Kış henüz tam anlamıyla şehirlerimize gelmeden hastalıklar baş gösterdi! Havaların soğumasıyla birlikte önceki yıllarda olduğu gibi girip ve nezle vakaları gündemden düşmüyor. Kiminle konuşsak hasta! Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları ve grip insanlarımızı etkisi altına aldı. Mevsim hastalıklarını ve korunma yollarını, aynı zamanda bir Yeryüzü Doktoru olan, aile hekimimiz Dr. Ali Adil Güneren ile teşrih masana yatırdık.

`height=
İbrahim Ethem Gören ve Dr. Ali Adil Güneren.

İbrahim Ethem Gören: Merhaba Ali Adil Bey.'Koronavirüs tehlikesi tamamen ortadan kalktı mı?' şeklindeki bir soru cümlesiyle kelâma başlayalım dilerseniz;

Dr. Ali Adil Güneren: Merhaba, İbrahim Ethem Bey, hoş geldiniz.

Hoşbulduk.

Yaradan cümlemize ruh ve beden sağlığı içinde hayırlı bereketli ömürler versin.

 min.

'Koronavirüs tehlikesi' demeyelim de 'Covid19 pandemisinin durumu nedir?' diye soruyu biraz manipüle  edelim izninizle.

Lütfen;

Konunun uzmanlarının da öngördüğü gibi  yıllar içinde bu grip etkeni de  öldürücülüğünü yitirmeye başladı. Hâla covid pozitif vakalar oluyor ama 2020-2021 de olduğu gibi ağır seyreden ve ölümle sonuçlanan vaka sayısı çok azaldı. Diğer grip etkeni olan virüslerin kervanına dâhil oldu veya olmak üzere diyebiliriz.

'Hastalık yoktur, hasta vardır'

Domuz gribi, Covid19, diğer Koronavirüs enfeksiyonları, üst solunum yolu hastalıkları arasında bir takım nüanslar vardır ama ayırt edici tanı, klinik belirtilerin ağırlığı/hafifliği ve en son olarak da laboratuvar testleri ile netleştirilebilir. Bana sorarsanız, kesin tanı konulmasına takılmamak gerek, hocalarımız bize 'hastalık yoktur, hasta vardır' derler idi, Yani her bir olgu, evet, ana hatlarıyla benzerlik gösterse de her bir hastanın yaş, cinsiyet, eşlik eden diğer kronik hastalıkları ve hastalığın hastaya etkilerine bakarak, hastanın kliniğine göre tedavisi farklılık  gösterir.

Semavât ve Arz ı yaratan, zulümât ve Nur u var eden Allah a hamd edelim. 

Elhamdülillah;

Allah, hastalık etkenlerini yaratmış, bu sebeplere bağlı olarak hastalıkları var etmiş. Öte yandan, hastalıkların devasını yaratmış, böylece 'şifa'yı var etmiş. İyilik halini, sağlıklı olmayı ve tersini, mikropları yaratarak, hastalık halini var etmiş.  Aslolan hastalanmamak, sağlıklılığı muhafaza etmeye çalışmaktır.

`height=
Dr. Ali Adil Güneren Yeryüzü Doktorları arkadaşlarıyla birlikte tıbbi yardım için gittikleri Çad ın Orta Afrika Cumhuriyeti sınırında Sarh mülteci kampında

Mesela;

Mesela 150 yaşına kadar yaşasak mutlaka insülin kullanan şeker hastası olurduk, yani organlarımızın bir kullanım ömrü var, kimimizin pankreası bize 150 yıl hizmet edebilecek kapasitede iken, kimimizin pankreası 40-50 yılda emekliliğe ayrılabiliyor. İşte bu farklılık genetik kodlarımızdan ve organları kullanım tarzımızdan ortaya çıkıyor. Demek ki Yeryüzü nde ruhumuza ev sahipliği yapan bedenimizi, dikkatli, insaflı, idareli bir biçimde kullanmalı, ihtiyaçlarını zamanında ve yeterince karşılamalıyız.

Malumunuz olduğu üzere, bedenimiz sistemlerden oluşur, dolaşım sistemi kas-iskelet sistemi vb.

Organlarımız bu sistemlerin alt bileşenleridir ve dokulardan meydana gelirler, kas dokusu bağ dokusu vb.

Hücreler birleşir dokuyu, dokular birleşir organı, organlar ise sistemleri meydana getirir. Sistemlerin düzgün çalışıp, diğer sistemlerle uyumlu bir şekilde görevlerini yapmaları ile de canlılık ortaya çıkar. Yaşam, hayatta olmak, sağlıklılık gibi kavramları bu bağlamda fikredebiliriz. 

Eyvallah;

Konutlarımızın yapı taşı nasıl tuğlalar ise bedenimiz de, hücrelerin belli bir plan dâhilinde birleşmesiyle oluşmuştur. Her bir hücrenin içinde belli sayıda yakıt kazanı/ motor vardır, buna 'mitokondri' adı verilmiş. 

Güneşten gelen UV  enerjisi, bitkilerin üzerine düşer, bitkiler, kökleri aracılığıyla topraktan su çeker, yaprakların altındaki gözeneklerden de havadaki karbondioksiti alır, dönüşüm fabrikalarında glukoz molekülü imal ederler, bunu hepimiz ortaöğretimde 'fotosentez' adıyla görmüştük. 

Yerküre deki yaşamın kaynağı ve olmazsa olmazı Güneş`ten gelen UV  enerjisi, glukoz molekülündeki karbon bağları içinde depo edilir. Sonra biz bu 'nimet'leri 'taam' eyleriz, sindirim sisteminde glukozları  ayrıştırır, dolaşım sistemi aracılığı ile her bir hücremize göndeririz. Her bir hücremizdeki biraz evvel bahsettiğimiz mitokondri kazanlarında yakar ve aslında kozmik patlamalar ile ortaya cıkıp, milyonlarca kilometre uzaktan gönderilen o muazzam enerjiyi, milimetre boyutlarındaki hücrelerimizde kontrollü bir biçimde kullanmaya  başlarız.

`height=
Dr. Ali Adil Güneren Çad , Sarh , Maro mülteci kampında kunban hizmetinde

Rahmetten bahsediyorsunuz;

Evet. Rahmet dedikleri ne ola acep? Ne muhteşem bir sistem değil mi? Bu enerji ile hücre canlılığını sürdürür, görevini ifa eder, her bir hücre kendi sorumluluğunu yerine getirince de sağlıklı bir yaşam ortaya çıkar.

Mitokondri kazanları glukoz yaka yaka, zaman içinde kurum bağlar, bacaları tıkanır ve hurdaya ayrılır, yani her mitokondrinin bir ömrü vardır, çok kullanıldığında erken yaşlanır. 

Denge diyorsunuz yani;

Evet. Sözün bu yerinde 'itidal' kelimesi aklıma geliyor. Elbette 'Hint Fakirleri' gibi olun demiyoruz ama, aşırı beslenip hücrelerimize aşırı şeker yükleyip mitokondri kazanlarımızı tam kapasite çalıştırdıkça 'hızlı yaşa gençöl' modeline dönüyoruz. Hücrelerimizdeki yakıt kazanlarının miktarı ve azalma  hızı, hücrelerin yaşlanma hızını belirliyor. 'Sayılı nefes' denilen bu olsa gerek;

Buradan, soğuk algınlığına geçelim dilerseniz. Soğuk algınlığının belirtileri nelerdir? Soğuk algınlığıyla mücadelenin pratik bir yolu var mı?

Soğuk algınlığı ile mücadele derken, pandemi döneminde geçtiğimiz 2 yıl boyunca, insanlar ya covid oldular ya da hiçhasta olmadılar yani, sonbahar ve kış mevsimlerinde soğuk algınlığı hastalıkları eski yıllardaki gibi pik yapmadı, yaygınlaşmadı. Bunun nedeni büyük bir ihtimalle maske-mesafe- hijyen uygulamalarıdır. Bu tedbirler, diğer mevsimsel hastalıkların da daha az görülmesini yol açtı.

Sorunuza dönersek, öncelikle kişisel korunmamıza dikkat edeceğiz, artık zorunlu olmasa da bireysel tedbir bağlamında mümkün mertebe maske kullanmaya devam edeceğiz. 

Maske-mesafe-hijyen uygulaması güzel bir fikir idi ve geçerliliğini sürdürmektedir. 

Grip aşısını tavsiye ediyor musunuz?

Grip aşısının koruyucu olduğu düşünülüyor, en azından daha hafif semptomlar ile atlatmamıza yardımcı olduğunu söyleyebiliriz. Grip aşıları ülkemizde de halen SGK tarafından geri ödeme listesinde olup arzu eden vatandaşlarımıza reçete ederek uyguluyoruz. Bilhassa kronik hastalıkları olan, immün sistemi zayıf ve yaşlı bireylerde tedbir amaçlı grip aşısı tavsiye edilir. 

Soğuk algınlığı ile mücadelenin pratik bir yolu sorunuza gelirsek; Allah ,burnumuzu nefes almak için yaratmış, burnumuzdan  aldığımız nefes, önce  kafatası içindeki kemik mağaracıklara yani 'sinüs'lere gider, beden sıcaklığı ile ısınır, nemlenir, sonra akciğerlere iner yani biz nefesimizi klima gibi yumuşatır, ısıtır, öyle alırız içimize. Burun tıkalı olur ve soluğumuzu mecburen ağızdan alırsak, soğuk/tozlu/kuru hava, yutak bölgesini tahriş ederek akciğerlere giderken Farenjit, Larenjit hatta Bronşite kadar giden enfeksiyonlara yol açabilir. Demek ki nefes alırken burnumuzu kullanacağız, burun tıkalıysa da açmak için ne gerekiyorsa yapacağız. 'İstinşak' çok faydalıdır mümkünse mendil kullanmayacak, abdest alır gibi burnumuza su çekip sümkürerek üst solunum yolunu boşaltacağız. 

Eskiler, 'ayağını sıcak tut başını serin' demiş. Siz bu kadim tavsiyeyi nasıl telif ediyorsunuz?

Ayağını sıcak tut evet ama başını da üşütme! Belki başın serinliği mecâzî anlamındadır, kafaya her şeyi takma, biraz teslim ol, tevekkül et, zuhurata tabi ol demek lazım.

İbrahim Ethem Bey, baş üşürse, burun tıkanır.  Dolayısıyla başımızı sıcak tutacağız, terledik, saçımızın dibi su gibi ise veya banyo sonrası ıslaklık var ise o ıslaklığın kendi kendine kurumasına izin vermeyeceğiz. 

Neden?

Çünkü saçkendiliğinden kurudu ise, o su damlalarının, başımızın ısısını emerek buharlaştığı anlamına gelir. Başımız üşürse, geniz akıntısı artar, geniz akıntısı 'östaki' dediğimiz basınçdengeleme kanalını tıkar ise, kulak zarımızda çökme ve ağrı olur, eğer burun tıkanır ise de biraz önce bahsettiğimiz mekanizma ile boğazlarımız hastalanır. Fön makinesi vb. kullanıp dışarıdan ısı transferi yaparak saçlarımızı kurutacağız. Islak saçile bir dakika bile beklemeyeceğiz. Burada unutmadan, bebeğini gece emziren annelere seslenmek istiyorum.

Lütfen;

Anneler! Bebişiniz emerken saçları terledi ve uykuya dalıverdi ise,  o ayaklarının altı öpülesi annelerimiz, fırsat bu fırsattır deyu, bebişi usulcacık uzandırıp, kendisi de bir kenara kıvrılmayacak.

Peki, ne yapacak?

Bebeğin uykusunun dağılması pahasına, terli saçları kurutup, tıkalı burnu açıp, gerekirse  dizinde sallayıp tekrar uyutacak. Ne yapalım 'anne'lik kolay değil, her kişiye de nasip olan bir güzellik de değil.

Son günlerde serum tedavisine yönelik talepler artıyor. Soğuk algınlığında serum tedavisinin yeri var mı?

Serum dediğimiz şey içine bir miktar şeker veya tuz katılmış H2O`dan müteşekkil bir sıvıdır   hepsi hepsi. 

`height=
Dr. Ali Adil Güneren Kudüs-ü Şerif te..

Dr. Ali Adil Güneren: Bizim köyde serumlu tedavi yok.

Hastanın tıbbî ihtiyacına göre ve normal yoldan, ağızdan sıvı alımında sorun var ise bu durumda hekim, damar yolundan takviye yapmak isteyebilir. Bizim köyde serumlu tedavi yok.

Son olarak okuyucularımıza neler tavsiye edersiniz?

'Sağlıklı bireylerde sağlıklılığı sürdürebilmek için genel tavsiyeler neler olabilir? şeklinde bir sual tevcih ettiğinizi varsayarak son söz niyetine şunlar eklenebilir.

Hemen soralım!

Dengeli beslenmek, günün beş farklı vaktinde yaptığımız beden hareketlerine ilave olarak az da olsa düzenli fiziksel aktivite, en azından yürüyüş her zaman tavsiye edilir; Bol bol su içmek solunum sistemi için önemli; Vücudun suyu bol olursa ifrazat/balgam cıvık olur, akışkan olur, yeterli su tüketmediğimiz durumlarda yoğun olur, yapışkan olur, solunum yollarını tıkar, gıcık öksürüğü yapar.

 

`height=
Dr. Ali Adil Güneren Endonezya da Yogyakarta depremi sonrası tıbbi yardım faaliyetinde hindistan cevizi sütü ile enerji toplarken

Sindirim sistemi için önemli. Kabızlığın en pratik çözümü bol su içmektir. Böbrekler bile sistemde yeterli su varsa rahat çalışır. Su,`hayat`tır bir adı da 'rahmet'tir. Yaşam suda başlamıştır. Sudan bir sohbetle karşınıza çıkmış olduk, hoş görüle.

Estağfirullah. İlginiz için teşekkür ediyorum.

Su gibi aziz olunuz Efendim.

Yazı no: 446