Beylikdüzü Yaşam Vadisi 1. etapta, yeni tip koronavirüs tedbirlerine uygun düzenlenen festivalde, moderatörlüğünü Ümit Nar'ın üstlendiği 'Sahaf Söyleşileri kapsamında 'Bizi Bize Sevdiren Sevgili: Adile Naşit' başlıklı program gerçekleştirildi.

Beylikdüzü Belediyesinin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanan programda konuşan 'Yeşilçam Yıldız Sisteminde Bir Anti-Yıldız: Adile Naşit' başlıklı kitabın yazarı Sibel Öz, Naşit ailesinin Türkiye'nin sahne sanatlarına damga vuran bir aile olduğunu söyledi.

'Adile Naşit'i Ertem Eğilmez keşfediyor'

Öz, Adile Naşit'in babasının tiyatronun efsane isimlerinden tuluatçı 'Komik-i Şehir' Naşit Bey, annesinin kantocu Amelya Hanım, büyükannesinin kantocu 'Küçük Verjin', dedesinin kemani Yorgi Efendi, dayılarının tuluatçı-düettocu Niko ve kemani Andre, kardeşinin ise tiyatro ve sinema oyuncusu Selim Naşit olduğunu aktardı.

Adile Naşit'in bu anlamda soydan gelen bir sanatçı olduğunun altını çizen Öz, usta sanatçının babası Naşit Bey'i kaybettikten sonra maddi anlamda zorlu günler geçirdiğini ve bir süre Kasımpaşa'da bir bayrak atölyesinde çalıştığını anlattı.

Öz, Naşit'in oyunculuk aşkıyla annesini ikna ederek, bayrak atölyesinden sonra Şehir Tiyatrolarının çocuk oyunları bölümüne girdiğini belirterek, 'Yani Adile Naşit, bir şekilde kendi iradesini zorlayarak yolunu tekrar tiyatroya çeviriyor. Zaten çocukken Şehzadebaşı'nda Turan Tiyatrosu'nun hemen üstünde oturmalarından dolayı aslında bütün hayatları tiyatroyla iç içe geçiyor. Bir kere sahne tozunu yuttuğu için bir daha tiyatrodan vazgeçmiyor.' dedi.

Adile Naşit'in yaklaşık 41 yıllık sanat hayatında 98 filme imza attığını dile getiren Öz, şöyle devam etti:

'Benim akademik alanım sinema. Sinema alanı içerisinde Adile Naşit kimdir, adı geçince gülümsüyoruz, burnumuzun direği sızlıyor. Aradan yıllar geçmiş ama bu duygular eksilmiyor. İşte ben kitapta akademik açıdan bunların cevabını vermeye çalıştım. Fakat bir de tiyatroda Adile Naşit var.

Pek çok yönetmenle çalışmış Adile Naşit. Yönetmenler sürekli değişiyor, aslında Ertem Eğilmez'e kadar Naşit'in keşfedilmemiş olduğunu anlıyoruz. Onu Ertem Eğilmez keşfediyor ve ondan sonra da şu an Adile Naşit dediğimizde evimizden birisi olarak aklımıza geliyor. Fakat tiyatroda çok daha özgür bir Adile Naşit var.'

 'Adile Naşit adeta anne rollerine hapsedilmiş'

Sibel Öz, Hababam Sınıfı'nın tüm filmlerinde Adile Naşit'in yer aldığını hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Bu aslında Adile Naşit eşittir Hababam Sınıfı demek. Ertem Eğilmez, bir röportajında 'Biz ne yazık ki Adile Naşit'in yüzde 20'sini değerlendirebildik.' diyor. Oysa tiyatrocuyken Adile Naşit bu kadar bilinmiyor. Esas olarak 1970'li yıllarda popüler oluyor ve halkın sevgilisi haline geliyor. Evet hepimizin annesi, bizden biri, fakat şöyle bir handikap var Adile Naşit adeta anne rollerine hapsedilmiş. Oysa kendisi çok büyük bir sanatçı. Annesi devrin en önemli kantocusu. Anneannesi, dedesi, dayısı, kardeşi büyük bir sanatçı.' değerlendirmesinde bulundu.

Naşit'in Türk sinemasında yıldız sistemini kıran tek oyuncu olduğuna ve çok erken yaşta vefat ettiğine işaret eden Öz, 'Adile Naşit, Ayşen Gruda kadar yaşayabilseydi çok daha fazla konuşacaktı. Onu çok daha fazla tanıyabilecektik. Ben sadece birkaç röportajını bulabildim. Gayet samimi röportajlar vermiş. Fakat magazin basınına kendini kapatmış. Ses dergisi mesela röportajda manşete şunu almış, 'Aşağılık kompleksi olan bir insanım' yani böyle olunca da konuşmamış.' dedi.

'7. Barış ve Sevgi Buluşmaları' çerçevesinde gerçekleştirilen söyleşi, Öz'e çiçek ve plaket takdim edilmesiyle sona erdi. 

Adile Naşit'in rol aldığı filmlerden bazı sahnelerin de izleyiciyle buluştuğu programın ardından Sibel Öz, 'Yeşilçam Yıldız Sisteminde Bir Anti-Yıldız: Adile Naşit' başlıklı kitabını imzaladı.

İTTİFAK - AA