Yorgun hissediyorum,
Sükut vakti artık diyorum…
Bir kapı açılıyor, ışık vuruyor yüzüme
Gönlümün odaları aydınlanıyor
Işık vuruyor yüzüme…
Kendimi görüyorum,
Tek tek, tane tane, bir bir.
Yeniden…
Belkide hiç görmediğim güzellikte.
Hiç görmediğim halimle
Ayna tutuyor en Sevgili.
Çölün ortasında esen bir yel
Serinletiyor…
Şaşkın mıyım? evet…
Lakin, bir eminlik var;
Onun hazinesinden geldiğini
Biliyorum…
Hay ismiyle diriltip
Cemal ismiyle, rahmetiyle,
Huzmeleri ile tecelli ediyor adeta.
Anlıyorum…
Seraptaki su gibi,
Zem zem gibi…
İçiyorum.
Susadığını bilen O,
Yorgunluğunu bilen.
Işık, hitap, ayna, rüzgar, serinlik
Ne varsa güzelliğe dair,
Hepsini kabul ediyorum.
Sormaktan da geri durmadan,
Susamış bir çiçeğin suyu çektiği gibi
Teslimiyetle…
Şükürle, aydinlikla.
Bir çocuğun sürpriz şaşkınlığı ile,
Soruyorum…
Sakince, defalarca,
Günlerce, aylarca.
Bu kadarına gerek var mı?
Bilmiyorum.
Acziyetimden, aklım ermediğinden
Soruyorum mütemadiyen.
Hikmetini arıyorum…
Hepsinin zamanı varmış oysa.
Sen sadece kabule geç, teslim ol.
Bu kadarmış oysa…
Bütün sordukların,
Bütün cevaplar, hikmetler,
Hepsinin bir zamanı var…
Sadece mutlu ol.
Teşekkür et…
Ve daha iyi anlıyorum,
Şimdiki aklımla, gönlümle.
Daha çok kabule geçip,
Daha çok teşekkür etmeyi seçiyorum.
Hediye sorgulanmaz ya hani
Dergahta soru sorulmaz.
Şimdi anlıyorum,
Onun beni anladığını
İhtiyaç olanı lütufla nasip edeni,
Sonsuz şükranla…
Mahperi Türkan KafkaS Sezer

YORUMLAR