Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Büşra Yüzüak Saka
Büşra Yüzüak Saka

Çocuklar için sınırlar neden gereklidir?

Çocuklarda sınırsız sevgiyle verilen net kurallar, çocuğun karakter gelişimi ve sosyal becerileri açısından oldukça değerlidir.

Sevgi, destek, yönlendirme ve fırsatlar bir arada sunulduğunda güçlü bir benlik saygısıyla büyür çocuklarımız. Çocuk gelişiminde disiplin, güvenlik ve özgürlük dengesine odaklanmak gerekir. Sağlıklı bir gelişim için çocuklara sevgi göstermek kadar sınır koymak da önemlidir.

Çocukta sınırsız iltimas ifadesi, bir çocuğa sürekli olarak ayrıcalık tanınması, hatalarının görmezden gelinmesi veya her isteğinin koşulsuz şekilde yerine getirilmesi anlamına gelir ki bu durum genellikle neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmedikleri için kaygı yaşadıklarında ortaya çıkar. Net sınırlar, çocuğa düzenli, öngörülebilir ve güvenli bir ortam sunar. Bu da duygusal güvenliği arttırır. Sınırlar, çocukların davranışlarının sonuçlarını öğrenmesini sağlar. Böylece çocuk, sorumluluk alma, sabretme ve kendi davranışlarını kontrol etme becerilerini geliştirir.

Sınırlar sayesinde çocuk, başkalarının haklarına saygı duymayı öğrenir. Bu da arkadaşlık ilişkilerinde ve toplum içinde daha sağlıklı bağlar kurmasını sağlar. Gerçek dünyada herkesin uyması gereken kurallar vardır. Sınır öğrenmeyen çocuklar, yetişkin olduklarında iş, okul veya sosyal ortamlarda uyum sağlamakta zorlanırlar. Benlik saygısını destekler sevgi ile birlikte verilen sınırlar, çocuğa “Sen değerlisin ama başkaları da değerli” mesajını verir. Bu da çocuğun kendine güvenini geliştirir, şımarıklık veya değersizlik duygularının önüne geçer.

SEVGİ, ÇOCUĞUN RUHUNU BESLER SINIRLAR İSE KARAKTERİNİ İNŞA EDER

Sevgi ve sınır bir arada olduğunda çocuklar hem özgüvenli hem de sorumluluk sahibi bireyler olarak gelişirler. Benlik saygısı, çocuğun sevildiğini, kabul edildiğini, yetenekli ve değerli olduğunu hissetmesiyle gelişir. Sevgi, destek, yönlendirme ve fırsatlar bir arada sunulduğunda çocuk güçlü bir benlik saygısıyla büyür. Okul öncesi dönemde benlik saygısı, çocuğun kendisini değerli, yeterli ve sevilebilir biri olarak görmesiyle gelişir. Bu süreçte çocuk, çevresinden gelen geri bildirimlerle “Ben kimim?” ve “Neye değerim?” sorularına yanıt arar. Gerçekçi ve samimi övgüler, hatalarına aşırı tepki vermek yerine onları öğrenme fırsatına çevirmek, çocuğun özgüvenini korur. Başkalarıyla kıyaslamaktan kaçınmak, çocuğa karar verme fırsatları sunmak, yaşına uygun sorumluluklar vermek benlik saygısını geliştirir bu da liyakatli olma becerisi kazandırır.

Sevgi, destek, yönlendirme ve fırsatlar bir arada sunulduğunda çocuk güçlü bir benlik saygısıyla büyür. Nasıl ki her ikili ilişkinin bir dinamiği var çocuklarımızla aramızda görünmez ama aynı hislerle kavrulduğumuz bağlar vardır konuşmadan hissedilen ve bilinen.

Her ebeveyn ile çocuk arasındaki dinamikler farklıdır. Tutarız ebeveyn tutumları görülen ailede çocuk sınırını, duracağı noktayı bilemez açık kapı aramaya daima açıktır. Ergenlikte daha riskli trajik sorunlara kapı aralanabilir.

Ebeveynler mutlaka kuralları gerekçesi ile birlikte açıklayarak sunmalı “çünkü ben öyle dedim” yerine neden gerekli olduğu anlatılmalı. Zaman ve o anın şartlarına göre esnek davranmak, çünkü kurallar duruma göre gözden geçirilebilir.

Olumlu dille kurallarımızı konuşalım “Koşma!” yerine “Lütfen yavaş yürü” gibi. Basit, açık ve yaşa uygun kurallar konulmalı. Tüm aile içi ebeveyn tanımına uygun kişiler aynı dili kullanmalı. Anne – baba ılımlı ve kararlı olmalı bu çocuğun otokontrolünü rahatça korumasını sağlar. Ilımlı, sevgi dilli açık, net ve sakin iletişim kurmak güven ortamının tek kilit anahtarı diyebiliriz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR