Ebeveynlik, bir çocuğun hayata ve dünyaya açılan penceresidir. O pencereden bakan gözler, sadece dışarıyı değil, içerideki duyguları da görür.
Ebeveynlerin yüzündeki bir tebessüm, çocuğun kalbine huzur olarak düşerken, endişeli bir bakış, minik yürekte endişeye ve korkuya dönüşebilir. İşte bu yüzden, ebeveynlerin kendi iyi olma hali, sadece kendilerine değil, çocuklarının ruhuna da dokunan bir meseledir.
Bir ebeveynin iç dünyası, çocuğunun duygusal iklimini belirler. Stresli ve kaygılı bir zihin, çocuğa sabırsızlıkla yansırken, huzurlu bir kalp, çocuğa güven verir. Çocuklar, ebeveynlerinin duygularını adeta bir ayna gibi yansıtır. Bu yansıma, bazen bir çığlık, bazen bir kahkaha, bazen de sessiz bir gözyaşı olur. Ebeveynlerin kendi duygusal dengelerini koruması, çocuklarının da bu dengeyi öğrenmesine kapı açar.
Ebeveynlik, kendini adama sanatıdır, ancak bu adanmışlık, kendini unutma ya da kendini yok sayma pahasına olmamalıdır. Kendine zaman ayırmayan, ruhunu dinlendirmeyen bir ebeveyn, tıpkı susuz kalmış bir toprak gibi çorak, verimsiz bir hale döner. Oysa kendi ihtiyaçlarını fark eden ve bunları karşılayan bir ebeveyn, çocuğuna da sevgiyle dolup taşar. Bir kitabın sayfalarını çevirmek, doğada yürüyüş yapmak, bir müziğin notalarında kaybolmak veya sadece derin bir nefes almak, ebeveynin ruhunu besler. Bu beslenme, çocuğa da şefkatle yansır. Kendisine zaman ayırmayana bir ebeveyn etrafına ve çocuklarına sağlıklı bir zaman ayıramaz.
Ebeveynlerin kendi iyi olma hali, sadece duygusal değil, fiziksel bir meseledir de. Yorulan beden, sabrı tüketir; dinlenen beden ise sevgiyi çoğaltır. Düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve hareket, ebeveynin enerjisini artırır. Bu enerji, çocuğun oyunlarına katılmak, onun sorularına sabırla cevap vermek ve birlikte geçirilen zamanı anlamlı kılmak için gereklidir.
Ebeveynlik, mükemmel olma değil, var olma çabasıdır. Hatalar, yorgunluklar ve kırgınlıklar, bu yolculuğun doğal parçalarıdır. Önemli olan, bu kusurları kabullenmek ve kendine şefkat göstermektir. Bir ebeveynin kendine karşı nazik olması, çocuğuna da bu nazikliği öğretir. Çünkü çocuklar, sözlerden çok davranışlarla öğrenir.
Özetle, ebeveynlerin kendi iyi olma hali, çocuk yetiştirme sürecinin temel taşıdır. Kendini iyi hisseden bir ebeveyn, çocuğuna da iyilik yayar. Bu iyilik, bir tohum gibi ekilir ve zamanla filizlenir. Mutlu bir ebeveyn, mutlu bir çocuk yetiştirir. Çünkü sevgi, önce kendinden başlar ve oradan çocuğa uzanan bir köprü kurar.
Yeni eğitim öğretim döneminde bütün ebeveynlere sağlıklı, keyifli günler dilerim.