'Sohbet yöntemiyle öğrenme' çok etkili ve kalıcı bir yöntem. Bu yöntem çok sağlam ve köklü bir tecrübedir, aynı zamanda. Sünnet kavramının dilden dile, halden hale gelmesi sohbet kültürünün somut örneğidir. Peygamber Efendimiz `in sohbetinde ilim deryasına dalan sahabeler, nesilden nesile o güzelliği, hem sözel hem davranış olarak aktarmışlardır.

Eğitimde, olmazsa olmaz bir yöntem olmalıdır. Ancak günümüz sistemindeki yeri şöyle olursa tesirli olacaktır: 'Zorunlu ders saati gibi değil de gönüllülük esasıyla toplanan, bir araya gelen kitlelere yapılmalıdır.'

Konferans salonlarında yapılan bazı etkinlikler, bu sohbet sisteminin 'benzeri bir yöntem' dediğimiz halidir. Farkı, konuların daha çok dünyevi olmasıdır sadece. Manevi ve samimi ortamlarda yapılan ve konferans salonunda yapılan konuşmayı birbirinden ayıran asıl unsur en baştaki durumda, yani niyet ve beklentilerimizde gizlidir.

Birine, para vererek gidersiniz, ayakkabıyla bir koltukta oturur ve dinlersiniz. Daha çok maddi beklentiler ya da kişisel gelişim diye ifade edilen ancak yine de maddeye, paraya, makama, mevkiye dönük bir dinleme modelidir. Genelde eleştirel bakış açısıyla yapılır. Konferans salonlarında konuşma yapan insanlara şöyle bir bakın, ya devleti, ya sistemi, ya idareciyi acımasızca eleştirirler. Yapılanları, yapılmayanları beğenme durumu genelde yoktur.

Diğerinde ise önce abdest alırsınız, sonra namaz kılıp dua etmek ve imamın veya bilge kişinin manevi âlemlere ışık olacak sözlerini itina ile dinlersiniz. Bu dinleme gönülle yapılan dinlemedir, küpün dışarıya sızdırdığı yağ misali ağır ağır gönüllere akan bir ziyafettir bu. Bu ziyafet gönlün tekâmülünü zirveye taşır. Yumuşadıkça yumuşatır, coşar gönüller, hırs yoktur, gurur, kibir, zenginlik dile gelmez. Sakin, cömert olma, hoş görülü olmak doğal bir haldir.

Asıl meselemiz eğitim sisteminde 'sohbet' kavramına yer verilmesi gerektiğidir. Her sınıfta, her kademede 'özel olarak 'sohbet saati' olmalıdır. Gönüllerin zarafeti, yumuşaması, sevgiyle dolması, empati kavramının yaşanması ve çok iyi anlaşılması böylece, yani 'sohbetle' öğrencilere aktarılabilir.

Dersiniz nedir?

Şimdi 'sohbet' vaktidir. Konumuz 'yardımlaşma, bununla ilgili veciz sözlerin yorumlanması, tarihi ve ilmi şahsiyetlerden yardımlaşma örneklerine yer verilmesi, konuyla ilgili can alıcı kıssaların anlatılması ve kendimize çevrilen bir aynaya bakıp yardımlaşma konusunda kendimizi sorgulama saatinin olması; Güzel olmaz mı? Yumuşamış kalplerin hem kendini hem etrafı sorgulaması da aldığı sorumluluk da, ikram ettiği çay da çörek de kesinlikle farklı olacaktır.

Aile sohbetleri, sınıf ortamında grup sohbetleri, öğretmen ve öğrenci sohbetleri, veli öğretmen sohbetleri, aradaki birçok görünmeyen duvarı kaldıracaktır. Bu samimi paylaşım ortamları doğrudan muhatabın gönlüne tesir edecektir.

Bu sohbet ortamlarında öğrencilere ve velilere hitap ederken, öğretmenler olarak onlara soyadlarıyla hitap edebiliriz. Bu aradaki sohbetin daha sağlıklı ve samimi geçeceğine bir işarettir. Bu hitap şekli, velilere ve öğrencilere gösterilen saygıya, bir örnek teşkil eder.

Sohbet anında, öğrencilerin, ebeveynlerin, meslektaşlarımızın söylediklerini dinlemeye istekli olmalıyız. Her sohbete açık fikirli, yargılamadan yaklaşmalıyız.

Zoraki dinlemeler en baştan kapıları kapatmak gibidir. Ebeveynin, meslektaşımızın veya öğrencilerimizin bize 'ders, okul, kişisel, ödev, idare, diğer branşlarla ilgili söyledikleri; ' bizi şaşırtabilir. Ancak bu bilgiler aynı zamanda bize ve muhataplarımıza yardımcı da olabilir.

Velilerimizle veya öğrencilerimizle okul koridorundan geçerken veya okul kapısında ayaküstü beklerken paylaşım-sohbet yapılmaz, yapılmamalıdır. Bu paylaşımlar faydadan ziyade yanlış anlaşılmalara sebep olur. İşin önemi, onu ne kadar ciddiye aldığımızla ilgili tutum ve davranışlarla ortaya konur. Bu veliye ve öğrenciye üslubuna uygun olarak anlatıldığı zaman kesinlikle mesafe alınacaktır.

Nazikçe başladığımız bir konuşmanın sonunda iki taraf da karlı, avantajlı ve mutlu olacaktır.

Özellikle mesleğe yeni başlayan bir meslektaşımızla, öğrencilerimizle ve ebeveynlerimizle her türlü konuda resmi, aşırı kurallara bağlı iletişim modelleri, yerine sohbet havasında bir iletişimi tercih edebiliriz.

İyi bir iletişimle ebeveynler, okul idaresinin ve öğretmenlerin iş yükünü azaltabilir. Öğrencilerimizin ev ödevlerini destekleyebileceklerini de bilelim. Sohbet mevzuları da hep 'eksik, kusur, problem' üzerine olmamalıdır.

Sadece Ahmet`in, Ayşe`nin; Bu hafta gerçekten çok çalıştığını bilmenizi istedim ve bugün sınıftaki yeni öğrencimize nasıl yardımcı olduğunu bir görmeliydiniz! Bu hafta tüm ödevlerini yapmış. Ödevini yapamayan bir arkadaşına konuyu özetlemiş, her sabah okula girerken selam vermesi, hal hatır sorması mükemmel davranışlar; Sizi ve öğrencimiz Ahmet`i, Ayşe`yi tebrik ve takdir ediyorum.

Bütün bu 'sohbet' tadındaki konuşmalar 'imkânsız, çok zor' dediğimiz birçok şeyi çözüverir.

Kısacası sohbet dersleriyle hayatın ta kendisini vermiş olacağız. Sistemli olarak, her hafta hem sohbet hem de konferans saatlerimiz olmalı. Hem dünyevi hem de uhrevi anlamda gençlerimiz pişmeli. Sadece sunum olarak değil elbette. Yukarıda bahsettiğimiz sohbet ortamları oluşturulmalı. Kapalı, sınırlı, resmi sohbet ortamları, sadece problemlerin üzerini örter. Sorunu çözmez, güzellikleri de onaylamaz.

Son söz olarak diyoruz ki, pişmemiş yemek yenmez. Yense de karın ağrıtır. Ham meyveyi kimse pazarda sepetine koymaz. Sohbet kültürüyle bu sorunlar azaltılabilir. Bu sohbetlerle pişmemişler pişer, ham olanlar olgunlaşır. Yeter ki sohbetin gereklerini uygulayabilelim.