Benim için vazgeçilmez olan soğanın, gazete manşetlerinden inmeyeceğini hiçtahmin edemezdim.

Soğan mutfak kültürümüzün vazgeçilmez öğesidir. Türkiye günde 4.938 ton soğan tüketiliyormuş. Öyle ki, babam kuru soğanı çuvalıyla alırdı. Babamın çocukluğumda soğanı kilo ile aldığına hiçşahit olmadım. O zamanlar kırmızı uzun olurdu ve çok dayanıklıydı. O zaman beyaz soğan yoktu bizim oralarda. Beyaz soğan biraz daha dayanıksız oluyor. Şimdi çuval ile soğan alabileceğini hiçsanmıyorum. Çünkü bir çuval soğan alırsa emeklilik maaşını vermesi gerekir. Biliyorsunuz doğrarken gözyaşlarını tutmak ne mümkün... Şimdi marketten, pazardan alırken fiyatları göz yaşartıyor. Bu arada size bir faydalanacağız bilgi vereyim, soğanın, gözlerden yaş gelmesine sebep olan yapısında kükürt bulunan propanthial-S-oksit maddesidir. Eğer soğanı doğrarken gözyaşı dökmek istemiyorsanız, ağzınıza bir lokma ekmek alıp çiğneyerek doğrayınız.

Geçen yıllarda BBC`de okuduğum bir haberde soğanın sadece bizim için değil aslında soğan, dünyanın her yerinde bulunabilen bir besin. Birleşmiş Milletler (BM) en az 175 ülkede soğan yetiştirildiğini bu sayının buğday yetiştirilen ülkelerin iki katından fazla olduğunu kaydediyor. Buğday, ağırlık olarak dünyanın en büyük miktarda yetiştirilen besin maddesi. Günümüzdeyse soğan ticareti ufak çaplı. Soğanın yüzde 90 ı yetiştirildiği ülkede tüketiliyor.

Yale Ü niversitesi nin Babil Koleksiyonu`nda çok ünlü üçküçük kil tablet bulunuyor bunlar dünyanın en eski yemek kitapları.

Çivi yazısıyla yazılı tabletlerin sırrı, neredeyse 4000 yıl, yani 1985 e dek çözülememişti.

Tabletlerin sırrını çözen Fransız Asur Uygarlığı uzmanı olan ve aynı zamanda seçkin yemekler de yapabilen Jean Bottero ydu. Bottero, şaşırtıcı zenginlikte, gelişmiş, ileri düzeyde ve sanatkârane bir mutfak geleneğini ortaya çıkardı, o zamanda soğan mutfakların olmazsa olmazı imiş.

Bottero, Asurluların soğangiller familyasının her türüne takıntılı olduklarını, soğanın yanı sıra pırasa, sarımsak ve arpacık soğanını da bolca kullandıklarını söylüyor.

Asurluların bildiğimiz soğana bağlılığını, bugün de yemek pişirenlerin çoğunluğu sürdürüyor. Soğansız yemek tarifi veren kitaplar son derece ender.

Buğdayın aksine soğan, belli başlı bütün yemek geleneklerinin temel öğelerinden biri. Hatta gerçekten küresel olan tek besin maddesi.

Gıda tarihçisi Laura Kelley, 'Genetik çözümlemelere bakılırsa, soğan Orta Asya dan geldi. Mezopotamyalılar soğanı kullanmaya başlamadan çok önce insanların mutfaklarındaydı soğan. Avrupa ya da TunçDevri nde kullanılmaya başladığına dair veriler bulunuyor.' diyor.

Kelley, 'Soğanın çok güzel bir bitki olduğunu düşünmüş ve sonra da yenebildiğini keşfetmiş olabilirler. Çok kolay yetiştirilen bir bitki olan soğan aynı zamanda çok az haşere çeker. Soğanın Milattan Önce 2000 yılında İpek Yolu yla nakledildiğine kuşku yok.' diye ekliyor.

Soğan üretimi ve tüketiminde başı çeken ülkeler Çin ve Hindistan. Dünyada üretilen yıllık 70 milyon tonu aşkın soğanın yaklaşık yüzde 45 ini bu iki ülke yetiştiriyor.

Ama aslında kişi başına yenilen soğan miktarına bakılırsa, Çin ve Hindistan ilk sıralarda değil.

Dünyada en fazla soğan yenilen ülke Libya. BM verilerine göre, 2011 yılında kişi başına soğan tüketimi miktarı 33,6 kilogram oldu.

Bir Libyalı arkadaşım, 'biz her şeyi soğanla pişiririz.' diyor. Soğanlı makarnayı veya soğanlı kuskusu, Libyalıların milli yemeği sayanlar bile var.

Gıda tarihçisi Kelley, Batı Afrika kültürlerinde de çok fazla miktarlarda soğan tüketildiğini ama bu ülkelerin hiçbirinin BM nin ilk 10 ülkesi arasına giremediğini belirtiyor. Örnek olarak da Senegallilerin 'Yassa' adlı yemeğinde diğer sebze veya ete kıyasla çok büyük oranda soğan kullanılmasını gösteriyor bu yemeğin adeta 'soğanlı soğan yemeği'ne dönüştüğünü anlatıyor.

2011 yılında İngiltere de kişi başına tüketilen soğan miktarı 9,3 kg iken, Senegal de 21,7 kg oldu.

Çok fazla soğan yenildiği düşünülen Fransa da, aslında, kişi başına düşen soğan tüketimi sadece 5,6 kg.

Geçen seçimde muhalefet soğan fiyatlarıyla iktidarı sıkıştırmaya çalıştı. Biz de soğanla iktidarı zor durumda gayretleri yeni olsa da Hindistan`da Narendra Modi, Başbakanlık görevine geldikten hemen sonra, bir ay içinde içpazarda fiyatların artacağından kaygılanarak soğanın ucuza ihraçedilmesini engellemişti.

Önce de dönemin hükümeti, sokaklarda protestoları önlemek amacıyla tüm soğan ihracatını durdurmuş hatta soğan ithalatına gitmişti.

HSBC Bankası nın Hindistan Baş Ekonomisti Pranjul Bhandari, 'Belirlenmiş bir ilişki yok ama, soğan fiyatlarındaki artışın zaman zaman seçim dönemlerinde ortaya çıkan önemli bir soruna dönüştüğü doğru' diyor.

Belki de en önemli soğan-seçim etkilenmesi, 1998 de iktidardaki BJP partisinin Delhi eyalet seçimini kaybetmesinde, artan soğan fiyatlarının rol oynamasında görüldü.

Bhandari, Hindistan da soğanın bunca önemli bir siyasi güce sahip olmasının, her evin temel besin maddelerinden biri olmasından kaynaklandığını söylüyor ve bir iki istisna dışında soğansız pişen Hint yemeği olmadığını, dolayısıyla soğan fiyatlarındaki değişimin sıradan insanı hemen etkilediğini anlatıyor.

Yiğit muhtaçolmuş kuru soğana

Bilmem söylesem mi söylemesem mi?' sözleriyle türkülerimize konu olan, Türk`ün soğanla imtihanının sonu ne olacak. Merak etmeyin, seneye herkes soğan eker ve fiyatlar bir anda gümler.