Toplumların oluşumunda edebiyatın yeri ihmal edildikçe işler sarpa sarıyor diye düşünecek olur isek, bundan yine gidişattaki edebiyatı dışlamışlık yüzünden geri adım atmamız kendi kendimizle çelişmeye düşmemiz demektir.

Günümüz toplumunda dengelerin altüst olmuş olmasının birçok sebebi vardır elbette. Bu sebepleri ortaya çıkış dönemleri bakımından görmek, insanlara ortalıkta hükümranlığını ilân etmiş şu ilkesizliği biraz ele almak cesaretini toplamaya yardım eder.

Bizde de artık yolu açılmıştır: Edebiyat istendikçe, durup kendi kendisini bir evren bir kaynak olarak ifade etmeye koyuluyor. Bunun teorik çalışmalarını yapacak ciddi, sorumlu tam bakışlı incelemeciler, duyarlıktan anlatım diline giderek esasları tesbit eden insanlar çıkacaktır. Çıkmaktadır.

Türkiye`de bir ifrit var bunu görmeli, onu teşhis etmeli. Her alanda ciddî olanla işi en sathî tarafından tutup, sırf maddî bir kestirmecilik güdenlerin ayrılması lâzım. Düşünce ve edebiyatta bile dahi!...

Bu edebiyatta da böyledir. Zaten en fazla edebiyatta ihtiyaçduyulan bir şey. Fakat bugün edebiyat alanında değerlendirmeci eleştiricilik son derece çekingendir. Futbolda spor yazarlarının kıyasıya bir spor fikri seferberliğine ne buyrulur? Doğrusu insan, arasıra onlara göz atarken, edibayat adına gıpta ile doluyor. Edebiyat kanallarda biraz tartışılsın istiyor. Ama belli bir düzeyi koruyarak. Hiçbir şeyde kantarın topuna özenmeyen oligarşi, edebiyata bu hakkı tanımaz!..

Zaman geçtikçe futbolda da sağ-sol ayrılması baş gösterir ve giderek gerilim ana karakter olup çıkar mı? Yani bizans entrikalaşmaları ortalığı kaplar mı?

Diyeceksiniz ki beklemeye ne gerek! Şimdi öyle değil mi zaten? Doğru elbette. Bir futbol yorumcusu komünist olduğunu ilân ediyor. Bir başkası içindeki anarşiyi olduğu gibi kulüplerarası rekabetin tehlikeli bir şekilde toplumda mantık haline gelmesine adıyor. Bir de olumlu çalışanlar var. İnsan ahlâkının sporda da aynen şart olduğunun bilinciyle işgörüyorlar. Aralarında şiirdeki ruh sağlamlığını besleyen cevheri aşılamaya çalışanlar da var. Onlar iyi yoldalar.

İşte futboldan şiire, hikâyeye yer kalmadı. Pekalâ bildiğiniz şeyi yazayım. Edebiyatı bir de futbol kovmuştur. Futbol masumca, bir suçludur, ötekilere kıyasla. İyi edebiyatı, kötü edebiyatla usul usul kovmuşlar yanında... Değil mi?