Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Tarih ve sosyal bilimler alanında ödüle layık görülen Prof. Dr. Mehmet İpşirli, burada yaptığı konuşmada, böyle bir ödülü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden almanın büyük bir şeref olduğunu vurguladı. İpşirli, Erdoğan ve kendisini ödüle layık gören Kültür ve Sanat Politikaları Kuruluna teşekkürlerini iletti. 

 

İpşirli, son yıllarda tarih alanında araştırmaların yapılabilmesi için sağlanan imkanlara dikkati çekerek, Divan‑ı Hümayun Mühimme Defterleri'nin de Türk Tarih Kurumu öncülüğünde yayımlanması talebinde bulundu. Önceki gün geçirdiği kaza nedeniyle kürsüye tekerlekli sandalyeyle gelen, sinema alanında ödül alan yönetmen-yapımcı Türker İnanoğlu, "20 yaşında sinemaya başladım, 82 yaşındayım, 62 senedir gecemle gündüzümle Türkiye'nin dört bir tarafıyla, Asya'sı, Afrika'sıyla her tarafta çalıştım. Bir şeyler yapmaya gayret ettim. 228 uzun metraj sinema filmi, 4 bin bölümden fazla televizyon dizisi, 10 bin saatin üstünde de televizyon programları hazırladım." diye konuştu. 

Daha güzel eserler vermek üzere çalışmaya başladık 

Müzik alanında ödül alan usta besteci Erol Sayan da şunları kaydetti: "Bir besteci olarak böyle bir ödüle layık görülmemiz bizi son derece onurlandırdığı gibi bir de teşvik etmiştir. Nasıl bir teşvik, Sayın Cumhurbaşkanımız bu ödülle diyorlar ki 'Bugüne kadar yaptığınız eserler tamam, güzel. Bundan sonra daha da güzel, kendinizi aşan ve daha çok seveceğiniz eserler meydana getirin.' Bu güzel tavsiyeye, desteğe, bu değer verişe aynen karşılık vermek üzere bugünden itibaren daha güzel eserler vermek üzere çalışmaya başladık, bilin."  Sayan, konuşmasının ardından ünlü eseri "Geçsin günler haftalar"ı seslendirdi. Sayan'a Murat Bardakçı da tamburla eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da salondaki yerinden zaman zaman şarkıya katıldı. 

 

Yaşamımın en mutlu ve en unutulmaz günü

Sanat/fotoğraf alanında ödüle layık görülen sanatçı İzzet Keribar ise ödüle layık görülmesinden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kültür ve Sanat Politikaları Kuruluna teşekkürlerini ileterek, bu ödülü hem kendi ve ailesi hem de fotoğraf camiası adına aldığını dile getirdi.  Bu yılki vefa ödülünün sahibi olan şair Mehmet Akif Ersoy adına ödülü alan torunu Selma Ersoy Argon da dedesinin 11 yıl Mısır'da gurbette kaldığında yaşadığı üzüntüyü anlattı. 

Ersoy'un millete emanet ettiği haklı davasını Mehmet Akif Ersoy Düşünce Derneği çatısı altında sürdürdüklerini anlatan Argon, "Sayın Cumhurbaşkanım, bugün değerlerimize, milli birlik ve beraberliğimize sahip çıkarak geleceğin güçlü Türkiye'sini kültür ve sanatla bilim ve teknolojiyle inşa etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu. 

Safahat'ın eğitim müfredatımızda yer almasını arzu ediyoruz

Mehmet Akif Ersoy'un bu idealle yürüttüğü çalışmaları anımsatarak, umudunu hiç kaybetmediğini vurgulayan Argon, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece Türk gençliğinin ortaya koyduğu büyük cesarete dikkati çekti. Argon, şöyle devam etti: "Türkiye, Türkiye'den daha büyüktür. Kudüs'ten Doğu Türkistan'a, Myanmar'dan Yemen'e, Mısır'dan Semarkand, Endülüs, Buhara'ya kadar dünyanın dört bir yanında zulüm altında inleyen mazlum milletlerin yegane umududur. İstiklal Marşımız sadece Anadolu'muzun değil ümmet coğrafyamızın müşterek sesidir. Bu muazzez sesin gök kubbede ebediyen yankılanması için Safahat'ın eğitim müfredatımızda güçlü bir şekilde yer almasını arzu ediyoruz. 

Kıymetli Cumhurbaşkanım, nasıl ki mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimizin gözü Türkiye'deyse Türkiye'deki mazlumların, adaletsizliğe uğrayanların gözü de sizin üstünüzdedir. Bu nedenle başta 28 Şubat sürecinde hukuksuz başörtü yasağından dolayı eğitim ve iş hakları gasbedilen genç kızlarımız olmak üzere o dönemin uygulamalarından kaynaklanan düşünce, inanç ve fikir mağdurlarının haklarının iadesi ve mağduriyetlerinin tümüyle giderilmesi elzemdir. Bu konuda kısmen yaşanan iyileşme yine zatıalinizin yasakları kaldırmasıyla olmuştur. İnşallah tümüyle hakları iade edilecektir."

Toplumsal barışı bozacak her türlü yasak ve uygulamanın aziz milletin birliğini ve dirliğini olumsuz etkileyeceğini aktaran Argon, özellikle Türkiye'ye karşı küresel saldırıların yoğunlaştığı bugünlerde bir ve diri durmanın önemine vurgu yaptı. Bu noktada birkaç talepte bulunmak istediğini belirten Argon, "Dedem Mehmet Akif'in doğum günü olan 20 Aralık-27 Aralık haftası 'Akif Haftası' olarak ilan edilirse gönlümüz çok sevinecektir Sayın Cumhurbaşkanım. İkincisi, İstiklal Marşımızın Meclisimizde kabul edildiği 12 Mart gününü, tensiplerinizle Gazi Meclisimizin himayesinde devletimizin resmi merasimine dönüştürmek suretiyle sahip çıkılmasını arzu ediyoruz."  Argon ayrıca, bugün kendisine takdim edilen vefa ödülünü, Mecliste oluşturulacak Mehmet Akif Ersoy köşesinde ebediyen sergilemek istediklerini kaydetti. 

 

Şimdi üstad-ı azamlık dönemi başladı

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 2018 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahiplerine tevdi edildi. Törende, tarih ve sosyal bilimler alanında Prof. Dr. Mehmet İpşirli, sinema alanında Türker İnanoğlu, müzik alanında Erol Sayan, sanat/fotoğraf alanında İzzet Keribar'a ödülleri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından takdim edildi. Türker İnanoğlu ödülünü alırken, "Sayın Cumhurbaşkanım size minnet ve şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsınız" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erol Sayan'a ödülünü takdim ederken, "Üstad dün akşamdan başlamış yeni eserler çıkarmaya... Çıraklık dönemi, kalfalık dönemi geride kaldı, ustalık dönemi de geride kaldı. Şimdi üstad-ı azamlık dönemi başladı." ifadesini kullandı. Sunucunun İzzet Keribar için "1950'lerde gencecikti." ifadesini kullanması üzerine Erdoğan, "Kronolojik durumu söylerken şu tarihte gencecikti, yaşlanmadı zaten aynen devam ediyor." dedi.  Bunun üzerine Keribar, fotoğrafçılık alanında birkaç sene daha çalışmayı umduğunu söyledi.

O yarışmada birinci olmuştum 

Ayrıca bu yılki vefa ödülünün sahibi olan Mehmet Akif Ersoy adına ödülünü torunu Selma Ersoy Argon aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ödülü Argon'a takdim etmesi esnasında sunucunun İstiklal Marşı'ndan dizeleri okuması davetliler tarafından ayakta alkışlandı.  Erdoğan, ödülü verdiği esnada, imam hatip lisesinde öğrenciyken liseler arası bir yarışmada yaşadığı anıyı da davetlilerle paylaştı. Lise birinci sınıftayken katıldığı bu yarışmada edebiyat öğretmeni rahmetli Prof. Dr. Osman Öztürk'ün kendisine "Asım'ın neslinden" bir parçayı okumasını söylediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Mithatpaşa Kız Meslek Lisesinin o günün şartlarında güzel bir salonu vardı, orada yarışmayı yaptık. Türkiye Teknik Ressamlar Cemiyeti yarışmayı düzenlemişti ve o yarışmada birinci olmuştum, merhum Akif'in o şiiriyle. Bir de sabote etmişlerdi. Mikrofonla okumama fırsat vermediler, 'kaynana zırıltısı' o zaman modaydı. Başladılar onunla provoke etmeye. Ben de bu defa mikrofonu yere koydum ve şiiri mikrofonsuz olarak okudum. Sonunda tabii salon bir garip oldu. Muhteşem bir alkış ve birincilikle o yarışmayı bitirdik."  Ödüllerin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ödül alan sanatçılar günün anısına fotoğraf çektirdi. Törende 2018 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültürve Sanat Büyük Ödülleri'ni alan isimlerin biyografi filmleri de gösterildi. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç ile Yavuz Bingöl, Hasan Kaçan, Kadir Çöpdemir, Osman Sınav gibi sanatcamiasının tanınmış isimleri katıldı. Hizmet ve eserleriyle kültür-sanat hayatına önemli katkılarda bulunan, özgün eserleri veya hizmetleriyle üstün kabiliyet gösteren Türk vatandaşı ve yabancı uyruklu kişileri veya kurumları devlet adına onurlandırmak üzere 1995'ten bu yana verilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ne layık görülen isimler Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında 10 Aralık'ta toplanan Kültür ve SanatPolitikaları Kurulunda belirlenmişti.