildi.

P. Gyllius, araştırmalarından birinde, Ayasofya civarında dolaşırken, buradaki evlerin zemin katlarında bulunan kuyu benzeri yuvarlak büyük deliklerden ev halkının aşağıya sarkıttıkları kovalarla su çektikleri, hatta balık tuttuklarını öğrendi. Büyük bir yeraltı sarnıcının üzerinde bulunan ahşap bir binanın duvarlarla çevrili avlusundan, yerin altına inen taş basamaklardan elinde bir meşaleyle sarnıcın içerisine girdi. P. Gyllius, çok zor şartlarda sarnıcı sandalla dolaşarak ölçülerini alıp sütunlarını tespit etti. Gördüklerini ve edindiği bilgileri seyahatnamesinde yayımlanan Gyllius, birçok seyyahı etkilemiştir.