Avrupa`nın göbeğinde Ü mmetin çilekeş uc`u Bosna Hersek`in övüncü muhterem şair ve devlet adamı Cemalettin Latiçgeçtiğimiz cumartesi Yazarlar Birliği`nin Cağaloğlu Kızlar Ağası Medresesindeki toplantı salonunu onurlandırdılar. Cemalettin Latiç: Cemâlüddin Latif-zâde el-Bosnevî . Okur Kitaplığı Bütün Eserleri dizisine girişmiş. İlk kitabı: Çarın Gözleri. Roplu Şiirler. Ocak 2019.

Srebrenitsa Cehennemi`nin Türkçe`ye çevirisini çıktığı yıl, heyecanla temin edip, heyecanla okumuştum. Ama yalnış bir izlenime yol açmasın bu eser öyle hızla okunabilir bir metin değildi. Akan kanların cehennem ateşi yakıcılığını içinizde duyarak okuyabileceğiniz bir nehir-şiir, püsküren bir yanardağın lüzucî lav ırmaklarının adeta düşüne düşüne akışına uymanız, şiirin tabiatı gereği oluyordu.

Dört günlük Rumeli gezimizde, bırakın Bosna Hersek toprağını, Makedonya`da Ü sküp`ten Kalkandelen`e arabamız hızla akarken, adeta bir canlı yayın gibi, yeni bir toplu-mezarın ortaya çıkarılışına tanık olmuşuzdur. Aman Allahım... Kadın, erkek, çocuklar o toplu mezarlara çığlık çığlığa koşuşturan o müslümanlar. Geziden amacımız seyahat keyfi olmasa da yukardaki sahneyi hesaba katmamış olacağız ki birden pek fena olduk. Çarpıldık, içimiz sendeledi, çene kaslarımız gerildi. O katliâm, o hayvanca öldürmelerin acısı içimizde depreşti. O kan dökme şehveti... Şehitlerimiz.

Kalanlar gazi bir halktır. Ü st üste yığılmış şehit bedenleri, Allah`ın cemâlini duyarak, kalp gözü ile göre göre teslim-i cân eylemiş müslüman kardeşlerimizi sürekli düşünelim. O bir genosid`dir. Çünkü Sırplar Kosova`nın İntikamı diyerek içlerinde irinleşmiş olan hıncı, biriktirdikleri intikam şehvetini boşaltıyorlardı. Bile isteye, arkaplandan aldıkları destekle plan-la-ya-rak Bosnalı müslümanlara soykırım uyguluyorlardı. İşte Serebrenitsa Cehennemi`ni adeta göre göre okurken bana eşlik eden duygular, çağrışımlar. Büyük vicdan Süleyman Nazif`in 'Zebün-küş* Avrupa' dediği noktadayız. Birlik gerek. İslâm devletlerinin koldaşlığı.

Bir de Bosna`dan gelip televizyonda kelimelerin üstüne basa basa dudakları arasından çıkan o söz. Diyordu ki: 'Ey şimdi Bosna`nın başına gelenlere uzaktan bakanlar, gün gelecek Ü sküdar`da siper kazmak zorunda kalacaksınız?' 90`ların başıydı...

Cemalettin Latiç`ten Ü çYeni Tercüme

Çarın Gözleri (Careveoci). Toplu Şiirler. Boşnakçadan çeviri: Mehmet Kukuruzoviç. Kitapta yüz yirmi dört şiir bulunmaktadır. Son iki bölüm ara başlıklar konulmuş: Gümüşten Çeşme, Jelinak Altında Resimler. Şiirler yazılış sıralarına göre ise, her şiirin doğum tarihinin bilinmesi okurun okuma zevkini besleyecektir diye bir duygu yaşanabiliyor.

Bunlar lirik şiirlerdir. Cemalettin Bey`in (kendileri ile Bağlarbaşı Kültür Merkezi`nde tanışmıştık) lyrism`i standartların üstündedir. Bunu açmaya çalışayım. Şiirler, büyük çoğunluğu çocuk yaşlarının izlenim ve gözlemleriyle doğmuşlar duygusunu verir bize. Çocuk ve Doğa sarmaş dolaş. 20. yüzyıl Rus şiirinden Anna Ahmatova`yı anıştıran bir masumiyet-tabiat-yeryüzünde bir çocuk ilişkilerini duyumsatır bir çok şiirleri. Kuşlar, çiçekler, bir de 'mavi-beyaz-sarı bir sonsuzluğa uçmaya çektiği hasret' dizesinde gördüğümüz renklerle sıfatlandırmalar. Bu şiirinin ismi GÖKLERDEKİ ŞÂ İR olup, imgeye yükseliyor şiirin oluşumu. Bütün ormanın tüyleri dikilir elbet. Çünkü, çocuğun 'sonsuzluğa uçmaya hasret'in, orman farkındadır. Ve orman bilir: 'Sultanı yolculuğuna uğurlaması gerekir' ve bu yüzden 'Bütün ormanın tüyleri dikilir elbet'. İşte serbest`le yazılan Çağdaş İslâm şiirinde, ŞİİR DİLİ`ne ulaşmış bir şair de, bu Cemâlettin Latiç`tir. Epik`le de başlasaydı bu dile ulaşamazdı. Kazakistanlı Olcas Süleymenov`da, Malezyalı Latif Muhiddin`de (Latiff Mohidin) de lyrisme`in böyle doğurgan, gönül-ören bir anlam ve mahiyeti söz konusudur. Çarın Gözleri derunî bir şiirler toplamı. Yarı poetika 'Gitar' dikkatle okunmalı. 'Geçerken Okulumuzun Yanından', bir geriye dönüşler şiiri. Çarpıcı bir şey.

Bir durayım dedim çıkışta...

Yazarın ismi Latiç, duvar gazetesinde

ne kadar duracaktır daha?

 

Titremeye tutulan ruhumun kederiyle,

Erken döndüm evime.

Ruhumun defterine çocukluğum yazıldı.

Ve onun içinde kaldı.

Tam bir atmosfer şiiri. Bir şiir atmosferi karşısındayız. Bu da Çağdaş İslâm şiirinin, modern ögeleri arasındadır. 'Annemin Sandığı' şiirinde ruhu saran bir terennüm yükseliyor:

Ey Allah dostu!

Sandığında ayvaya benzer senin ruhun yaşar.

İşte ikinci bir modern öge: ruhun sarı ayvaya benzemesi. İçe doğuşla söylenebilir ancak. Bu 'Anne' şiiri, bizim Türkçemizdeki anne şiirlerinden biri gibi... Yalçın duyarlıklar öznesidir Latiç. 'O, her gün büyük mucizenin karşısında/Gözlerini açıp hayretle bakar.' Hayretle, ama ümitle:

Kız kardeşimin hastalığını gidersin diye hediyem,

Yol boyunca eve gelene kadar isteyeceğim Rabbimden.

'Babam ve Harfleri' şiiri, şairimizin hassas dünyasındaki tarihî boyutun şiirde bir tezahürüdür. Saygın ve önemli buluyoruz.

*Zebün-küş: zayıfa gücü yeten