`height=

Kadir Atlansoy Türkiye üniversitelerinde Türk Dili ve Edebiyatı, Eski Türk Edebiyatı, Osmanlı Türkçesi, Türk-İslâm Edebiyatı dersleri veren ve bu alanda velû d ilmî çalışmalara imza atan başarılı bir akademisyen. Uludağ Ü niversitesinde yaptığı çalışmaların ardından Doğu Akdeniz, Afyon Kocatepe ve Ahmet Yesevi üniversitelerine de hizmetleri sebkat eden Dr. Atlansoy şu anda Ü rdün Yermük Ü niversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde irfanımızı temsil ediyor. Kadir Atlansoy ile edebiyat, medeniyet ve Bursa üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

Kadir Hocam, edebiyatla ünsiyetiniz nasıl başladı?

Eskişehir`in sakin bir şehir olduğu altmışlı yılların sonlarında kütüphane, kitabevleri ve dergi yazıhanelerine devam ile okuma zevkinin sonucu oluşan bir tutku.

Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü tercih etmenizdeki âmiller nelerdir?

Doğu-Batı ekseninde geniş bir yelpazeye yayılan bazı okumalar bir fikir verebilirse: Attar, Tezkiretü`l-Evliya, İlahi-name, Mantıku`t-Tayr Şebüsterî , Gülşen-i Raz Sühreverdî , Heyakilu`n-Nur Mevlâna Celâleddin, Mesnevi, Divan-ı Kebir Şems-i Tebrizî , Makalat Yunus Emre, Divan, Risaletu`n-Nushiyye Hacı Bektaş-ı Velî , Makalat İbn Haldun, Mukaddime İkbal, Cavidan-name, Esrar ve Rumuz, Şarktan Haber Hamidullah, İslâm Peygamberi Bergson, Ahlâk ile Dinin İki Kaynağı Montaigne, Denemeler Bacon, Denemeler Huxley, Denemeler, Ses Sese Karşı, Sezgi Kapıları Exupery, Küçük Prens Sorokin, Bir Bunalım Çağında Toplum Felsefeleri Gué non, Modern Dünyanın Bunalımı Muhyiddin Şekur, Su Ü stüne Yazı Yazmak Cevdet Paşa, Tezakir, Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa M. Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Edebiyat Araştırmaları Abdulbaki Gölpınarlı, Mevlâna`dan Sonra Mevlevilik, Yunus Emre ve Tasavvuf, Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, İlmiye Teşkilâtı Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye Ömer Lütfü Barkan, Kolonizatör Türk Dervişleri Sabri F. Ü lgener, Çözülme Devri Zihniyeti, Zihniyet, Aydınlar ve İzmler Hilmi Ziya Ü lken, Çağdaş Türk Düşüncesi Tarihi Mümtaz Turhan, Kültür Değişmeleri Erol Güngör, İslâm Tasavvufunun Meseleleri Suut Kemal Yetkin, Edebiyatta Akımlar Mehmed Akif Ersoy, Safahat Necip Fazıl Kısakürek, Reis Bey, Şiirlerim, Ahşap Konak Sezai Karakoç, Kıyamet Aşısı, Yazılar, Ruhun Dirilişi, Çağ ve İlham, Şiirler I-II-III-IV-V, Meydan Ortaya Çıktığında, Edebiyat Yazıları Nuri Pakdil, Biat Erdem Beyazıt, Sebeb Ey Rasim Özdenören, Gül Yetiştiren Adam, Çözülme Cahit Zarifoğlu, Yedi Güzel Adam Nurettin Topçu, Ahlâk Nizamı, Yarınki Türkiye, Türkiye`nin Maarif Davası Mustafa Kutlu, Ya Tahammül Ya Sefer, Yokuşa Akan Sular, Sır Peyami Safa, Fatih-Harbiye, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Yahya Kemal Beyatlı, Edebiyata Dair, Aziz İstanbul, Kendi Gök Kubbemiz Ahmet Hamdi Tanpınar, Edebiyat Ü zerine Makaleler, Huzur, Mahur Beste, Saatleri Ayarlama Enstitüsü Cemil Meriç, Umrandan Uygarlığa, Kültürden İrfana, Bu Ü lke, Kırk Ambar Samiha Ayverdi, Türk Tarihinde Osmanlı Asırları, Abide Şahsiyetler, İbrahim Efendi Konağı, Yolcu Nereye Gidiyorsun Behçet Necatigil, Sevgilerde, Düzyazıları Turgut Uyar, Divan.

Türkiye`deki üniversitelerde yaptığınız çalışmalara kısaca değinir misiniz?

Yayınlarımızın bibliyografik künyelerinden bahsedeyim dilerseniz;

Tabii ki hocam, buyurunuz;

'Edebî Metinlerin Tarih Kaynağı Olarak Değeri', Tarih Boyunca Türk Tarihinin Kaynakları Semineri (6- 7 Haziran 1996), Bildiriler içinde, İstanbul Ü niversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Araştırma Merkezi, İstanbul 1997, 15-25. 'Şehir Monografilerinin Kültür Tarihine Kaynak Olarak Değeri ve Güldeste-i Riyâz-ı İrfân`da Balıkesir' I. Balıkesir Kültür Araştırmaları Sempozyumu, Bildirileri, Balıkesir 2000. 'Kütahyalı Mevlevî Şairler Ü stüne', Kütahya Şairleri Sempozyumu, Dumlupınar Ü niversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kütahya 2000. 'Edebiyat Tarihi Kaynağı Olarak Bursa Vefeyatnameleri I, Mehmed b. Sa`dî `nin Bursa Vefeyatı' The Journal of Ottoman Studies XVIII, İstanbul 1998, 47-67. 'Zirvedeki Şiir Ustaları Şeyhî Divanı Ü zerine BirkaçSöz' Yedi İklim, İkinci Dönem, Sayı: 2, Mayıs 1992, 109. 'Acıyı Bal Eylemek Türk Edebiyatında Mersiye Ü stüne' Dergâh, V, 49, Mart 1994, 5-6. 'Bursa`dan Konya`ya Seyahat`te Kütahya', Yedi İklim, X, 68, Kasım 1995, 71-77. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kütahya 2000. 'Edebiyat Tarihi Kaynağı Olarak Bursa Vefeyatnameleri I, Mehmed b. Sa`dî `nin Bursa Vefeyatı' The Journal of Ottoman Studies XVIII, İstanbul 1998, 47-67. 'Zirvedeki Şiir Ustaları Şeyhî Divanı Ü zerine BirkaçSöz' Yedi İklim, İkinci Dönem, Sayı: 2, Mayıs 1992, 109. 'Acıyı Bal Eylemek Türk Edebiyatında Mersiye Ü stüne' Dergâh, V, 49, Mart 1994, 5-6. 'Bursa`dan Konya`ya Seyahat`te Kütahya', Yedi İklim, X, 68, Kasım 1995, 71-77.

Yurt dışında bu alanda neler yaptınız?

`height=

Yazmaya devam ettik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nde iken: Evliya Çelebi ve Seyahatname, haz. Nuran Tezcan-Kadir Atlansoy, Gazimağusa: Doğu Akdeniz Ü niversitesi Yayınları, 2002. 'Pend-i Attâr`ın Türkçe İlk Manzum Çevirisi: Sabâyî `nin Sırât- ı Müstakî m Mesnevî si', İlmî Araştırmalar, 27-41, Güz 20, 2005. 'Mahmut Erol Kılıç, Sû fî ve Şiir / Osmanlı Tasavvuf Şiirinin Poetikası', İlmî Araştırmalar, 203-205, Güz 20, 2005. 'Emir Sultan Dönemi İlim, Kültür ve Sanat Hayatı Ü zerine Bazı Değerlendirmeler Emir Sultan ve Erguvan Toplumsal Bir Çağrı, 25-36, Bursa Büyükşehir Belediyesi Yayınları, Bursa 2007

Eyvallah. Yermük Ü niversitesi`nde neler yapıyorsunuz?

Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde verdiğimiz derslerin yanı sıra gerçekleştirilen etkinliklere katılıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Amman Büyükelçiliğimizin, Amman Yunus Emre Türk Kültür Merkezimizin ve Ü rdünlü Türkiye mezunlarının yoğun destekleriyle çevre ile olan ilişkileri geliştirecek projeler üretiyoruz. Türkiye Ü niversitelerinin İkili İşbirliği, Mevlana, Erasmus Değişim Programlarıyla Ü rdün`e gelen öğretim üyeleri ve öğrencilere kılavuzluk yapıyoruz. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Türkiye Bursları başvurularında destek oluyoruz. Konferans, seminer, kurs vb. etkinlikler düzenliyoruz. Ü niversite kütüphanesini ve bölüm kitaplığımızı zenginleştirmeye çalışıyoruz.

Yermük Ü niversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümündeki öğrencileriniz Türkçe ve Türk Edebiyatıyla ne kadar ilgili?

Henüz mezun vermemiş bölüm öğrencilerimizin ilgilerini daha ileriye taşımak ve ufuklarını açmak için kısa, orta ve uzun vadeli yönlendirmelerde bulunuyoruz.

Yönlendirme bağlamında neler yapıyorsunuz??

Dil, kültür, sanat, edebiyat ve tarih bağlamındaki ilişkileri çok yönlü bir şekilde değerlendiriyoruz.

Bursa dikkatleri her zaman üzerine çekmiştir

Buradan, uzun yıllar bulunduğunuz Bursa`ya geçelim dilerseniz. Tarih boyunca Bursa`nın gelişimine bir pencere açar mısınız?

Osmanlı Devleti`nin ilk başkentliğini üstlenmesi ve dünya şehirleri arasında müstesna bir yeri bulunan İstanbul`un görkemli bir ilim, kültür ve sanat merkezi olarak teşekkülündeki katkıları sebebiyle tarih açısından büyük bir önem arz eden Bursa kuruluş devrine ait tarihî anıtları ve tabii güzellikleriyle dikkatleri her zaman üzerine çekmiştir. Birçok seyahatnamede çok zengin bir şekilde tasvir edilmiş olan Bursa, bu fonksiyonlarının bir bölümünü günümüzde de değişik boyutlarıyla sürdürmektedir.

Bursa, önde gelen kültür, sanat, ticaret ve turizm merkezidir

Bursa, bugün Türkiye Cumhuriyeti`nin büyük kentlerinden birisi olmasının yanı sıra önde gelen bir kültür, sanat, ticaret ve turizm merkezidir.

Bütün bunların yanında, XVI. yy. sonuna kadar Osmanlı Devleti`nin birinci bu tarihten sonra İstanbul`un ardından ikinci sırada gelmek üzere, en çok şair yetiştiren şehir olması da edebiyat tarihi açısından Bursa`nın sahip olduğu önemli bir özellik ve ayrıcalıktır. Tarih İçinde Bursa`nın Gelişimi' Yedi İklim, V, 40, Temmuz 1993, 57-63.

Şehir İslâm kültüründe cennet tasavvurunun yansımasıdır

Şehir ve kültür kavramlarının nezdinizde ne tür çağrışımları var?

'Şehir ve şehir imajı İslâm kültürlerinde Cennet tasavvurunun bir yansımasıdır. Sonsuz mekân içinde oluşmuş bütün Osmanlı Cennetlerinin (şehirlerinin) her biri de, aynı dünyayı güzelleştirme ve şekillendirme prensipleri ile vücuda getirilmişler idi. Bu düzeni hâlâ Bursa`nın anlaşılabilecek kadar korunmuş bulunan mahallelerinde de görmek mümkündür'. (Turgut Cansever)

Kültür tarihi içinde Bursa`nın yeri ve önemini araştırırken göz önüne alınması gereken noktalardan biri de bu şehrin, temelleri atılan Osmanlı Devleti`nin organize edilmiş ilk başkentliği görevini üstlenmiş olmasıdır. Bunun tabii sonucu olarak Bursa`da kurulup gelişen kültür hayatının, bu fonksiyona lâyık bir görünüm arz etmesi gerekmekteydi. Nitekim, Osmanlıların ilk devirlerinden itibaren neresi devlet merkezi olmuşsa orasının, kültür hareketlerinde daima önde bulunduğu görülmekte ve bu durumun sonraki yüzyıllarda da aynı şekilde devam ettiği bilinmektedir. 'Şehir ve Kültür', Yedi İklim, V, 40, Temmuz 1993, 40.

Bursa, kültür, medeniyet ve sanat tarihimizde nerede durmaktadır?

İlim, kültür ve sanat hayatı dikkatli bir gözle ele alındığında, Bursa`nın ayrı bir yeri ve özel bir önemi olduğu daha ilk bakışta görülebilir. Özellikle, Osmanlı Devleti`nin temellerinin atıldığı XIV. ve XV. yüzyıllar içinde bu şehir, ilim ve kültür faaliyetleriyle önde gelen bir merkez konumundaydı. Devletin sınırları genişledikçe bu gibi önemli yerleşim alanlarında ilmî ve sosyal kurumlar serpilip gelişmekteydi.

Bu arada gözden uzak tutulmaması gereken önemli bir nokta da, Semerkant, İran, Mısır, Suriye ve Bağdat gibi merkezlerle Bursa`nın toponomisine kadar etki eden bir kültür hattının harekete geçirilmiş olmasıdır. Bursa`daki Abdal Murad, Abdal Mehmed, Abdal Musa, Emir Sultan, Davud Dede, Ali Mest Edhemî (Elmasbahçeler), Ebu İshak (Absak), Seyyid Behlül (Çıraklı Dede), Özbekler, Acem Reis, Hakim Şirvanî , Araplar ve Tatarlar gibi semt, mahalle ve sokak isimleri bunun bir nevi göstergesi olarak değerlendirilebilir.

'Kültür Tarihinde Bursa`nın Yerine Toplu Bir Bakış', Yedi İklim, V, 40, Temmuz 1993, 55- 56.'Güldeste-i Riyaz-i İrfan`da Kırım Ü zerine Bazı Bilgiler', TIKA I. Uluslararası Türkoloji Sempozyumu Bildirileri, Kırım-Ukrayna, 31 Mayıs-04 Haziran 2004, Ocaq Matbaası: Simferepol, Kırım-Ukraina, Şubat 2005, ISBN 966-8535-16-2, 307-312. 'Güldeste-i Riyâz-ı İrfân Ü zerine Bazı Değerlendirmeler' Bursa Tasavvuf Kültürü Sempozyumu, Tayyare Kültür Merkezi 14 Ekim 2005, Bursa Kent Müzesi 15 Ekim 2005.

Bursa, Osmanlı asırlarında önemli bir kültür başkentiydi

Bu noktada hangi tarihi şahsiyetler öne çıkar?

`height=

Bursa, tahta çıkma, kılıçkuşanma, doğum ve ölüm merasimlerinin yapıldığı devlet başkentliğinin yanı sıra kültür merkezi olma özelliğini sürdürmüştür.

II. Murad (824-855/1421-1451) Dönemi

Osmanlı Devleti`nin kuruluş yıllarında II. Murad zamanı, âdeta bir kültür hamlesi devridir. Onun zamanında ilim, şiir ve musikî ilerlemiştir. Şairlere bağladığı saliyaneler, kendisinden sonra da, Kanunî Sultan Süleyman devrine kadar devam etmiştir. Zamanında şiir muhitini teşkil eden şairlerden, bilhassa devrin büyük şairi Germiyanlı Şeyhî , yeğeni Şeyhoğlu Cemalî , Şemsî , Nakkaş Sâfî , Gelibolulu Za`ifî , İvazpaşazade Ata`î , Hüsamî , Hassan, Bursalı Ulvî ve Aşkî `yi sayabiliriz.

Edebiyat tarihinde, mahlâsla şiir yazan ilk padişah sıfatıyla ayrıcalıklı bir yeri bulunan II. Murad özellikle eser telifini ve tercümesini teşvik etmesiyle de dönüm noktası olmuştur. Bu dönemde çok sayıda eser kültürümüze kazandırılmıştır.

Bursa`da çok sayıda medrese kökenli şair yetişti

Bursa vefeyatnamelerindeki şairlerin meslekî konumlarına göz atıldığında, çok sayıda şairin medrese kökenli olduğu görülmektedir. Dinî -tasavvufî şiirin önde gelen isimlerinin pek tabiî olarak dergâhlardan yetiştikleri de bilinen bir gerçektir. Esnaftan yetişen şairlerin yanı sıra vefeyatname telif edenlerin de olduğu gözlenmektedir. Musikî şinasların yanında çok sayıda olmamakla birlikte, asker şairlerin de varlığı belirtilmelidir.

Orta Çağ dünyasının temel taşlarından birini oluşturan aile-akrabalık ilişkilerinin de Bursa`nın kültür hayatına çok yönlü bir biçimde yansıdığı söylenebilir.

Bursa`nın köklü ailelerine de değinir misiniz?

Elbette. Bayezid Paşa, Çandarlı, Hacı İvaz Paşa, Molla Fenarî , Lala Şahin Paşa, Molla Güranî , Timurtaş Paşa, Molla Yegân, Kınalızade, İlâhî zade, Ü ftadezade, Eşrefzade, Gazzî zade, Kara Çelebizade, Baldırzade, Cizyedarzade gibi köklü ailelerin, kültürel hayata farklı boyutlarda katkıları söz konusudur.

Muhit-edebiyat ilişkisine dair neler söylemek istersiniz?

Edebî muhitlerin şairlerin yetişmelerinde ve eser vermelerinde önemli bir etkiye sahip oldukları bilinmektedir. Bursa`daki edebî kültür hayatının oluşumunda saray çevresi ve aile-akrabalık gibi kurumların yanı sıra medrese, tekke, asker ocağı ve esnaf muhitinin de kendi çaplarında rol aldıkları görülmektedir.

Bursa konulu kitapların temaları için de bir paragraf açalım dilerseniz;

Hay hay İbrahim Ethem Bey. Bursa`ya dair kaleme alınan eserlerde tema olarak daha çok şehrin tarihî ve doğal güzellikleri ile medenî seviyesi işlenmiştir. Şehrin bu özellikleri, edebiyat eserlerinde de geniş olarak yer almasını sağlamıştır. XIV. yüzyıldan günümüze gelinceye kadar İbn Batuta, Evliya Çelebi, Charles Texier gibi seyyahlar Von Der Moltke gibi devlet adamları Andre Gide ve Piyer Loti gibi yabancı yazarların yanı sıra Lâmiî Çelebi başta gelmek üzere birçok şair de bu şehri çeşitli biçimlerde aksettirmişlerdir: Bursa Şehrengizleri.

Bursa irfanı için önem arz eden birkaçşairlerimize ve eserlerine değinir misiniz?

Tabii ki;

Niyazî (XV. yy.)

Edebiyat tarihi kaynakları, Timur fetretinde, Türkçe ve Farsça iki divanı zayi olan Bursalı şair Niyazî `nin geriye kalan iki beytini naklederler:

Zülfün gicesinden başıma gün doğa bir gün/Tahkî k ise ger nükte-i el-leyletü hublâ Ebrû sı nice hâcib ola zülfi bâğına/Almış iki harâmî yi meğer kucağına

Ahmed-i Da`î (ö. 824/1421)

Anadolu kültür ve edebiyat tarihi açısından, XV. yy.`ın başındaki şairlerin en eskisi Ahmed-i Dai`dir. Bursa`da Daî adını taşıyan bir mahalle, bir cami ve bir hamamın bulunması kendisinin burada vefat etmiş olması ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Ahmed-i Daî , ele geçen on beş kadar eseriyle büyük bir şair ve kudretli bir yazar olarak edebiyat, tarihimizde önemli bir yere sahiptir.

'Zâhirini halk begendi sû fî kodurdun adun'

Hasan Hoca bin Yû suf (ö. 845/1441-2)

Rumeli`de tahsilden sonra Bursa ya gelerek ünlü Nurbahşî şeyhi Emir Sultan`a (ö. 833/1429-30) intisap etmiş ve bu tarikatın yayılması için Balıkesir`e gönderilmiştir. Emir Sultan`ın vefatı üzerine ilk halifesi olarak on iki sene şeyhlik yaptıktan sonra hacca gitmiştir. Hac dönüşü Kudüs te vefat ederek oraya defnedilmiştir. Müzî lü`ş-Şükû k adlı tasavvufî bir eseri vardır. Bir beyti şöyledir:

Zâhirini halk begendi sû fî kodurdun adun/Bâtınun dahı arıtgıl varsa Hakdan odun

Ahmed Paşa (ö. 902/1496)

XV. yy.`ın ikinci yarısı Bursa kültür tarihinde Veliyyüddinzade Ahmed Paşa`nın yeri büyüktür. Şair Ahmed Paşa, hayatının büyük bölümünü Bursa`da Orhan Gazi ve Muradiye mütevelliliklerinde, daha sonra Bursa sancak beyliğinde geçirmiştir. Osmanlı şiirinin gelişmesindeki önemli katkılarının yanı sıra müderris olarak görev yaptığı Muradiye`de kendisinin kurduğu Geyikli Medresesi`ni unutmamak gerekir. Kerem ve Güneş kasideleri meşhurdur: Osmanlı İmparatorluğu`nun Kurucusu Osman Gazi ve Dönemi, haz. Kadir Atlansoy-Sezai Sevim Bursa: Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Yayınları, 1996.

Her şehrin bir büyüğü vardır. Bursa`nın büyüğü de şüphesiz Emir Sultan`dır. Emir Sultan döneminin Bursa`ya değinir misiniz?

`height=

Bursa`ya Yıldırım Bayezid zamanında geldiği bilinen Emir Sultan bu yıllarda Molla Fenârî `den Sadreddin Konevî `nin Miftâḥu`l-ġayb`ını okuyup istinsah etmiş ve bu nüshaya Molla Fenârî bir icâzetnâme yazmıştır. II. Murad tarafından 1422`de yapılan İstanbul kuşatmasına Emir Sultan da katılmıştır. Cenaze namazı o sırada Bursa`da bulunan Hacı Bayrâm-ı Velî tarafından kıldırılan Emir Sultan bugün türbesinin bulunduğu yere defnedilmiştir. Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed ve II. Murad`ın Emir Sultan`a saygı gösterdikleri, sefere giderken onun eliyle kılıçkuşanıp duasını aldıkları bilinmektedir. Padişahlara kılıçkuşatma geleneği, Emir Sultan`ın Yıldırım Bayezid`e ve II. Murad`a kılıçkuşatmasıyla başlamıştır. Osmanlı padişahları Emir Sultan`ın vefatından sonra da ona hürmet göstermeyi sürdürmüşler, Bursa`ya geldiklerinde türbesini ziyaret etmişlerdir.

Emir Sultan`a dair yazılan şiirlerin en meşhuru:

 l-i Muhammed`e salevâtı çok eyle kim/Biri Emir Efendi`dir âl-i Muhammed`in Çok şeyhler öğmüşüm dahi bir kimse tab`ımı/Mehdinde âciz etmedi şâhâ senin gibi Ne akdı Rû m`a bir ulu derya senin gibi/Ne âleme getirdi Buhara senin gibi Ey âlem-i vilâyete sultân olan Emir/Vey-milk-i Rû ma rahmet-i Rahmân olan Emir (Ahmed Paşa)

'Emir Sultan Dönemi İlim, Kültür ve Sanat Hayatı Ü zerine Bazı Değerlendirmeler Emir Sultan ve Erguvan Toplumsal Bir Çağrı, 25-36, Bursa Büyükşehir Belediyesi Yayınları, Bursa 2007.

'Bursa Dergâhları Ü stüne', Erguvan Bayramı, Bursa: Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı, 1998, 102-110

O dönemde tarihi şehrin ilim, kültür ve sanat hayatına dair başlıca yaşanmışlıkları nelerdir?

Birkaçına değinelim;

Kadızâde-i Rumî (öl. 844/1440)

Anadolu`da yetişen ve ilk eserini telif ettikten sonra Semerkand`a yerleşen Bursalı Kadızâde-i Rumî , Osmanlı ilim geleneğine ilk önemli katkıyı yapmıştır. Astronomi ve matematik sahasında eserleri bulunan Kadızâde, Semerkand Medresesi`nin başhocası olmuş, Semerkand`da Uluğ Bey`in (öl. 853/1449) kurduğu rasathanenin müdürlüğünde bulunmuş ve Türkistan`dan Osmanlı ülkesine gelerek matematik ve astronomi ilmini yaygınlaştıran iki öğrencisi Ali Kuşçu (öl. 879/1474) ile Fethullah Şirvanî (öl. 891/1486) de Osmanlı ilmine tesir etmiştir.

Molla Hüsrev (öl. 885/1480-1)

Osmanlı divan şairi, âlimi ve Osmanlı Devleti nin üçüncü seyhülislâmıdır. Arkadaşları arasında Hüsrev kaynı denirken Molla Hüsrev diye tanınmıştır. Edirne`de müderrislik ve kadılık görevlerinde bulunmuştur. II. Murad zamanında kazasker olmuş ve Fatih ilk defa tahta çıkınca yerinde ibka ve II. Murad tekrar cülû s edince Fatih`le beraber Manisa`ya gitmiştir. Bir süre için Bursa`da Zeyniler`in güneyinde bir medrese yaptırarak öğretimle meşgul iken İstanbul`a davet olunup şeyhülislâm tayin edilmiştir. Yirmi sene bu görevde bulunmuştur. İstanbul`da vefat ederek naaşı Bursa`ya nakledilmiş ve medresesinin haziresine defnedilmiştir. Fatih`in kendisiyle 'Zamanımızın Ebu Hanifesi`dir' diyerek iftihar etiği rivayet olunur. Çok sayıda öğrenci yetiştirmiş ve muhallefatından el yazılarıyla çok sayıda nefis eser çıkmıştır. Hâşiye-i Mutavvel den başka Telvî h, Hâşiye-i Adudü`d-dî n`e ve Tefsî r-i Beyzâvî `ye haşiye yazıp Mirkâtü'l-Vusû l adlı te`lî fi ve üzerine Merâtibü`l-Usû l ismiyle bir şerhi vardır. Fıkıh ilminde Gurer nâm bir eser kaleme alıp üzerine Dürer ismiyle bir şerh yazmıştır. Esasü`l-İktibas adındaki eserinin yanı sıra tefsî r ilminde Sû re-i En`âm taliki vardır.

Osmanlı Tarihine Kaynak Olarak Bursa Vefeyatnameleri', XIIIth Turkish Congress of History, Ankara 1999, 29-30. 'Bursa Vefeyatnamelerinden Güldeste-i Riyaz-ı İrfan`da Osman Gazi', Osmanlı İmparatorluğu`nun Kurucusu Osman Gazi ve Dönemi içinde, haz. Kadir Atlansoy-Sezai Sevim, Bursa: Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Yayınları, 1996, 147-158.

Süleyman Çelebi ve mevlidi için de birkaçparagraf açalım dilerseniz;

Mevlidî lakabıyla tanınan Vesiletü`n-Necat mesnevisiyle derin etkiler bırakan Süleyman Çelebi`nin 1352 yılı civarında Bursa`da doğduğu, iyi bir çevrede yetişip ileri bir tahsil aldığı, zamanının müktesebatına vâkıf olduğu, Mevlevî veya Halvetî müntesibi bulunduğu tahmin edilmektedir. Çelebi`nin yaşadığı dönemde, Murad Hüdavendigâr`ın, Kosova`da şehadeti üzerine Yıldırım Bayezid padişah olmuş Niğbolu Adağı` Ulu Cami`yi inşa ettirmiş 1402`de Ankara`da Timur`a yenilmiş şehzadeler arasındaki mücadelelerle Fetret Devri` Çelebi Mehmed`in birliği sağladığı 1413 yılına kadar sürmüştür. Çelebi Mehmed`in 1421`de vefatıyla II. Murad tahta geçmiştir. Devleti yeniden kurması dolayısıyla Çelebi Mehmed`e atfedilen fonksiyon göz önüne alındığında, Vesiletü`n-Necat`ın 1409`da yazılmış olması, sosyolojik arka plan açısından yeniden doğma` temini barındırmaktadır.

Süleyman Çelebi Mevlid yazar şairlerin başında gelmektedir

Süleyman Çelebi (öl. 825/1422) Mevlid yazan şairlerin başında gelmektedir. Yüzyıllar boyu yaygınlık kazanan ve özel bir ahenkle okunan Vesiletü`n-Necat`ın sehl-i mümteni uslubu ile Hz. Peygamber`in doğumunun kişilerin ağzından söylenmiş gibi verildiği beyitler kendine has güzelliklerle doludur:

Amine Hatun Muhammed annesi/Ol sadefden doğdı ol dürr danesi

Hem Muhammed gelmesi oldu yakin/Çok alametler belirdi gelmedin

Ol gice kim doğdu ol hayrü`l-beşer/Anesi anda neler gördü neler

Dedi gördüm ol habibin anesi/Bir aceb nur kim güneş pervanesi

Kültür tarihi açısından en uzun ömürlü geleneklerden biri olan mevlid akımı günümüzde de devam etmektedir.

'Süleyman Çelebi ve Mevlid Ü zerine Bazı Bilgiler', Osmanlı, Kültür ve Sanat, 9. cilt, 598- 604, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999.

'Süleyman Çelebi', Osmanlı Ansiklopedisi II, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1999.

Baykal, Kâzım, Süleyman Çelebi ve Mevlid, haz. Kadir Atlansoy, Bursa: Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu Yayınları, 1999.

'Vesiletü`n-Necat`taki Telmih Unsurları Ü zerine Bazı Değerlendirmeler', Sultan Yıldırım Bayezid Han ve Dönemi, haz. Sadettin Eğri, Bursa Osmangazi Belediyesi Yayınları, Bursa 2013, 305-311.

Bursa Vefeyatnameleri Osmanlı tarihine nasıl katkıda bulunmuştur?

`height=

Bursa Şairleri Bursa Vefeyatnamelerindeki Şairlerin Biyografileri isimli kitabımızın, girişinde, kültür tarihinde Bursa`nın tarihî , sosyal ve kültürel gelişme seyrine ana çizgileriyle temas edilmeye çalışılmıştır. Burada, yüzyıl veya dönemlere göre belli kişi, kurum ve olaylara değinilmiştir.

Bursa Şairleri Bursa Vefeyatnamelerindeki Şairlerin Biyografileri, Bursa: Asa Kitabevi Yayınları, 1998.

Birinci bölümde, edebiyat tarihinin kaynakları genel bir değerlendirmeye tabi tutulmuş ve bunlar arasında Bursa şairleri ile bilgi verenler incelenmiştir.

İkinci bölümde kısaca yazarlarının biyografileri ve diğer eserlerine de değinilerek Bursa vefeyatnameleri ele alınıp tanıtılmaya çalışılmıştır.

Ü çüncü bölümde ise Bursa vefeyatnamelerinde yer alan şairler liste hâlinde verilmiştir. Kaynaklardaki şairlere dair verilen bilgilerin mütedavil olup olmadığı konusu ise, geniş çaplı monografik araştırmaları gerektirmektedir.

Vefeyatnameler ilim ve kültür tarihimiz için çok önemlidir

İnceleme bölümünde konular daha çok tanımlayıcı bir yaklaşım içinde ele alınmaya çalışılmış ve alanın genişliği nedeniyle çözümleyici değerlendirmelere girilememiş ancak Bursa`nın tarih boyunca yetiştirmiş olduğu 300`e yakın Bursalı şairin isimleri, eserleri ve büyük bölümünün biyografileri burada ortaya konulmuştur.

Biyografiler kısmında ise, Bursa vefeyatnamelerinin şairlere ayrılmış olan bölümleri, her eser kendi içinde alfabetik tasnife tabi tutularak transkripsiyonlu metin olarak verilmiştir.

Öncelikle belirtilmesi gereken nokta, vefeyatnamelerin ilim ve kültür tarihi açısından büyük bir önem taşıdıklarıdır. Günümüze kadar zeyiller hâlinde uzanan bu eserler dizisi, bütün ilim dalları ilgili değerli bilgiler ihtiva etmektedirler. Ü stelik bu eserlerde yer alan veriler, mütedavil olmayıp çoğunlukla ilk elden bilgilerdir.

'Bursa Vefeyatnameleri' Bir Masaldı Bursa içinde, Engin Yenal (der.), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1996, 431-443.

Yüzlerce şaire ev sahipliği yapan Bursa`da şiirin kara sevdalıları neler aramış?

Yitik Cennet:

Hazret-i  dem eğer hâk-i Serendib`e bedel/Bursa`ya inse idi çıktığı dem Cennetten Der idi böyle çemenzar-ı Hudayî var iken/Acırım bağ-ı cinanda geçen evkatıma ben 'Bursa Vefeyatnameleri ve Şairleri Ü stüne', Bursa`da Bir Başka Zaman içinde, Bursa: Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Yayınları, 1997, 58-64.

Dursun İstanbul`unuz Bursa bizim makbulumuz`

Aradıklarının ne kadarını bulmuşlar?

Nazük Abdullah:

Gerçi dersiz dehr içinde yoktur İstanbulumuz/Dursun İstanbulunuz Bursa bizim makbulumuz

Tanpınar, Bursa`da Zaman:

Bursa`da bir eski cami avlusu/Küçük şadırvanda şakıyan su

Orhan zamanından kalma bir duvar/Onunla bir yaşta ihtiyar çınar

Eliyor dört yana sakin bir günü/Bir rüyadan arta kalmanın hüznü

İçinde gülüyor bana derinden/Yüzlerce çeşmenin serinliğinden

Ovanın yeşili göğün mavisi/Ve mimarilerin en ilahisi

Bir zafer müjdesi burada her isim/Sanki tek bir anda gün saat mevsim/

Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın/Hala bu taşlarda gülen rüyanın/

Güvercin bakışlı sessizlik bile/Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle

Gümüşlü bir fecrin zafer aynası/Muradiye sabrın acı meyvası

Ömrünün timsali beyaz nilüfer/Türbeler camiler eski bahçeler

Şanlı hikâyesi binlerce erin/Sesi nabzım olmuş hengâmelerin

Nakleder yâdını gelen geçene/Bu hayalde uyur Bursa her gece

Her şafak onunla uyanır güler/Gümüş aydınlıkta serviler güller

Serin hülyasıyla çeşmelerinin/Başındayım sanki bir mucizenin

Su sesi ve kanat şakırtısından/Billur bir avize Bursa`da zaman.

Yeşil türbesini gezdik dün akşam/Duyduk bir musiki gibi zamandan

Çinilere sinmiş Kuran sesini/Fetih günlerinin saf neşesini

Aydınlanmış buldum tebessümünle/İsterdim bu eski yerde sesinle

Baş başa uyumak son uykumuzu/Bu hayal içinde ve uykumuzu

Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk/Havayı dolduran uhrevi ahenk

Bir ilah uykusu olur elbette/Ölüm bu tılsımlı ebediyette

Belki de rüyası büyük cetlerin/Beyaz bahçesinde su seslerinin

Osmanlı döneminde Bursa`da yaşayan 300 şairin biyografisine değindiniz. Bursa`da bugün benzer bir çalışma yapılacak olsa nasıl bir tablo ile karşılaşılması muhtemeldir?

`height=

Biyografi geleneğine dayanan vefeyatnamelerin aynı zamanda birer şehir monografisi oldukları da gözden uzak tutulmamalıdır. Kültür ve edebiyatımızda, sayıları fazla olmayan bu tür eserlerin birçok açıdan önem taşımalarının yanı sıra giderek daha önem kazanan şehir tarihi ve müesseseleri alanında da kayda değer bilgilere sahip olmaları dikkat çekmektedir.

Edebiyatımızdaki ilk örnekleri XVI. yy. sonları ile XVII. yy. başlarında görülmeye başlayan bu eserler, değerli bir birikimin ürünüdürler.

Anadolu sahasında kaleme alınan ilk şuara tezkirelerinden ve daha sonra ortaya çıkan Şakaik-ı Nu`maniyye ve zeyillerinden önce bu türün ilk örneklerinin Bursalı müellifler tarafından verilmiş olması da ayrıca dikkate değer bir husustur. Tabakat ve hal tercümesi kitapları içinde sû fî lerin hal tercümelerinden söz eden eserler, kaynak olarak önemlidir. Bu eserler arasında Abdurrahman Câmî `nin kaleme aldığı Nefehâtü`l-üns`ün ayrı bir yeri vardır. Bursa`da yetişen çok yönlü bir şahsiyet olan Lâmiî Çelebi tarafından Türkçeye genişletilerek tercüme edilen ve şerhedilen Nefahât, kullanılan dil, ifade, uslû p bakımından aynı zamanda edebî bir eser hüviyetindedir.

Nefehâtü`l-üns Tabakatçılığın ilk tecrübesidir

Zira, ulema ve meşayıh tabakatçılığının ilk tecrübesi, söz konusu eserde ortaya konulmuştur. Bunun yanı sıra aynı müellifin Şehrengî z-i Bursa`sı, şehrin tabiî güzelliklerini ve abidevî eserlerini ele alması açısından Bursa vefeyatnamelerinin monografik yöndeki gelişiminin müjdecisi sayılabilir.

'Kültür Tarihine Kaynak Olarak Bursa Vefeyatnameleri', Yeni Türkiye: Türkoloji ve Türk Tarihi Araştırmaları Özel Sayısı I, yıl 8, sayı 43 (Ankara Ocak-Şubat 2002): 464-71.

Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?

Günümüze ulaşan otuzu aşkın Osmanlı şuara tezkiresi geniş kapsamlı yazılmış olup bir vilâyete mahsus tezkire-i şuara kaleme alınmamıştır. Ancak, Bursa vefeyatnameleri, bu alanda da ilk örnek olma özelliğine sahiptirler. Aralarında, şairlere bağımsız bölümler ayıranları bulunduğu gibi doğum yerine göre Bursa kökenli şairleri toplamayı amaçlayanları da vardır. Nitekim, bu eserlerde edebiyat tarihimizin başta gelen yazılı kaynakları olan şuara tezkireleri stilinde bilgilere yer verildiği görülmektedir.

'Ravza-i Evliya`da İki Şair: Kanii ve Vadi', Millî Folklor Uluslar arası Kültür Araştırmaları Dergisi, Bahar 89, Ankara 2011.

Son olarak Yermük`ten okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

Kültür tarihi alanında disiplinler arası çalışmaların ve kültür diplomasisinin önemini vurgulamak isteriz.

İlginiz için teşekkür ediyorum.