Ortalık 'Uzmandan' Geçilmiyor, Ne Yapsak, Nasıl Yapsak?
Uzman, o da uzman, bu da uzman her taraf uzman olmuş. Uzman olmayan yok gibi. Birkaçsaatlik ya da birkaçhaftalık seminer, kurs, ders, çalıştay, eğitimlerle hemen uzman belgesine kavuşuyorsunuz. Buraya kadar olanlar elbette ki olağan. Yani, insan öğrenmek istediği bir konuda kurs, ders, eğitim; Adı her ne olursa olsun, alabilir. Ancak bu marketten aldığınız bir gıda paketi değil ki açıp hemen mideye indiresiniz.
Uzman eğitimlerinden sonra en azından üçbeş yıl, beş, on deneyim yaşamalısın ki uzmanlığa adım atmış olasın. Hiçunutmam emekliliğine birkaçyıl kalmış bir öğretmenimiz, bu eğitim hayatında şunu öğrendim: 'Ben öğretmen oldum, her şeyi biliyorum, her konuda ya da birkaçkonuda uzmanım demeyeceksin. Öğrenme bitmiyor ki? Bir de ben oldum diyen insan daha baştan kaybetmiştir.'
Bir iki kursa gidiyor. Her tarafta uzmanım diye yumurta vermeyen tavuk misali mahalleyi ayağa kaldırıyor. Almış olduğu birkaçsaatlik eğitimle ve almış olduğu birkaçbelgeyle ayakları yerden kesiliveriyor. Hırs, namludan çıkan bir mermi haline gelmiş ve hedefe çoktan odaklanmış. Yıkarak, yok ederek, dağıtıp parçalayarak yol alıyor. Yani bu uzmanlık alanlarının büyük bir çoğunluğu yeni uzmanlar yetiştirmiyor veya uzmanların kalitesini yukarılara taşımıyor.
Öyle uzmanlar var ki piyasada, 'kendine bile hayrı yok' cinsinden. Batı`dan alınan uzmanlık konularının içeriği de sunuş şekli de pazarlaması da kısacası a`dan z`ye cebe yani cüzdana hitap ediyor. Durum böyle olunca da ortalık uzmandan geçilmiyor.
Uzmanlar da ortalıkta kurum kurum kuruluyorlar. Sadece taklit edilen sindirilmeden sunulan yemeğin tadına baktığınızda neler yaşanabilir, varın siz hesap ediverin! Anlamadan yapılan kopyalama eğitimleri, uzmanlık konuları zihinsel, geleneksel, insani değerlere de aykırıdır.
Saman alevi gibi belirli zaman dilimlerinde parlatılan bu uzmanlık alanları ticari kaygıların da bir göstergesidir. 'STEM, mental aritmetik, kodlama, yapay zeka uzmanlıkları, drama, anlatıcılık, proje başlıklı kurslar ve uzmanlıklar, oyunlaştırma, uzaktan eğitim konulu bin bir başlıklı uzmanlıklar,web2 araçlarıyla ilgili uzmanlıklar, motivasyon uzmanlıkları, koçluklar; Liste uzayıp gidiyor.
Yanlış anlaşılmasın. Bu uzmanlık başlıkları tamamen yararsızdır, yapılmamalı, olmasın, demiyoruz ancak yukarıda bahsettiğimiz eleştirilerin dikkate alınarak yapılması gerektiğini ifade ediyoruz. Belgeyi, sertifikayı alan kişi hemen 'Ben uzmanım!' deyip reklam yaygarasını koparmasın.
Önce bir sindirsin, kendi değerlerimizle ölçüp tartsın. Şöyle üzerinden birkaçyaz, kış geçsin ki, saman alevi mi meşe kömürü mü anlaşılsın. Yani sadece kâğıtla uzmanlık taslanmasın.
Boş başak dik dururmuş. Cahil, bilgisiz olan kişi kendini beğenir, olduğundan farklı görünmek için çevresindekilere yüksekten bakar, haddini aşan büyük laflar eder. Sonra da o lafların altında ezilir de ezilir ama onun da farkına varamaz bazıları.
Derdimiz, dolu başakların uzmanlık başlıklarıyla ilgili birçok yaraya merhem olmasıdır. Yoksa kim karşı olur, yeniliklere, yeni fikirlere, insanlığı yüceltecek uzmanlıklara! 'Önemli olan büyük ve iyi görünmek değil gerçekten büyük ve iyi olmaktır, demiş Beethoven.
Günümüzde pek de itibar edilmeyen liyakat meselesi yani! Birileri yıllarını vermiş, saçlarını ağartmış, yazlar, kışlar yaşamış diğeri üçgünde kırk yıllık ekmeği yediğini söylüyor, bir mevsim yaşamadan dört mevsimi anlatmaya çalışıyor.
Bu işler biraz da 'ye kürküm ye!' tarzını almış hızla gidiyor. Bu hızla duvara mı toslar, viraj da mı savrulur, freni mi patlatır? Bir bebek ıngaa sesiyle iletişime geçmeden önce bile uzun bir süreçyaşıyor.
İyi de hocam! 'Zaman, devir çok hızlı artık!' diyenler de olacaktır. Ne kadar hızlı olursa olsun, her nesnenin, canlının bir olgunlaşma süreci vardır. O ilahî bir kanundur, değişmez yani!
-'Ben yaptım oldu!'
-Olmaz, olamaz!
Sadece öyle zannetmiş oluruz, o kadar!
Siz yine de bir uzmanlık kursuna yazılmadan önce uzmanına bir danışın lütfen! Ne olur ne olmaz!
