Türkiye süratle değişen, gelişen ekonomik sosyal ve teknolojik şartlarda mevcudiyetini, bağımsızlığını her zaman olduğu gibi muhafaza etmek zorunda olan bir ülkedir. Türkiye stratejik bakımdan da son derece önemli bir yerde bulunmaktadır.

İşte bu nedenle Türkiye`nin belirli sınırlar içerisinde süratle kalkınması zorunludur.

Türkiye`nin büyümesi güçlü devlet olası için insan kaynağını ve öz kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmesi şarttır.

Sanayileşmemiz milli kaynaklarımız israf edilmeden geliştirilmelidir.

Yatırım ve toplumumuza yararlı faaliyetlerde israftan kaçınılmalı tasarrufa yönelerek planlanan hedefe varılmalıdır. İşte bu planlanan hedefe ulaşmakta gençlerimize ve gençyöneticilerimize bugün büyük görevler düşüyor.

Bugün Türkiye`nin kalkınmadaki yerini alarak 2050`lere doğru özlenen gelişme seviyesine ulaşması için bütün rezervlerini en rantabl ve rasyonel şekilde kullanarak planlan hedeflere ulaşması zorunludur

Kalkınmada doğal kaynaklarımız yanında insan faktörü de çok önemli rol oynamaktadır.

İnsan faktörü üretime emek faktörü olarak katıldığı gibi yönetim faktörü olarak da katılıp çağımızda hızla gelişen teknoloji ile ve ekonomik şartlar açısından önem arz etmektedir.

Bunun içindir ki Türkiye`mizin kalkınmasında gelişen yeni teknolojik imkanlara intibak etmesinde yetişmiş gençyöneticilerin yeri ve mevkii, rolleri ve etkinlikleri önem arz etmektedir.

Mesleki teknik eğitime ağırlık vererek bugün sayıları milyonu bulmuş olan üniversite kapısında bekleyen gençlerin sayısını azaltmalıyız.

Meslek seçiminde gençleri daha aydınlatıcı ve yetenek testleriyle mücehhez edilmiş rehberlik kurumlarıyla yetenekleriyle ve ülke ihtiyaçlarıyla orantılı doğru alanlara yönlendirebilmeliyiz.

Türkiye`nin planlı kalkınmasında iki temel prensip olan karma ekonomi ve bölgelerarası dengeli kalkınma hareket noktası olarak ele alınıp yönetici ihtiyaçlarımız ülke kalkınması doğrultusunda giderilmelidir.

Günümüzde yönetici, kaynak kullanım kararlarını alan ve uygulamaya koyan kişidir.

Yöneticilerin bir kısmı makro düzeyde yani kaynakların ülke düzeyinde kullanımına dair karar alırken diğer bir kısmı ise kaynakların firmalar düzeyinde kullanımlarına ilişkin kararlar almaktadır. 

O halde hangi düzeyde olursa olsun yöneticilerin karar alma süreci içinde dikkate almaları gereken temel faktör rasyonel ve rantabl karar almalarıdır. Alınan bütün kararlar ulusal kalkınmayı amaçedinmeli ve kaynaklarımızın kullanımları toplum yararına olmalıdır.

Yönetici ve politikacı özellikle ulusal kalkınmayı ve kalkınmanın bütün gereçlerini bilmelidir. Hedefi bu olmalıdır. Ayrıca yönetici, çağımızın modern bilgi kaynakları ile teçhiz edilip aydın kişi vasfına sahip, ülkemizin kalkınması için rasyonel ve isabetli kararların uygulayıcısı olmalı ve yön verici kişi niteliğine sahip olmalıdır.

Bu nedenle Türkiye`nin kalkınması ve ekonomiye yön verebilmek için bilgileri taze, dinamik gençyöneticilerimizden istifade edilmeli, onlara fırsat verilerek imkanlar sağlanmalıdır. Günümüzde gençyöneticilerimiz çok yönlü yetişen, bilgili enerjik ve ataktırlar bu nedenle de güvenilmeyi hak ederler. Onlardan faydalanılmalı ve devlet olarak sahip çıkılmalıdır.

Gençler 'tecrübesizdir, bilgisizdir' demeyiniz. Büyüklerin tecrübe ve sabır örnekleri ile gençlerimizin yeni bilgi kaynaklarını birleştirerek, Türkiye`nin kalkınması ve refah seviyesine erişmesi temin edilmeli, yarınlarda ``BÜ YÜ K TÜ RKİYE`` idealine gençyöneticilerimizle ulaşacağımız hatırdan çıkartılmamalıdır.