Her çocuk, rehberlik edilirse kıymet bilen bir birey olabilir. Önemli olan, günlük yaşam içinde ona bunun fırsatlarını verebilmek. Çocuklarımızda değerbilirlik kıymet bilme, şükretme, minnettarlık neden yok sorusu aslında sadece çocuklara değil, topluma, eğitime, aileye ve dijital dünyaya dair daha büyük bir sorgulamayı da içeriyor.
Günümüzde birçok anne baba ve eğitimci aynı soruyu soruyor “Çocuklarımız artık hiçbir şeyin kıymetini bilmiyor mu “ Oysa her çocuk, sevgiye, saygıya, paylaşmaya ve şükretmeye açık bir kalple dünyaya gelir. Ancak zamanla içinde yaşadığı çevrenin etkisiyle bu duygular körelebilir ya da hiç gelişmeden bastırılabilir. Değerbilirlik sahip olduklarının farkında olmak, kendisine yapılan iyilikleri takdir etmek ve hayatın küçük detaylarına minnet duyabilmekten geçer. Bu duygu, çocuklukta temelleri atılan, ama hayat boyu gelişen önemli bir karakter özelliği olur.
Modern hayatın hızla değişen yapısı, teknolojinin yaygınlaşması, tüketim kültürünün çocuklara kadar ulaşması ve ailelerin koruyucu tutumları, değerbilirlik duygusunu tehdit eden unsurlar haline gelmiştir. Eskiden sabırla beklenen bir oyuncak ya da özel günlerde alınan küçük bir hediye büyük mutluluk yaratırken, bugün birçok çocuk sahip olduklarının farkında bile olmadan daha fazlasını istemektedir. Çocuklar anında doyuma ulaşmakta, beklemeyi ya da çaba göstermeyi gereksiz görmektedir. Bu durum, sahip olunanın değerini anlamayı, minnet duymayı ve paylaşmayı zorlaştırmaktadır. Ailelerin çocuklarını her şeyden koruma isteği zaman zaman aşırı hizmete dönüşerek onların kıymet bilme becerisini engelleyebilir. Her ihtiyacı hemen karşılanan hiç eksiklik hissetmeyen ya da küçük yoksunluklar yaşamayan çocuk sahip olduklarının değerini içselleştirmekte zorlanır. Bunun yanında sosyal medya, reklamlar ve dijital dünya da çocuklara sürekli olarak “daha fazlası var” mesajını verir
bu noktada hem aileye hem okula büyük görev düşmektedir. Ailede teşekkür etme, paylaşma, sabretme ve şükretme gibi değerlerin günlük yaşam içinde uygulanması çocuğa örnek olur.
“Bugün kime teşekkür ettin?
Sahip olduğun en değerli şey nedir?
Sana yapılan bir iyiliği nasıl karşılık verdin?”, gibi sorularla çocukların farkındalığı artırılabilir.
Çocuklarda değerbilirlik yok değildir sadece doğru koşullarda gelişmeye hatırlatılmaya ve örneklenmeye ihtiyaç duyar. Onları daha iyi bireyler haline getirmek istiyorsak, sadece bilgi değil, vicdan ve minnettarlık duygusu da kazandırmalıyız. Sahip olduklarının farkında olan, teşekkür etmeyi bilen ve paylaşmanın tadını alan bir çocuk; gelecekte topluma duyarlı, saygılı ve mutlu bir birey olacaktır. Değerbilirlik öğretilmez yaşanır ve yaşatılır.
Çocuklarımızın gözünde sahip olduklarının kıymetini bilen, teşekkür eden ve paylaşan yetişkinler olabilirsek, bu duygu da onların kalplerinde kök salacaktır.

YORUMLAR