Hâmiş: Vefâtının 4`üncü yıldönümünde Boğaziçi Ü niversitesi Kurucular Kurulu Ü yesi Prof. Dr. Süheyla Artemel`e rahmet niyazıyla;

`height=

Boğaziçi Ü niversitesi`nin kurucular kurulu üyesi, değerli ilim insanı, Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı hâdimi Prof. Dr. Süheyla Artemel`in dünya sürgününü tamamlamasının üzerinden 4 yıl geçti. Bereketli ömrünün son 10 yılına yetiştiğim Süheyla Artemel`e dair bir yazı kaleme almanın vakti merhunu bugüne nasip oldu.

Rahmeti vesile alarak hazırladığım yazımın bidayetinde değerli okuyucularımıza özel hazırladığım merhumenin kısa biyografisine hep birlikte göz atalım.

S. Süheyla Artemel

1930-2018

Evvelemirde hocamızın Sıdıka isminin de bulunduğunu belirttikten sonra Süheyla Artemel`in doğum tarihi için şu notu paylaşalım: İstanbul, 15 Mart 1930 (tashihli), 6 Aralık 1931 (asil). 

İngiliz Kız Lisesi`ni bitiren hocamız 1956 yılında İstanbul Ü niversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini yine İngiliz Dili ve Edebiyatı üzerine 1960 yılında Oxford University`de ikmâl etti. Doktorasının öznesinde de İngiliz Dili ve Edebiyatı var: Durham University 1966.

Süheyla Hanım 1966 yılında yardımcı doçent 1975 yılında doçent 1981 yılında da profesör unvanlarını aldı. 

Artemel Hoca, 09.09.1971 tarih ve 24291 sayılı tezkereye dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay`ın imza atmasıyla Boğaziçi Ü niversitesi`nin Yönetim Kurulu üyeliğine atandı. 

Boğaziçi Ü niversitesi ve İstanbul Ü niversitesi Sosyal Bilimler Enstitülerinde pek çok Yüksek Lisans ve Doktora tezini yöneten Artemel`in kitapları, ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan onlarca makalesi, uluslararası bilimsel toplantılarda sunduğu bildirileri, uluslararası kitaplarda makale ve bölümleri mevcut.

`height=

Boğaziçi Ü niversitesi Kurucular Kurulu Ü yesi

Süheyla Artemel Boğaziçi Ü niversitesi`nde Kurucular Kurulu ve Ü niversite Yönetim Kurulu üyeliklerinin yanı sıra Fen-Edebiyat Fakültesi Fakülte Kurulu Ü yeliği, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlığı, İngiliz Edebiyatı Yüksek Lisans Programı Anabilim Dalı Başkanlığı, Sosyal Bilimler Enstitüsü Kurul Ü yeliği, Yönetmelik Komisyonu Ü yeliği, Kütüphane Komisyonu Ü yeliği ile Atatürk İlkeleri Yönetim Kurulu Ü yeliği gibi muhtelif görev ve sorumlulukları da üstlendi. 

Artemel`in International Shakespeare Society Malone Society The Felix Meritis Foundation (Gulliver Memeber) The Association for The Preservation of Nature in Turkey The Association for the Conservation of Rumelihisarı ve Boğaziçi University Foundation (Founding Member) gibi bilimsel ve mesleki kuruluşlara üyelikleri bulunuyordu.

İDEA İngiliz Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Derneği Onur Ü yesi olan Prof. Artemel, UNESCO (1982-1985) European Cultural Foundation (1994) Felix Meritis Foundation (1993, 1994, 1999) Avrupa Konseyi (1991-1992) Rockfeller Foundation (1959-65) İngiliz Kültür Heyeti (çeşitli tarihlerde) ve American Information Service`ten muhtelif ödüller almıştı.

1997 yılında Boğaziçi Ü niversitesi`nden emekli olan Artemel, Yeditepe Ü niversitesi`nin İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kurarak 2011 yılına kadar bölüm başkanlığı görevini üstlendi. Aynı üniversitede 2002-2005 yılları arasında Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlık görevini de deruhte eden Prof. Artemel 2015 yılına kadar aktif eğitim hayatının içerisinde bulunarak ilerleyen yaşlarında son olarak Edebiyat Eleştirisi Tarihi dersini vermişti.

Aile, 1451 yılından bugüne Rumelihisarı`nda;

Artemel ailesinin Rumelihisarı hikâyesi İstanbul un fethinin hemen öncesine   1451 yılına dayanır... Aile, 1451 yılından bugüne Rumelihisarı`nda mukim. II. Mehmed Han İstanbul u fethetmezden evvel Horasan erenlerini kadim şehre getirir... İşte o göçte fetih göçünde Şehitlik Dergâhı Ailesi Rumelihisarı na yerleşir... Dolayısıyla aile, İstanbul un fethini görür, aile mensuplarının bir bölümü feth-i mübî ne katılarak şehitlik makamına ulaşır ve şu anda Rumehisarı ndaki fetih şehitlerinin medfun oldukları Şüheda Kuyusu`na bitişik hazireye defnedilir...

`height=

Süheyla Hanım Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı ailesinin gelini

Süheyla Hanım Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı ailesinin gelini. Artemel ailesinin Rumelihisarı serencamı az önce ifade ettiğimiz üzere fethin öncesine Sultan II: Mehmet ve hocası Akşemseddin ile birlikte gelen Şeyh Bedreddin`le 1451 yılına uzanıyor. Süheylâ hocanın eşi  li Bey tekkede Nafi Baba Tekkesi nde dünyaya gelmiş.  li Bey`in atalarının büyük bölümü Osmanlı donanmasında zabitlik vazifesi görmüş. 

Hocamızın merhum eşi, hazine avukatı Â li beyin Şehitlik Dergâhı silsilesindeki sulbü Büyük Ahmet Paşa`dan geliyor. Büyük Ahmet Paşa, Şehitlik Dergâhı`nın mühim simalarından, son bir buçuk asırda tekkeye ismini veren Nafi Baba`nın kız kardeşlerinden Büyük Ferhunde Hanım ile evlenerek dergâh ailesine damat olmuş bir zattır. Â li Artemel`in dedesi ise Cafer Baba`dır. Â li-Süheyla Artemel ailesinin sadaka-i câriyeleri biiznillah günümüzde Boğaziçi Ü niversitesi Dr. Öğretim Ü yesi Mehmet Nafi Artemel üzerinden devam ediyor. 

`height=

Son Osmanlı evinde bir Rumelihisarı sohbeti

Süheyla hocamızı zaman zaman eşim Özlem hanımla birlikte Rumelihisarı`ndaki evinde ziyaret ederdik. Ziyaretlerimizden birinde hocamızla dünden bugüne Rumelihisarı sohbeti gerçekleştirmiştik. 

Prof. Artemel: İnsanımız tarihine değer vermiyor.

Şu cümleleri mezkû r sohbette merhume hocamız kurmuştu: 'İnsanımız tarihini bilmiyor ve tarihine değer vermiyor. En korkunçolan şey ne biliyor musunuz? İnsanın kendi tarihini kendi eliyle yok etmesi... Bir fecaat de insanın yaptığının farkında olmaması.

Şimdi bize gelip soruyorlar. 'Burada kalan, yaşayan var mı? Niye burada kalıyorsunuz? Evinizi yıkıp niçin villa yapmıyorsunuz?' İnsanlarda şöyle bir algı var.  Deniz gören evler mutlaka villaya çevrilmelidir, bahçesine de bir havuz yapılmalıdır.

Böyle olunca tarihine, kültürüne, medeniyetine sahip çıkan insanlar tamamen yeni toplum anlayışının dışına çıkmış oluyor. Bir müddet sonra insanlar sizi ve sizin gibi düşünenleri anormal görüyor...

Ben böyle yaşamayı seviyorum. Tarihimle, kültürümle iç-içe yaşamak istiyorum. Dedelerim Rumelihisarı na, İstanbul a ve ortak tarihimize hizmet etmiş insanlar. Ben bu evi yok edersem tarihimi de yok etmiş olurum. Bu evde yaşamayı bir görev kabul ediyorum. İnsan ayrımı da yapmıyorum...'

Süheyla Artemel: İbrahim Ethem Bey sizinle mühim bir mesele üzerine görüşmemiz lazım. 

Hocamız, kendisiyle, ailesiyle, Şehitlik Dergâhı`yla yahut fakirle ilgili mühim bir mesele olduğunda arayıp 'İbrahim Ethem Bey sizinle mühim bir mesele üzerine görüşmemiz lazım' derdi.  Bir zaman yine aradı, az önce arz ettiğim cümleyi kurduktan sonra 'İbrahim Ethem Bey, müsait vaktinizde evimizi teşrif edebilir misiniz?' dedi. 

Süheyla Hoca ile mühim meseleleri Rumelihisarı Mahallesi Kışlak Sokak`ta bulunan, son üçasra şahitlik etmiş tarihi Osmanlı evinde müzakere ve mütalaa ederdik. 'Tabii ki hocam, en kısa zamanda geliyorum' dedikten kısa bir süre sonra hocamızla evinde hasbihale başladık.

`height=

'İbrahim Ethem Bey, bana Boğaziçi Ü niversitesi rektörü bir e-posta gönderdi. Bu e-postanın ekinde Boğaziçi Ü niversitesi Yönetim Kurulu`nun aldığı bir karar da var. Bu karara göre birkaçay içerisinde restorasyonu tamamlanacak olan Nafi Baba Tekke binasının BÜ Bizans Çalışmaları Araştırma Merkezi`ne tahsis edilmesi söz konusu. Bu kabul edilemez bir durum, itiraz ettim, istirham etsem bu konuda bir yazı kaleme alabilir misiniz?' 

Tekke`ye niyet Bizans`a kısmet!

Bu görüşmeden kısa bir müddet sonra, uzun yıllar kültür-sanat yazıları kaleme aldığım Dünya Bülteni haber portalında 'Tekke`ye niyet Bizans`a kısmet' başlıklı bir yazı kaleme aldım (2 Aralık 2015). Yazıda özetle Boğaziçi Ü niversitesi`nin pek çok münhal mekânı varken Bizans Çalışmaları Araştırma Merkezi`nin Nafi Baba Tekke binasında kurulmasını eleştirdim. Ayrıca Şehitlik Dergâhı üzerinde bulunan köpek barınağının oradan ivedilikle kaldırılmasının gerektiğinin altını çizdim. Bu yazının biiznillah pek çok müsbet sonuçları oldu. Açılışına dönemin ABD büyükelçisinin ve Patrik Bartholomeus`un da katıldığı Bizans Çalışmaları Araştırma Merkezi, tekke binasını kullanamadan Boğaziçi Ü niversitesi`nin lojmanlarından birinde konuşlandırıldı. Mezkû r yazımda kurulmasını teklif ettiğim Nafi Baba Tasavvuf Araştırmaları Merkezi de kısa süre içerisinde tesis edildi. 

Davanın reddine!

Bunun üzerine Boğaziçi Ü niversitesi rektörlüğü hakkımda 50 bin TL`lik manevi tazminat davası açtı. Yerel mahkemenin tek hâkimle kısmen kabul ederek 5 bin TL. tazminata hükmettiği davayı bir üst mahkeme olan Bölge İhtisas Mahkemesi`nin 3 uzman hâkimi, yazımın güncel olduğu, haberin gerçek olduğu, kamu yararını amaçladığı, kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik olduğu, davacı kurum Boğaziçi Ü niversitesi`nin kişilik haklarına saldırı niteliğindeki ifadelere yer verilmediği, haberin veriliş biçimi ve bütünlüğü çerçevesinde ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırları içerisinde haber yapıldığı, 'Tekkeye niyet Bizans`a kısmet' başlığıyla kaleme alınan yazıda Boğaziçi Ü niversitesi`nin tüzel kişiliğine karşı herhangi bir tahkir ya da hakaret olmayıp yalnızca tekke ve şehitlik dergâhına yönelik davacının uygulamalarına ve burada köpek barınağının açılmasına karşı eleştirilerde bulunulduğu mülahazalarıyla davanın ifade özgürlüğü kapsamında kaldığına hükmederek ilk derece mahkemesinin verdiği kararı bozup davanın reddine karar verdi.

Şehitlik Dergâhı ziyaretleri

Zaman zaman Süheyla hocamızla birlikte Rumelihisarı bölgesini, Şehitlik Dergâhı`nı, İstanbul`un fetih şehitlerinin medfun bulunduğu Şüheda Kuyusu`nu, tarihi Osmanlı şehitliğini, Şeyhler Sofası`nı ziyaret ederdik. Süheyla hoca, eşi  li Artemel`den, ona da ceddinden kalma ziyaret usulünü bu satırların yazarına tatbiki olarak gösterdi. Hususi ziyaret keyfiyetini, merhumenin BÜ öğretim Ü yesi mahdumu Dr. Mehmet Nafi Artemel ve bendeniz biliyor. 

Gönül diliyle kaleme alınan e-postalar

Prof. Dr. Süheyla Artemel zaman zaman Şehitlik Dergâhıyla ilgili bana e-postalar gönderirdi. Rahmete vesile kılarak Artemel hocamızın 2 Haziran 2014 tarihli e-postasının ekinde gönderdiği mektubunun bir bölümünü burada neşrediyorum.

'Şehitlik bazı kişilerin hayvanlarını otlattıkları bir yerdi.'

'Muhterem İbrahim Bey, İlişikte bugün size bahsettiğim,   Şehitliğin Dua Tepe deki uzantısının tahribi ile ilgili olarak dönemin rektörü Semih Tezcan ın yazdığı mektubun kopyasını gönderiyorum.

Nâfi Baba ve Şehitlik, bizim  li ile Türkiye ye döndüğümüz 60 lı yılların sonlarında adeta unutulmuş gibiydi. Etrafını çevreleyen duvar olmadığı için gelip geçenin çöp döktüğü, bazen şuursuzca inşaatlarda kullanmak için taşlarından yararlandıkları, gecekonduya yerleşen bazı kişilerin hayvanlarını otlattıkları (vb) bir yerdi. 

Mülkiyeti Belediye ye ait olan bu terkedilmiş Mezarlıkta, bilgisizlikten doğan gaflet sonucu, Nâfi Baba ya ait olduğunu sandıkları türbeye dua edip adaklar adayan, demirlerine bez parçaları bağlayan Robert Kolej öğrencilerinden ve gecekondu sakinlerinden başka kimseyi göremezdiniz. İlk olarak  li nin gayretiyle aileyi yine burada toplayıp Tekke nin son Şeyhi Nüzhet Baba nın desteğiyle Şehitliğin korunması için girişimlere başlanmış oldu.

'Moloz atılmaz' levhası son yıllarda, mezarlığa gelmeden önce helikopter pistinin karşısı ve tekkenin temelleri üzerine meydancılar ve belli belirsiz kişiler tarafından kaçak bir çöplük gibi kullanılmasını engellemek için Ü niversite nin aldığı yetersiz ve beyhude tedbirlerden biriydi. Bütün bunlarda Ü niversite nin hiçmi kusuru yok? diye sorarsanız tabii var; ' 

Rumelihisarı`na sahip çıktı

Rumelihisarı`na sahip çıktı. Öznesinde Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı olan pek çok yazıma araştırmalarıyla, notlarıyla, yazılarıyla destek olan Süheyla hocamız kanaatkâr bir insandı. Rumelihisarı`ndaki 250 küsur yaşındaki bahçeli, ahşap evlerini bazı çevre sakinleri gibi apartmana dönüştürmedi. Ceddinin oturduğu kadim eve sahip çıkmayı yeğledi. Mezkû r eve ilişkin 'İstanbul`daki son Osmanlı eviyle bir hasbihal' serlevhalı yazı kaleme almıştım.

Görünmez kaza

Süheyla hocamız vefatından beş yıl kadar önce talihsiz bir kaza geçirerek kalça kemiğini kırmıştı. Kazaya sebebiyet veren müessese tedavi masraflarını üstlense de hocamız bu süreçte epeyse güçve mesai kaybına uğradı.

Vefâtı

Hocamız rahatsızlanınca özel bir hastaneye kaldırıldı. İyileşti, iyileşiyor derken Mehmet Nafi beyden validelerinin vefât haberini aldım. Derhal Beşiktaş`taki hastaneye giderek merhume hocamızın defin işlemlerini takip ettim. 

Süheyla hanımın vasiyetlerinden biri vefâtından sonra naaşının evine, odasına getirilmesiydi. Gümümüz şartlarında İstanbul`da böyle bir uygulama pek mümkün değil. Cenaze arabası en fazla cenazeyi binanın önüne getiriyor, orada akrabalardan, konu komşudan helâllik isteniyor. Devreye girerek hocamızın naaşının evine istediği odaya getirilmesini ve yakınlarının ziyaret ederek son niyazlarda bulunmalarını temin ettik biiznillah.

Vasiyeti

Hocamızın cenaze namazının cemevinde kılınması yönünde bir vasiyeti vardı. Bu vasiyet Bektaşî usullerine göre cenazenin techiz ve tekfin edilmesiyle alakalıydı. Nitekim Armutlu Cemevi`nde öyle de yapıldı. Cemevinde öğle vaktinde kılınan cenaze namazına iştirak ettim. Namazın, ayrıca &ndash hocamızın Arû siyye tarikinin müntesibesi olması hasebiyle- Nafi Baba Camii`nde de kılınmasının vakıa mutabık olacağı yönündeki kanaatimi ifade ettim. Bu ifade, hocamızın vefâtından dört gün sonra Gazeteduvar isimli mevkutede 'Artemel`in vasiyetine rağmen İbrahim Ethem Gören`in cemevi yerine camide bir tören yapılması konusunda bir süre ısrarcı olduğu öne sürüldü' şeklinde haberleştirildi. 

Muhbirin atladığı bir şey var. İbrahim Ethem Gören`in talebi 'cenaze namazını bir de Nafi Baba Camii`nde kılalım' şeklindeydi. Gazeteye, vicahi olmasa da hocamızın cenaze namazını aynı gün Boğaziçi Ü niversitesi öğrenci ve mezunlarıyla birlikte gıyaben kıldığımızın haberi her nasılsa uçurulamamış!

 şiyan kabristanlığında basübadelmevt`i bekliyor`

Süheyla hocamızı  yişan kabristanlığına, eşi  li Artemel`in koynuna defnettik. Cenazede namazını kıldıran zat definde de bulundu lakin telkin vermedi. Hazirun, Sıdıka Süheyla Artemel`in kabri başından ayrıldığında Kur`an-ı Kerim tilaveti ve dahi telkin bu satırların yazarına nasip oldu. Süheyla hocamız ukbâ hakikatleri temalı fani dünyaya ilişkin son kelâmı bizden işitti.

Borçlu vefât etti

Merhumenin, özel bir hastanede tedavi görürken vefât ettiğine değinmiştim. Bugünkü kurla yaklaşık 20 bin USD tutarındaki hastane masraflarını oğlu Mehmet Nafi Artemel ödedi.  Hocamızın borçyükünün hafifletilmesi yönünde Şehitlik Dergâhı ailesinden Neşet Eren hanımefendinin maddi varlıklarının vasisi olan eski Rektör Semih Tezcan`ın asistanına telefon ettim.  Lakin Şehitlik Dergâhı`na ve tarihi kabristana ayrılan fondan hastane masrafları için herhangi bir katkı almamız mümkün olmadı.  

Pirü pak tasavvuf neşesi

Prof. Dr. Süheyla Artemel`in Yeditepe Ü niversitesi`nden mesai arkadaşı Prof. Dr. Martin Vialon, Birgün gazetesinin internet portalında 18 Mayıs 2018 tarihinde kaleme aldığı 'Süheyla Artemel, bir Türk hümanisti gitti' başlıklı yazısında merhumenin hekimler, avukatlar ve mühendislerle dolu Alevi bir ailede büyüğünü yazıyor.  Sanırım Sn. Martin, Süheyla Hocamızın tasavvuf sohbetlerine pek iştirak edememiş. Lakin Sn. Vialon, Artemel`in tasavvuf sohbetlerine denk gelseydi hocamız intisap ettiği Şâzeliyye tarikatının Arû siyye şubesinden başlayarak Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı`nda önceleri Bayrâmi daha sonraki asırlarda da Bektaşî yollarının yozlaşmamış, pirü pak tasavvuf neşesinin nasıl yaşandığını ve yaşatıldığını öğrenebilirdi. 

'Cenab-ı Hakk sırat-ı müstakimden ayırmasın.'

Süheyla hanımın son 50 yılda yeniden ihyâ ve inşa etmeye gayret ettiği Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı`nın bir asın öncesinin meşâyıhından Seyyid Mehmed Abdünnafi Baba nın (vefâtı 1914) halifesi, Tekirdağ belediye reisi Hasan Cemali Baba, M. 1893 yılında kaleme aldığı Bektâşi Risaleleri kitabında Bektaşi tarikatının 19. yüzyılın sonlarına doğru bozulmaya başladığını şu cümlelerle ifade ediyor: 'Tarikatımız bir süredir ehil olmayan kimselerin ellerine kalmıştır. Şeriatın ş sinden, tarikatın t sinden, marifetin m sinden, hakikatin h sinden haberi olmayan birtakım babalar ortaya çıkmıştır. Bunlar kendi zanlarınca, bilip bilmeden bazı icatlarda bulunarak saf tâliplerin yollarını şaşırttılar.' Cenab-ı Hakk sırat-ı müstakimden ayırmasın. Cümlesinin ruh-u revanları şad-ü handan olsun. Â min.

Rahmet olsun

Rumelihisarı  şiyan kabristanlığında Medine-i Münevvere müdafii Fahreddin Paşa, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Aydın Bolak ve Münir Nurettin Selçuk ile birlikte basübadelmevt`i beklemekte olan Süheyla Artemel hocamıza, kıymetli eşi  li Beye ve Şehitlik Dergâhı`nda medfun bulunan cümle şühedanın ervâhına Fatihalar okuyalım. 

`height=

Not!

Süheyla Artemel hocamız Boğaziçi Ü niversitesi`nin Kurucular Kurulu üyesi. Aptullah Kuran ile birlikte Ü niversiteyi kuran 7 akademisyenden biri. Yazımda Boğaziçi Ü niversitesi`nin diğer kurucularının isimlerini de tek tek anmak için ülkemizin Boğaziçi Ü niversitesi`nin portalında arama yaptım, lakin bulamadım. Bu esnada karşıma Boğaziçi Ü niversitesi`nin rektörleri sayfası geldi. Boğaziçi Ü niversitesi`nin son 3 rektörü Mehmed Özkan, Melih Bulu ve Naci İnci mevzuat değişikliği sonrası tüm üniversitelerimizde olduğu gibi atamayla göreve gelen rektörler. Prof. Dr. Melih Bulu malum olduğu üzere Boğaziçi Ü niversitesi`nin 20. Rektörü. Mehmet Özkan`dan sonra BÜ `de 2 Ocak-14 Temmuz 2021 tarihleri arasında 6,5 ay boyunca rektörlük vazifesini icra eden Prof. Dr. Melih Bulu`nun ismi rektörler listesinden çıkartılmış. Oysa bir üniversitede sadece bir gün bile rektörlük yapan bir kişinin rektörler listede yer alması gerekir.

`height=

Atamayı gerçekleştiren makama saygısızlık!

Boğaziçi Ü niversitesi`nde Robert Kolej döneminde görev yapan Amerikalı rektörlerin isimleri web sitesinde eksiksiz bir şekilde muhafaza ediliyor. Söz konusu BÜ rektörler listesinde Amerikalı öğretim görevlilerin isimleri ard arda sıralanırken, 12 Eylül darbesinin ardından Boğaziçi Ü niversitesi`ne ATANAN, eğitim hayatı boyunca Boğaziçi Ü niversitesi`yle hiçbir bağlantısı olmadan darbecilerin yol vermesiyle 1982-1992 yılları arasında 10 yıl boyunca Boğaziçi Ü niversitesi`nde rektör olarak bulunan Ergün Toğrol`un ismine dahi yer verilirken, rektörler listesinde Sn. Cumhurbaşkanımız tarafından aynı sistem ve yasal mevzuatla ataması gerçekleştirilen Mehmed Özkan ve Naci İnci`ye yer verilirken, BÜ `de 6.5 ay görev yapmış bulunan &ndash Mehmed Özkan`dan sonra, Naci İnci`den önce görev yapan- BÜ Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu`nun isminin Boğaziçi Ü niversitesi`nin rektörler listesinden silinmesi en hafif tabirle atamayı gerçekleştiren makamına açık bir saygısızlıktır.