Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Büşra Yüzüak Saka
Büşra Yüzüak Saka

Deprem çocukları: Aileye düşen sorumluluklar

Deprem, okul öncesi dönemdeki çocuklar üzerinde ciddi, yadsınamaz olumsuz psikolojik etkiler yaratabilir. Bu dönem, duygusal ve bilişsel gelişim açısından oldukça hassas bir dönemden geçtiği için travmatik olaylardan daha derin etkilenebilirler. Korku ve güvensizlik yaşayan çocuklar, yaşadıkları ortamın güvenli olmadığı hissine kapılabilir.

Yüksek seslerden veya sarsıntıdan korku geliştirebilirler. Aile bireylerinden ayrılma korkusu (ayrılık anksiyetesi) artabilir. Davranışsal olarak alt ıslatma, parmak emme gibi daha önce geride bırakılmış davranışlara geri dönüş görülebilir bu durumları regresyon olarak tanımlarız. Uyku ve iştah problemleri gibi somatik belirtiler yaşanabilir. Aşırı ağlama, öfke nöbetleri veya içine kapanma gibi davranışlar ortaya çıkabilir. Gece korkuları artabilir, uyumakta zorlanabilir. İçe kapanıklık ile birlikte Duygusal denge bozulabilir. Ağlama nöbetleri, öfke patlamaları yaşanabilir. Duygularını sözel olarak ifade edemeyen çocuk, bunu davranışla dışa vurabilir. Oyunlara ve Resimlere yaşadığı anksiyetesini yansıtabilir. Depremle ilgili korkular, çocukların oyunlarına veya çizdikleri resimlere yansır. Çocuk travmayı tekrar eden oyunlar (evin yıkılması, kurtarma sahneleri) oynayabilir. Duygularını ifade etmekte zorlanabilirler çünkü dil gelişimleri henüz tam değildir. Bunun sonucunda yaşadıkları stresi davranışlarla dışa vurabilirler.

Yoğun stres altında bazı gelişim alanlarında (dil, sosyal beceriler, motor beceriler) geçici gerilemelere neden olabilir. Çocuk ile ilgilenen kişi ve kişiler güvende olduğunu hissettirmeli. Rutinler korunmalı, sevgi ve güven mesajları sık sık verilmelidir. Duygularını ifade etmeleri teşvik edilmeli bu alanda oyun terapisi, resim yapma gibi yollarla duygularını dışa vurmalarına yardımcı olunabilir. Aile ve öğretmen desteği önemli. Çocuklara karşı sabırlı ve anlayışlı bir tutum sergilenmeli. Belirtiler uzun sürerse bir çocuk psikoloğundan yardım alınmalıdır. Yoğun korku ve panik yaşanabilir çünkü sarsıntının ani oluşu, yüksek sesler ve yıkım görüntüleri çocukta korkuya neden olur. Kaygı ve belirsizlik yaşayan çocuklar “Tekrar olur mu?” gibi soruları sık sorar. Yakınını kaybetmişse, ölüm ve ayrılık kavramlarını anlamakta güçlük çekebilir. Güvensizlik duygusu yaşayabilir ve ev, okul gibi güvenli kabul edilen yerler artık tehdit edici görünebilir.

PEKİ AİLELER NE YAPABİLİR?

Yetişkinler olarak her ne yapıyorsak tutarlılığı esas ilke olarak edinmeliyiz öncelikle. Konfüzyon yaratmadan sakinliğimizi korumalı bu tutumumuz çocuğun Kendisini güvende hissetmesini sağlamanın ön koşuludur. Aşırı abartılı teskin eden cümlelerden kaçınmalı bu durum kaygı oluşturduğu gibi tabi ki eksikliği de büyük bir kaos yaratacaktır. Çocuğunuza yanında olduğunuzu söylemenin önemi çok büyük bunu duymak kendisini rahatlatacaktır. Günlük rutinlere (yemek, oyun, uyku) mümkün olduğunca devam edilmeli. Konuşmasına fırsat verilmeli ve bol bol dinlenmeli.

“Korktun mu?”, “Neler hissettin?” gibi sorularla konuşmaya teşvik edin.

Çocuğunuz duygularını anlatmak istemiyorsa zorlamayın, farklı yollar (resim, oyun) sunun. Kendiniz de Sakin Kalın önce oksijen maskesini kendimize takıyoruz unutmayın. Çocuklar duygusal tepkilerinizi örnek alır. Mümkün olduğunca sakinliğinizi koruyun ve korkularınızı çocuklarla paylaşmayın. Sarılmak, dokunmak, birlikte vakit geçirmek çocuğun rahatlamasını sağlar. Depremler, ani ve kontrolsüz gelişen doğal afetlerdir. Özellikle çocuklar için bu olay, güven duygusunun sarsılması ve hayata dair temel inançların sorgulanmasına neden olabilir. Çocuklar, yaşlarına ve gelişim düzeylerine göre depremi anlamakta ve baş etmekte zorlanabilirler.

Japonya sık sık büyük depremler yaşayan bir ülke olduğu için çocuklarda deprem travması konusu üzerinde çok sayıda bilimsel çalışma yapılmıştır. Japonya’daki çocuklar, depreme karşı daha hazırlıklı olsalar bile, büyük depremler sonrasında yine de ciddi psikolojik etkiler yaşayabilmektedir. 2011 Tōhoku Depremi ve tsunami sonrası yapılan çalışmalarda, etkilenen bölgelerdeki çocukların yaklaşık %20-30’unda TSSB belirtileri görülmüştür. Japonya, afet sonrası psikolojik ilk yardım uygulamasını sistematik biçimde okullarda uygular. Oyun terapisi, çocukların duygularını dışa vurmaları için sıkça kullanılır. Rehberlik hizmetleri güçlendirilir. Çocuklara depremi anlamlandırma ve duygusal başa çıkma yolları öğretilir. Ailelere travma sonrası ebeveynlik eğitimi verilir. Okul-aile-psikolog işbirliğiyle çocuklar izlenir. Japonya’da kültürel olarak afetlere hazırlık eğitimi güçlüdür, ancak bu bile büyük felaketlerde çocukları psikolojik etkilerden tamamen korumaya yetmemektedir. Bu nedenle uzun süreli psikolojik destek ve travma bilinci oldukça önemlidir. Özellikle ebeveyn kaybı, ev yıkımı veya tsunami görüntülerine doğrudan maruz kalan çocuklarda bu oran daha da yüksektir.

Japonya’da deprem eğitimi, okul müfredatına zorunlu ders olarak entegre edilmiş olup anaokulundan itibaren çocuklara “ne yapmaları gerektiği” hem teorik hem de uygulamalı olarak öğretilir. Eğitimlerde güvenli davranışlar, toplanma alanları, aileyle buluşma planı gibi konular işlenir. Japonya’daki okullarda her ay düzenli olarak deprem ve yangın tatbikatları yapılır. Tatbikatlarda çocuklar sırayla çök-kapan-tutun, tahliye yollarını izleme, baş koruma gibi davranışları öğrenir. Bu alışkanlıklar otomatik hale getirilir. Çocuklar, özel deprem simülasyon merkezlerinde sarsıntı deneyimi yaşar. Sarsıntı sırasında nasıl davranmaları gerektiği görsel ve fiziksel olarak anlatılır. Tokyo Afet Önleme Merkezi gibi yerlerde interaktif eğitimler verilir. Depremi anlatan çocuk kitapları, çizgi filmler ve şarkılar ile eğitim desteklenir. Bu materyaller çocukların korkmadan, anlayarak öğrenmesini sağlar. Evde yapılacak hazırlıklar (acil çanta, buluşma noktası vb.) okul tarafından ailelerle paylaşılır. Tatbikatlara ebeveynler de katılır. Burada amaç korku değil bilinç kazandırmak, sakin kalabilme becerisi kazandırmak.

Okul öncesi çocuklarımızı bilinçlendirmek adına evde uygulanabilecek bazı etkinlik önerileri ise:

1- “Yerin Sallanması” deneyi: Çocuklarla birlikte büyük bir tepsiye kum veya pirinç koyup üzerine oyuncak evler yerleştirin. Tepsiyi hafifçe sallayarak “depremin yeryüzündeki etkilerini” gösterin.

Görsel materyal:

Basit çizimlerle yer kabuğu ve depremin oluşumu (renkli poster veya slayt)

2- “Güvenli – Güvensiz Yer Kartları”: Çocuklara farklı senaryolar gösterin (örneğin masa altı / pencere yanı) ve güvenli olup olmadığını tahmin etmelerini isteyin.

Görsel materyal:

Sınıf panosuna yapıştırılacak güvenli alanların görselleri.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR