Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Akan kanı durdurmak için ölümlerin, zulümlerin önüne geçmek için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. İnsani diplomasinin sancaktarlığını bugün Türkiye yapıyor. Barış diplomasisinin öncülüğünü dünyada bugün Türkiye üstleniyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kollarınca düzenlenen "GENÇFEST: Bir Gençlik Festivali" programında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sıradan bir devlet olmadığını söyledi.
Türk Milleti'nin de 100-200 yıldır tarih sahnesinde yer alan bir millet olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batıdan Haçlılar geldi, doğudan Moğollar geldi. Yaktılar, yıktılar, taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmadılar ama biz vazgeçmedik. Unutmayın, Timur filleriyle, ordusuyla geldi. Anadolu'yu baştan başa istila etti, yılmadık, yıkılmadık. Şah İsmail içeriden dışarıdan vatanımızı sarstı, salladı 'eyvallah' demedik. Osmanlı Cihan devleti, Viyana önlerinden, Balkanlar'dan, Yemen'den, Afrika'dan Orta Doğu'dan çekildi. Ankara'ya kadar topraklarımızı kaybettik. 'Bittik, tükendik.' demedik, umudumuzu yitirmedik." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her fetret döneminden daha güçlü çıkıldığını anlatarak, "Her bozgundan sonra yeniden toparlandık, her seferinde küllerimizden yeniden doğduk, her seferinde daha güçlü boy verdik, filiz verdik. Her seferinde çok daha derinlere kök saldık, çılgın attık. Bakın, evladı olduğunuz bu aziz millet başka milletlere benzemez. Bizim millet olarak hafızamızda, ruhumuzda, damarlarımızda akan kanda işte o tarihin birikimi var, tecrübesi var. Bizi büyük bir millet yapan da işte o tecrübedir. Gençler, biz büyük bir milletiz. Büyük düşünen bir milletiz" diye konuştu.
Etkinliğe Arnavutluk'ta katıldığı uluslararası bir toplantının hemen ardından geldiğini kaydeden Erdoğan, "Konuşmamı yaptım ve ondan sonra gençlerle buluşmak üzere 'Allah'a ısmarladık' deyip oradan ayrıldım. Zira 'GENÇFEST' toplantım çok önemliydi. " ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her meselemizde detaylara takılan değil, fotoğrafın bütününü gören, 3-5 adım sonrasını gören, hesaplayan, planlayan, tasarlayan bir milletiz. İşte her birimiz bu noktada, bu şuura sahip olacağız. Sorun mu var? Allah'ın izniyle çözer geçeriz. Dert mi var? İnşallah devasını bulur gideriz." dedi.
Necip Fazıl Kısakürek'in Sakarya Türküsü şiirindeki "Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya, yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya" dizesini okuyan Erdoğan, "Engel mi var? Badire mi var? Biiznillah hepsini aşıp geçeriz. Hiç endişeniz olmasın, bizim kutlu yürüyüşümüzü asırlardır durduramadılar. Bundan sonra da Allah'ın izniyle durduramazlar. Bırakın başkaları detaylarda kaybolup gitsin. Biz ufka bakacağız, ufkun ötesine bakacağız." sözlerini sarf etti.
"Zulümlerin önüne geçmek için gecemizi gündüzümüze katıyoruz"
Gözlerinin şu anda Filistin, Gazze, Pakistan, Libya, Sudan, Somali, Afrika, Avrupa, Balkanlar ve Rusya ile Ukrayna Savaşı'nda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aynı anda her birinde barış için, huzur için, ateşkes için, istikrarın temini için tek tek çabalıyoruz. Akan kanı durdurmak için ölümlerin, zulümlerin önüne geçmek için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. İnsani diplomasinin sancaktarlığını bugün Türkiye yapıyor. Barış diplomasisinin öncülüğünü dünyada bugün Türkiye üstleniyor. Küresel sisteme en esaslı eleştirileri, alternatif çözüm önerileriyle birlikte en net biçimde Türkiye gerçekleştiriyor. Yıldızı küresel ölçekte parlayan bir Türkiye var." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu ifadelere yer verdi:
"Masada ve sahada güçlü bir Türkiye var. Olayları tribünden seyreden değil, yöneten, yönlendiren bir Türkiye var. Bizi on yıllar boyunca medeniyet köklerimizden koparmaya çalıştılar. Kendi kimliğimize, kendi kültürümüze, yabancılaştırmaya kalktılar. Onlara inat, kardeşlerimizle birbirimize daha sıkı sarıldık. Balkanlar'dan Afrika'ya, Türkistan'dan Avrupa'ya kurduğumuz gönül köprüleriyle mazimize sahip çıktık. Dostluğumuzu, kardeşliğimizi, dayanışmamızı bugünlere taşıdık. Şimdi ortak geleceğimizi bu kardeşlerimizle birlikte, hepimizin yararına olacak şekilde inşa ediyoruz. Ufkun ötesine bakarken elbette kendi sokağımızı ihmal etmiyoruz. İçeride cepheyi güçlendirmek için önemli adımlar atıyoruz. Kalenin içten fethedilmemesi için, millet için, memleket için, aydınlık bir gelecek için, gece gündüz koşuyor, koşturuyor, çaba sarf ediyoruz."