`height=

Kamuoyunda kulüpleri kurtarma operasyonu olarak nitelendirilen futbol takımlarının borçlarının Z. Bankası tarafından ödenip yeniden yapılandırılması tasarısı TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve TBB Başkanı ve Z. Bankası genel Müdürü Hüseyin Aydın tarafından açıklandı. Projeye göre kulüplerin çeşitli bankalara olan ve toplamı 11 milyar TL`yi bulan borçları Ziraat Bankası üstlenecek. Kulüpler % 8 faizle 10 yıla yayılacak bir ödeme planıyla borçlarını Z. Bankası`na ödeyecek. Faizin faizini bile ödeyemez duruma gelen, tefecilerin pençesine düşen kulüplerin ağır borçlarının yeniden yapılandırılması ile Türk futbolu rahat bir soluk alacak. Buraya kadar her şey güzel. Asıl soru bundan sonra ne olacağı ve yeniden büyük borçlanmaların önüne nasıl geçileceği? İlk gelen bilgiler TFF`nin bir finans birimi oluşturarak tüm kulüpleri ekonomik olarak denetleyeceği ve kurallara uymayan kulüplere yaptırım uygulayacağı yönünde. TFF tarafından yapılacak bir denetim kesinlikle başarılı olmaz. TFF başkanı kulüplerin oylarıyla seçildiği için oy kaygısıyla sağlıklı denetim yapamaz. Türk futbolu yeniden borçsarmalı içine girmesin isteniyorsa önce kulüpler yasası değişmeli ardından Z. Bankası projesi hayata geçmeli. Şayet kulüpler yasası çıkarılmadan, borçlar yapılandırılırsa, birkaçyıla kalmadan borçlar yeniden ödenemez miktara ulaşır.

Denetimin olmadığı yerde yolsuzluk kaçınılmazdır

Futbolumuzun temel sorunu kurumsal yapının oluşmamış olması. Ü çbüyük kulübümüzün yıllık geliri 120-150 milyon avro, diğer süper lig ekiplerinin yıllık geliri ise 50 milyon avro civarında. Bu kadar büyük paraları idare eden yöneticilerin mevcut durumda hiçbir sorumluğu yok. Çünkü futbol kulüpleri dernekler yasasına göre yönetiliyor. Ne kadar büyük harcama yaparlarsa yapsınlar, ne kadar çok borçlanırlarsa borçlansınlar görevi bırakmalarının ardından mali kongrede ibra edilmeleri aklanmalarına yeterli oluyor. Herhangi bir denetim yapılmıyor. Bu kuralsızlık ve sorumsuzluk beraberinde yolsuzluğu da getiriyor. Yöneticilerin kulüpler üzerinden haksız kazançelde ettiğine ilişkin yargıya taşınan birçok dava var. Öncelikle bu sağlıksız yapının değişmesi gerek. Futbol yasası değişmeli yöneticiler dönemlerinde yapılan harcamalardan sorumlu tutulmalı. Bunu denetimini de TFF değil sayıştay benzeri bağımsız bir kurum yapmalı.

Yasa çıkmazsa yapılan popülizmden öteye geçmez

Yöneticilerin sorumlu tutulduğu bir yapı tıpkı dünyadaki örneklerinde olduğu gibi beraberinde kurumsallığı getirir. Yönetim kurulları hiçbir vasfı olmayan, kontrol edilir isimlerden değil spor pazarlaması, halkla ilişkiler, finans uzmanları gibi proje üretip, kulübe katma değer katacak yapıda üyelerden oluşur. Kulübün gelirlerini arttıracak profesyoneller çalışır. Şu anda olduğu gibi başkan canının istediğini yapamaz. Kulüpler yarattığı ekonomi içinde yönetilir. Ü lkenin içinde bulunduğu büyük ekonomik krizde futbol kulüplerine hak etmedikleri şekilde bir kamu bankası aracılığıyla batmaktan kurtarma kararı alan iktidar eğer Türk futbolunda bu tür bir mali kriz yaşanmasın istiyorsa yıllardır bekletilen kulüpler yasasını acilen çıkarmalı. Aksi durumda yapılan popülist bir hamleden öteye geçmez.

Şeffaflık olmazsa dedikodu başlar

`height=

Galatasaray ara transferin ilk transfer hamlesini Portekiz`in Chaves takımının stoperi Marcao`yu alarak yaptı: Beklenen transfer beraberinde tartışmalar getirdi. Sarı kırmızılı yönetim önceki yılların aksine futbolcuların KAP bildirimi sırasında ödenen bonservis ücretini ve futbolcuya verilecek maaşı açıklamadı. Galatasaraylı yöneticilerin gözden kaçırdığı nokta bu iletişim çağında bilgiye ulaşmanın zor olmadığıydı. Nitekim Portekiz kaynaklı haberler Marcao için Chaves kulübüne 3.5 milyon avro bonservis bedeli ödendiği, 96 doğumlu stoperin ise 3.5 yıllık sözleşme karşılığında sarı kırmızılılardan yıllık 800 bin avro kazanacağı şeklinde oldu. GS yönetimi bonservis bedelinin yüksek bulunacağı üzerinden eleştirilmekten korkacağına şeffaf olmalı ve geleceğe yönelik bir transfer olan Marcao transferini her yönüyle savunabilmeliydi. Bu şekilde bilgi saklandığında dedikodu mekanizması harekete geçiyor. Transferin hemen ardından Marcao`nun sezon başında Anadolu kulüplerine 500 bin avro bedelle önerildiği ancak beğenilmediği söylentisi çıktı. Adı geçen kulüplerden Ç. Rize ilgilendikleri futbolcunun aynı adı taşıyan bir orta saha oyuncusu olduğunu belirtse de özellikle sosyal medya Marcao`nun pahalı transfer edildiği haberleri dolaşıyor. GS yönetimine önerim yaptığınız işin arkasında durun, gerekli açıklamaları yapın. Şeffaflık söylentinin önüne geçer.

Büyüklerin transfer pokeri

`height=

Ara transfer döneminin başlamasıyla GS, BJK ve FB bir yandan gerekli bölgelere takviye yapma peşinde koşarken diğer yandan kadroda düşünmediği futbolcularıyla yolları ayırma telaşında. Galatasaray, Serdar Aziz ve Eren Derdiyok`tan kulüp bulmasını isterken, Beşiktaş, Tolgay Arslan, Vagner Love ve Gökhan Töre`yi kamp kadrosuna almadı, FB`de ise Aatıf Chahechoue`yu kadroda düşünmüyor. Bu isimlerden Serdar Aziz ve Tolgay Arslan, FB ile anlaştı. Futbolcular kulüplerinden bonservisi almaları halinde kendilerini sarı lacivertli renklere bağlayan sözleşmeyi imzalayacak. Bu transferin önündeki engel GS ve BJK`ın bonservis bedeli almadan Serdar ve Tolgay`ın ayrılmasına izin vermemesi. FB, Tolgay için 2.5 milyon avro ödemeye hazır, BJK cephesi ise 5 milyon avro istiyor. Galatasaray`dan 1.8 milyon avro alacağı olan Serdar ise alacaklarına karşılık bonservisinin verilmesini isterken, GS ise 4 milyon avro bonservis bedelinde ısrarcı. 1.5 yıllık daha sözleşmesi olan Serdar, alacaklarının ödenmemesi halinde UEFA`ya başvuracağını belirterek karşı hamle yaptı. Bakalım gitmesi istenen Serdar ve Tolgay ile GS, BJK arasındaki restleşme nasıl sonuçlanacak?

'İki milyon avro net maaş ödeyen takımlar, krizden söz edemez'

`height=

Takımı Vitorul`la birlikte Antalya`da 2. yarı hazırlıklarını sürdüren Takımı Galatasaray`ın unutulmaz efsanesi Gheorghe Hagi, basın mensuplarına yaptığı açıklamalarla Türk futbolunu yakından takip ettiğini gösterdi. Kulüplerimizin yaşadığı maddi sorunların nedeninin ekonomik kriz değil oyunculara ödenen yüksek maaş olduğunu belirten Hagi, kulüplerin gelirlerin üzerinde harcamalar yapmasının kabul edilemez olduğunu ifade ederek 'Büyük takımlar temelden inşa edilir. Başarı sadece büyük paralar harcayarak elde edilemez. Kulüpler bir proje çerçevesinde, futbol aklı ile yönetilmeli' dedi. Yıldız futbolcu, mali disiplinin önemine dikkat çekerek, 'İki milyon avro net maaş ödeyen takımlar, krizden söz edemez. Az parayla çok iş yapabilirsiniz. Benim kulübümde en fazla maaş 5 bin avro ve güzel bir futbol oynuyoruz. Türkiye de bir oyuncunun yıllık kazandığı parayla ben takım kuruyorum. Böyle bir takımla Avrupa ya çıktık, ligde şampiyon olduk' şeklinde konuştu.

Solksjaer, Old Trafford`a güneş gibi doğdu

`height=

Premier Lig de sezona çok kötü başlayan, şampiyonluğun hatta Avrupa kupalarının bile uzağında kalan Manchester United, çareyi Portekizli Jose Mourinho`yu kovmakta buldu. Geçici olarak takımın başına getirilen Ole Gunnar Solksjaer yönetiminde bambaşka br havaya bürünen kırmızı şeytanlar oynadığı 5 maçı da kazanarak yeniden ilk dört hesapları yapmaya başladı. Futbolculuk kariyerinde Manchester United forması giyen Norveçli teknik adamı sezon sonuna kadar takımı çalıştırması için göreve getiren Manchester United yönetiminin planı önümüzdeki sezon başta Zinedine Zidane olmak üzere kariyerli bir teknik adamla anlaşmaktı. Bakalım Manchester United`ın efsane hocası Alex Ferguson`un da desteğini alan Norveçli hocanın dikkat çekici performansı ve takım üzerinde yarattığı olumlu hava kırmızı şeytanları planlarında değişiklik yapmaya yöneltecek mi?