Minicik bir mikrop birdenbire tüm dünyanın gündemi oluveriyor. Tüm tıp âlemi seferber lakin bu virüse karşı bir ilaçyok. Koronavirüs ilacı ve aşısı için seferber olunurken, binlerce insana bulaşmaya ve bazılarının ölümüne sebep olmaya devam ediyor. Sokakları teslim alıyor, insanları evine hapsediyor. Büyük ekonomiler çatırdatıyor.

Mehmed Şevket Eygi Hocam, bizzat yaşayarak şahit olduğumuz, musibet ve belanın ayak sesini bize haber veriyordu. Bu acı uyarılar, keyfimizi kaçırdığı için sözü değiştirmek istesek de, o yeniden uyarısını tekrarlıyordu. Çin de salgının başlamasının ardından herkes Çin çok uzakta. Bize bir şey olmaz önyargısıyla hareket ettiği gibi, biz de Şevket  Ağabeyin bahsettiği 'bela ve musibetlerin' bize Çin kadar uzak olduğunu sanıyorduk.

Aslında çok da uzağımızda değilmiş.

İşte Şevket Ağabeyin uyarıları:

'Hayat akıyor, olanlar oluyor;

Hep böyle devam eder mi sanıyorlar!

Birden volkan patlar, yer deprenir, hava karır, gökten kızgın taşlar yağar, yamaçlardan kızıl lavlar akar.

Dünyada İnsan iradesini aşan değişimler, gelişmeler görülecektir.

İnsanlık yatay beşerî irade ile kendini ıslah etmezse, devreye dikey irade girecektir.

Salgın hastalıklar çıkacak büyük sayıda insan kırılacak ve muazzam yıkım olacaktır.

Kur anda israf kötüleniyor. Allah müsrifleri, israf edenleri sevmiyor. Kitabullah müsrifler için Onlar şeytanın kardeşleridir buyuruyor. Pompei halkının azgın zenginleri ve ekabir tabakası, süslü sofralarda hayvanlar gibi yer, midelerinde yeni bir lokma için yer kalmayınca, biraz öteye gider, bir kaz tüyü ile kurcalar kusar, tekrar sofraya otururdu.

Pompei halkı müthiş zenginlik içindeydi. Allah aşkına, günümüz insanın onlardan geri kalır tarafı kaldı mı?

Platin tabak lokantasında adam başı 215 liraya yemek yiyenler.

Kasaları dolu, enseleri kalın, göbekleri şişkin, gönülleri boş kişiler.

Biz hiçhatâ etmeyiz, bütün kabahat karşıtlarımızda, onlar haindir diyen ehl-i gurur.

En utançverici israflardan biri, doyduktan sonra yemektir.

Günde dört beş milyon ekmeği çöpe atma israfını devamlı yazıyorum. Allahın aziz nimetine karşı bu ne korkunçnankörlüktür.

Rüşvet, suiistimal, haksızlık, haram rantlar ve komisyonlar, ribalar, yüksek binalar, zinalar, lüks, israf, tebzir, sefahatin=beyinsizliğin bin çeşidi gırla gidiyor.

Bir sürü günah işledikten sonra lüks ve turistik bir umre seyahati yapıp pir ü pak döndüklerini sananlar.

Daracık, rengârenk, alaca bulaca, düttürü tesettürlüler; Ortalık uzun ince topuklu, takıp takıştırıp salına salına gezen, çıngıraklı kahkahalar atan, İslamcı kadınlardan geçilmiyor.

Vaktiyle Darü l-Hilafe olan İstanbul`da Ramazan aylarında güpe gündüz açıkça ve açıkta yenilip içiliyor.

İçki, kumar (millî si de var!), zina, fuhuş, KDV li yasal seks köleliği, azgınlık azgınlık azgınlık, günah ve isyan selleri;

Uyuşturucu kullanma yaşı 10`un altına düşmüş.

Eşlerini değiştirme partileri.

Ezelde verilen ahd ü misaka hıyanetin ve isyanın sonu elbette iyi olmaz.

Allah gurur ve kibir sahiplerini sevmez;

Azan toplumların üzerine afetler, azaplar iner.

Salgın hastalıklar azap ve cezadır. Geldiklerinde genel gelirler. Azan, günaha batan, isyan eden, her türlü fuhşiyatı alenen ve küstahça işleyen toplumlar zelzelelerle, su baskınlarıyla, salgın hastalıklarla, ihtilâl ve iğtişaşlarla, kaht u galâ ile cezalandırılır ve terbiye edilir.

İsraf, ihtişam, şaşaa, tantana, debdebe, küçük dağları ben yarattımlar (Öyle mi ), benliklerine tapanlar, Nemrudlar, Firavunlar, Hamanlar, Tağutlar, Deccallar;

Altın Buzağıya tapanlar.

Dolar Euro sî m ü zer.

Neronlar.

Vezüv ve Pompei; Sodom ve Gomore; Ad ve Semud;

Titanic Titanik Titanik; Tik tak tik tak tik tak;

Buzdağına kaçkilometre kaldı; '

'Peki ne yapmamız gerekir bu durumda, yok mu bir kurtuluş?' diye sorduğumda, tane tane sıraladı yapmamız gerekeni:

'Böyle felaket ve afetlere karşı manevî tedbirler elbette vardır.

Felaket ve afetlere karşı okunacak tesirli dualar, öğrenilip bolca okunmalıdır.

Kötü günler gelince ehl-i keyfehl-i dünya gel keyfim gel Müslüman hedonistler çok sıkıntılar çekecektir.

Resülullah Efendinim (Salât ve selam olsun ona), 'Siz birbirinizi sevmedikçe mümin olamazsınız' buyurmuştur. Müminlerin birbirlerini sevmeleri, birbirlerini desteklemeleri gerekir. İslam birliğini, iman kardeşliğini zedeleyenler, fitne fesat çıkaranlar helak olur.

Resû lullah Efendimiz, 'Güçlü mümin güçsüz müminden hayırlıdır' buyurmaktadır. Güçnedir? İlimdir, irfandır, faydalı ilimdir, hikmettir.

Bilgelik sahibi vicdanlı bir insan israf etmez.

İyi bir Müslümanın, gerçek bir dindarın israf etme şansı yoktur.

Bize kökten topyekû n bir ıslah lazımdır.

Allah rızası için ihlasla sadaka vermek; Hayır hasenat yapmak; Dua etmek; '

Hamiş: Sonraki yazılarımda devam edeceğim bu konuya;