Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) 8'incisi düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ilim, sanat ve kültür hayatına yön veren eserleri bulunan isimlerle 2 yıllık hasretin ardından tekrar bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu dile getirdi.  Geçen sene pandemi sebebiyle Necip Fazıl ödüllerini kazanan isimlerin açıklandığını, ancak ödül tevcih töreninin yapılamadığını hatırlatan Erdoğan, 2014 yılında başlatılan Necip Fazıl Ödüllerinde 8'inci senenin geride kaldığını söyledi.

Bu 8 yıllık süre zarfında Türkiye'nin kültür, sanat ve ilim hayatına önemli katkılar yapan pek çok saygın isme ödüller verildiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Bu ödüller vesilesiyle kültür ve sanat erbabımızın emeklerini takdir ve taltif ederken ülkemiz ve milletimiz adına şükran borcumuzu da bir nebze olsun ödemeye çalıştık. Alim, sanatçı, şair ve münevverlerin hayattayken kıymetinin bilinmesinin önemini ödül verilen isimlere baktığımızda bugün daha iyi anlıyoruz. 2014 ve 2017 yıllarında bu kürsüde ödül takdim ettiğimiz iki büyük gönül ve fikir insanını maalesef ebedi aleme uğurladık. Necip Fazıl Saygı Ödülü'ne layık görülen Nuri Pakdil ağabeyimiz ile Prof. Dr. Teoman Duralı hocamızı burada rahmetle yad ediyorum. Arkalarında bıraktıkları eserler dolayısıyla biz onların amel defterlerinin kapanmadığına, istifade edenler olduğu müddetçe de kıyamete kadar kapanmayacağına inanıyoruz. Rabbim mekanlarını cennet, makamlarını ali eylesin. Yine bu vesileyle 80 yıllık çileli ömrü boyunca bu ülkenin düşünce ufkunu genişleten, edebiyatında, sanatında ve estetiğinde derin izler bırakan üstat Necip Fazıl'ı da rahmetle, tazimle, hayır dua ile anıyoruz.'

'O bir dava insanıydı'

Necip Fazıl'ın izini süren güçlü bir düşünce ve edebiyat damarının bugün de, Türkiye'de ruhları beslemeye devam ettiğini memnuniyetle gördüklerini dile getiren Erdoğan, bu sene 8'incisi verilen Necip Fazıl Ödüllerinin günden güne daha da büyüyen kökleşen, zenginleşen mirasının en müşahhas nişanesi olduğunu ifade etti.

Erdoğan, 'Üstat yılmadı. Üstat, korkmadı, korkutulamadı. Çünkü o bir dava insanıydı ve bir dava insanı olarak da hakimler karşısında 'Artık senden bıktık' dedirtircesine o yoluna devam ediyordu. Verdiği cevap çok asildi, 'Siz burada hancı, ben de bu davada yolcu oldukça bu hana daha çok uğrarım' diyordu. Üstat bu. En basit bir yerde geri vitese takanlardan değildi. Dimdik ayakta yoluna devam edenlerdendi. Vefatının üzerinden geçen 38 yılı aşkın zamana rağmen üstat eserleriyle mücadelesiyle dik ve asil duruşuyla bizlere rehberlik etmeyi sürdürüyor. Bu ödüller aynı zamanda üstadın davasına, mücadelesine, samimiyetle ve sadakatle bağlı kaldığımızın bir göstergesidir. Bu ödüller ayrıca milletimizin ruh kökünü diri ve ayakta tutma çabamızın da timsalidir. Hem Star Medya Yayıncılığın sahiplenmesi hem Kültür Bakanlığımızın desteği hem de jürimizin gayretleri sayesinde Necip Fazıl Ödülleri, kültür sanat dünyamıza yön veren etkinliklerden biri haline gelmiştir. Tabii bu süreç içerisinde de üstadın değerli evlatlarından Mehmet Beye de yine şahsım ve milletim adına çok teşekkür ediyorum.' diye konuştu.

'Necip Fazıl Ödülleri fikir ve sanat dünyamızın zorbalarına karşı açılmış bir bayraktır'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, '(Necip Fazıl) Bu ödüller, kendileri dışında hiç kimseye var olma hakkı tanımayan, fikir ve sanat dünyamızın zorbalarına karşı açılmış bir bayraktır.' dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Necip Fazıl Ödülleri ile bu zorbaların konforu bozulmuş, yıllardır al gülüm ver gülüm işlettikleri tezgahları dağılmıştır.' diye konuştu. İTTİFAK-AA