Ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz önemli… Nerede söylediğiniz ve ne zaman söylediğiniz önemli... Kime söylediğiniz ve nasıl bir üslupla söylediğiniz önemli...

Herkesin Real Madrid’e transfer olan Arda Güler’i konuştuğu bir dönemde siz insanlara zayıflamanın faydalarını anlatamazsınız.

Anlatsanız da dinleyen olmaz. Çünkü bu transfer herkesin gurur duyduğu ve bilgi almak istediği çok önemli bir konudur... Futbolda Türkiye için yılın transferidir...

Arda Güler yılın futbolcusu olarak herkesin dilindedir...

Tamam Fenerbahçe’den transfer olmuştur ama Real Madrid dünyanın takip ettiği dev futbol kulüplerinden biri olduğu için yaptığı her transfer olay olduğu için Arda’nın transferi de olay olmuştur.

Arda Güler, transfer olduğu için değil Real Madrid’e transferi olduğu için dünyanın gündemine oturmuştur.

Dünya basınında bu transfer bunun için geniş yankı uyandırmıştır... Başta İspanya olmak üzere tüm dünyada son dakika haberi olarak Arda’ya bunun için yer verilmiştir...

Arda’nın yeteneklerinden ve başarılı kariyerinden bunun için övgüyle söz edilmiştir...

Yani Arda Real Madrid ile gündeme gelmiştir...

Bir de fırsat kollayıp gündeme gelenler arasında bir şekilde yer alarak kendini gündeme taşıyanlar vardır.

Örnek olarak geçtiğimiz yıl Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası finalinde de futbolla hiç alakası olmadığı halde ünlü restoran sahibi Nusret, finalinin ardından sahaya inerek Arjantinli oyuncular ile birlikte sahaya inmiş ve Arjantinli yıldız Angel Di Maria ile görüntü vermiş sonra da kupaya şaplak atmıştır...

Onun bu hareketi birçok eleştirilere sebep olsa da dünya medyasında da yer almayı başarmıştır... Burada gündeme gelen Nusret olsa da aslında Nusret değil dünyanın gözünü diktiği kupaya futbolculardan başka, alakasız birinin gelip kupaya şaplak atması olayıdır...

Bu iki örnek üzerine bir tahlil yapmak gerekirse birincisinde ortaya koyduğu başarılarla kendini ispat ederek dünyanın en önemli takımlarından birine kendini transfer ettirebilen bir yetenek söz konusudur... Arda, bu yeteneği sürdürdüğü sürece zirvelere tırmanmaya aday bir başarının sahibidir... Dünya gündemine tam anlamıyla hak ettiği için gelmiştir...

Diğer tarafta bir şekilde zekasını kullanıp -algı yönetimi ile- fırsatı değerlendirme girişiminde bulunarak dünyanın gözünün kilitlendiği bir noktaya kendini bir şekilde getirerek gündeme gelme olmuştur. Bu arzu da hiç kimse tarafından şık bulunmamıştır... Alakasız bir yerde alakasız bir şekilde ekrana gelme durumu takdir değil eleştiri almıştır...

Bu durum eğer mantıklı düşünülürse çok yanlış iletişim adımıdır. Herhangi bir canlı yayındaki muhabirin çekimi anında kadraja kafa uzatıp kameraya gülerek el sallamak gibi bir durum olmuştur.

Yine beklenmedik olaylar sebebiyle gündeme gelen ve tarihe geçilen durumlar vardır... Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun seçim çalışmalarını takip etmek için helikoptere binen gazeteci İsmail Güneş’in, o kahreden kazada olması ve kazayı büyük bir soğukkanlılıkla ve büyük çaba sarf ederek haber vermesi sebebiyle tarihe geçmiştir. Allah rahmet eylesin...

Bu bakımdan kim olduğun değil kiminle olduğun, ne olduğun değil nerede olduğun önemlidir ama bu tercih “önemli” olan tarafından gündeme geldiğinde kıymetlidir...