Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Büşra Yüzüak Saka
Büşra Yüzüak Saka

Çocuğun ağlaması: Duygusal mı düşünsel mi?

Sınırlar çocuklara güven verir demiştik ve “Hayır” demek, kötü ebeveyn olduğunuz anlamına tabi ki gelmiyor demiştik.

Peki, çocuğun üzülmesine bile fırsat vermemek onu devamlı medite etmek doğru mu? Çocuğun üzülmesine izin vermek, onun bu duyguyla baş etmeyi öğrenmesini sağlar. Hayat boyunca daima mutlu olmak mümkün mü hayır burada önemli olan, çocuğun zor duygularla başa çıkabilmeyi öğrenmesi gerektiğidir.

Pozitif disiplinde bildiğimiz bir denklem vardır. Empati + sınır = pozitif disiplin. Duygulara empatiyle yaklaşılır ama çocuğun istediği her şey yapılmaz. Koruyucu olmak adına çocuk her hayal kırıklığından uzak tutulduğunda, problem çözme ve dayanıklılık becerileri gelişmez. 2-4 yaş arası çocuklarda sendrom diye bilinen halbuki bu doğal gelişim sürecinde olan çocuğun kendini ispat etme savaşıdır.

Çocuk kabul görme ve hayata tutunma çabasındadır. Bu yaş aralığında “Ben yapacağım” ısrarı vardır. Örneğin aceleniz var montunu kendi giymek istiyor bizim üslubumuz “Montunu kendin giymek istiyorsun, tamam harika, şu an biraz acelemiz var, hadi birlikte hızlıca giyelim. Eve geldiğimizde tekrar denemek ister misin? ” diye sormak olmalı.

Veya diş fırçalama rutinleri zorlayıcı geçiyor aile için çocuğa “Şimdi mi diş fırçalamak istersin, yoksa 5 dakika sonra mı?” diye sorduk. Zamanı o belirleyerek sorumluluk aldı motive ettik.

Bu, çocuğa kontrol duygusu verir hedef yine gerçekleşecektir. Ne yaptık biz çocuğun kendini ispat etme isteğini görmezden gelmedik onu yok saymadık çocuk bize hırslanmadı.

Ya da mesela oyuncaklar oyun sonrası çok dağılmış durumda ve biz eğer toplamazsan bir daha oyuncakla oynamana izin yok diyoruz ve söyleniyoruz çocuklardan bir yetişkin kabiliyetine sahip olmasını bekleyemeyiz.

Böyle tehdit ederek, baskı kurarak, iç motivasyonsuz, korku ve öfkeyle bize direnç göstermesine sebep oluruz halbuki, “Haydi şimdi birlikte toplayalım oyuncaklarını sen başla ben sonra yardım edeyim mi sana?” diyebilsek bu soruyu yöneltsek aynı zamanda odağını değiştiririz ona seçim yapma hakkı sunmuş oluruz iş birliğine teşvik ederiz. Bu konuda sorumluluk almasını sağlarız. Duygularını bastırmaz, tanır ve düzenlemeyi öğrenir. Anlaşmazlıkları çözme becerisi gelişir. Bunu başarabilmiş anne – babalar inanın dingin huzurlu oluyor ve çocukta öyle.

“Üzülmene hiç gerek yok buna üzülmen çok gereksizdi” demek yerine “Anladım ben seni tabi ki üzgün olman çok normal hepimiz bazen üzülürüz. Zorlanıyor olabilirsin, ama birlikte halledebiliriz. Bu seni mutsuz etmiş olabilir, yanında olduğumu bil,” diyerek temasta bulunmak yanında kalmak ve durumu kavrayıcı cümlelerimiz hayatınızı kolaylaştıracaktır. Bu cümleler sihirlidir.

Çocuğu dinlemek için her zaman hazır olduğunuzu hissettirin. Bu stratejilerle hayatınızı kolaylaştırın çünkü kötü duygularla beslenmiş ve bezenmiş bir yaşam, herkes için yıpratıcı olur. Kendini ağlayarak ifade eden çocuk genellikle duygusaldır. Duygusal ifadeyi henüz sözel becerileri gelişmemiş ya da yetersiz olan çocuklarda doğal bir iletişim yolu olarak görürüz. Duygularını ağlayarak dışa vurur ve tamamen doğal bir içsel duygusal durum kabul ederiz bu evre için.

Ancak eğer çocuk zamanla öğrenmişse, ağlayınca istediğimi elde ediyorum o zaman bu durum düşünsel stratejiye dönüşmüştür. Başlangıçta Duygusal olan tepki artık öğrenilmiş davranışa bağlı olarak düşünsel bir araca dönüşmüştür.

Bizim ebeveynler olarak bu süreci başlamadan bitirmemiz çok önemlidir. Herhangi bir kaosa sebebiyet vermeden yukarıda söz ettiğim stratejiler ile üzmeden üzülmeden yaşamda huzur bulabiliriz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR