Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin, "Türkiye'deki görevim sırasında toplanan deliller, Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan Devleti yetkilileri tarafından acımasızca ve önceden tasarlanmış cinayete kurban gittiğini gösteriyor." ifadesini kullandı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi, Özel Raportör Callamard'ın gazeteci Kaşıkçı cinayetine yönelik uluslararası soruşturma kapsamında 28 Ocak-3 Şubat'ta Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin yazılı açıklama yaptı.  Açıklamada, Kaşıkçı soruşturmasından dolayı Türkiye'ye övgüde bulunulurken, Callamard'ın Suudi Arabistan'a yönelik dikkat çekici görüşlerine yer verildi. BM tarafından uluslararası soruşturmayı yürütmekle görevlendirilen Callamard, "Kaşıkçı cinayeti tüm hakların en temelini teşkil eden yaşam hakkının en ağır ihlalidir. Türkiye'deki görevim sırasında toplanan deliller Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan Devleti yetkilileri tarafından acımasızca ve önceden tasarlanmış cinayete kurban gittiğini gösteriyor." ifadesini kullandı. Callamard, "cinayet ve acımasız vahşetin" Kaşıkçı'nın sevenleri için "geri döndürülemez" bir trajedi olduğunun altını çizerek, BM de dahil olmak üzere uluslararası toplumun cinayete daha fazla odaklanması gerektiğini vurguladı.  BM açıklamasında soruşturmanın devam ettiği belirtilerek, Özel Raportörün soruşturma sonucunda, uluslararası hukuk kapsamında cinayet sorumlularının cezalandırılması da dahil bir dizi öneriyi içeren nihai raporu BM İnsan Hakları İnsan Konseyi'nin haziran ayındaki oturumuna sunacağı kaydedildi.

BM ekibi "Ürpertici ve ürkütücü" ses kayıtlarını dinledi

"Türkiye'nin uluslararası hukuk çizgisindeki etkili, kapsamlı, tarafsız ve şeffaf soruşturma çabası Suudi Arabistan tarafından ciddi şekilde baltalandı." ifadesini kullanan Callamard, Suudi Arabistan'ın soruşturmayı yürüten Türk yetkililere olay yeri incelemesi için uluslararası standartlara göre yeterli zaman ve erişim izni vermediğinin altını çizdi. Callamard, diplomatik misyonların yasal kullanımına ilişkin yükümlülükler de dahil Kaşıkçı'nın öldürülmesinin uluslararası hukukun ve uluslararası ilişkilerin ihlali olduğuna vurgu yaparak, diplomatik misyonların dokunulmazlığının asla bir cinayete olanak tanıyamayacağına ve yaşam hakkını ihlal edemeyeceğine işaret etti. Açıklamada, Kaşıkçı cinayetine ilişkin, "Türk İstihbarat Teşkilatı tarafından elde edilen ürpertici ve ürkütücü ses kayıtları" da dahil bazı hayati bilgilere ilişkin Callamard ve ekibinin erişiminin sağlandığı belirtildi.  Callamard ayrıca, Kaşıkçı cinayetinin dünyadaki gazetecilerin, insan hakları savunucularının, aktivistlerin ve farklı rejim muhaliflerinin öldürülmesinin bir parçası olduğuna dikkati çekerek, "Güvenlik için yurt dışına kaçmak gitgide daha az güvenilir bir korunma şekline dönüştü. Uluslararası toplum bu tür eylemlere karşı güçlü ve kolektif bir tavır almak zorunda." yorumunda bulundu.

Türkiye'ye teşekkür

Kaşıkçı cinayetine ilişkin ziyaretine desteğinden dolayı Türkiye'ye teşekkür eden Callamard, ilgili makamlardan uluslararası soruşturma misyonuyla işbirliğine devam etmesini istedi. Callamard, Kaşıkçı cinayetine ilişkin delilleri gelecek haftalarda değerlendirmeye devam etme niyetinde olduğunu belirterek, cinayet öncesi ve sonrası bilgi ve istihbarata sahip olanları kendileriyle irtibata geçmeye davet etti.

"Kaşıkçı'nın katilleri Türkiye'ye iade edilmeli"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Suudi makamları, adalete hizmet etme arzularının bir kanıtı olarak Kaşıkçı'nın katillerini, önceden planlanmış bir cinayet işledikleri Türkiye'ye iade etmelidir. Tüm dünya, bu süreci yakından takip etmektedir. Türkiye, demokrasi ve özgürlüğe inanan tüm ülkeler gibi adaleti ve gerçeği aramaktadır." değerlendirmesinde bulundu.  Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yürütülen Cemal Kaşıkçı cinayeti soruşturmasına ilişkin Reuters haber ajansına açıklama yaptı. Birleşmiş Milletler Yargısız, Toplu ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın ziyaretinden duyulan memnuniyeti ifade eden Altun, Callamard'ı, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ölümünü aydınlatma konusunda gösterdiği kararlılıktan dolayı tebrik etti. Altun, Türkiye'nin elde ettiği bulguların, Callamard'ın basın mensuplarıyla paylaştığı kanaatleriyle örtüştüğüne işaret etti. 

Türkiye'nin özel soruşturmaya elinden gelen desteği vereceğini vurgulayan Altun şunları kaydetti: "Esasen bu olayla ilgili gerçekler açık ve nettir; Cemal Kaşıkçı, bir grup Suudi görevli tarafından ilgili ülkenin İstanbul'da bulunan başkonsolosluğunun içerisinde soğukkanlı biçimde öldürülmüştür. Katiller, maktulün cesedini özel bir alet marifetiyle derhal parçalara ayırmıştır. Kaşıkçı'nın dublörü, kurbanın hala sıcak olan kıyafetlerini giyerek binadan ayrılmıştır. Bu önceden planlanmış, barbarca olay hem insanlığa karşı bir suç hem de özgür dünyanın ideallerine ve uluslararası düzene ihanettir. Suudi yetkililer, geride bıraktığımız dört ay boyunca gerek Türk muhatapları gerekse uluslararası toplumla kurdukları temaslarda açık davranmamışlardır."

"Asılsız inkarlar yerini gönülsüz itiraflara bıraktı"

Altun, zaman içinde asılsız inkarların yerini gönülsüz itiraflara bıraktığına değinerek, şöyle devam etti: "Ancak Kaşıkçı'nın cenazesinin nerede olduğu, cinayeti kimin azmettirdiği ve cesedi ortadan kaldıran bir yerel iş birlikçi olup olmadığı hususları henüz aydınlatılamamıştır. Aynı şekilde Suudi savcının, katil zanlılarına herhangi bir suçlama yöneltip yöneltmediği veya onları salıverip vermediği; katillerin herhangi bir aşamada hapsedilip edilmediği veya mahkeme önüne çıkıp çıkmadığı belirsizliğini korumaktadır. Sürecin tamamen şeffaf olmayan bir şekilde yönetilmesi, ciddi endişe yaratmakta ve ilgili Suudi yetkililerin itibarına zarar vermektedir."

"Türkiye adaleti ve gerçeği aramaktadır"

Türkiye'nin Cemal Kaşıkçı için adalet talebini dile getirmeye devam edeceklerini aktaran Altun, "Suçluların cezasız kalması, kurbanın ailesinin ve sevdiklerinin acısını artırmaktadır. Suudi makamları, adalete hizmet etme arzularının bir kanıtı olarak Kaşıkçı'nın katillerini, önceden planlanmış bir cinayet işledikleri Türkiye'ye iade etmelidir. Tüm dünya, bu süreci yakından takip etmektedir. Türkiye, demokrasi ve özgürlüğe inanan tüm ülkeler gibi adaleti ve gerçeği aramaktadır." ifadelerini kullandı.