Memleketimizin önde gelen sanatkârlarından birinin Etem Geyik`in vefât haberini gecikmeli olarak sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlardan öğrendim. Ol demde hafızam beni Yunus Emre`nin gönül diliyle yazdıklarına götürdü: 

(; )

Bir garip ölmüş diyeler

Ü çgünden sonra duyalar

Soğuk su ile yuyalar

Şöyle garip bencileyin.

Geçirdiği trafik kazasında vefât eden ve akabinde Fatih Camii`nde kılınan cenaze namazının ardından ebedî âleme sırlanan Etem Geyik ustamıza Cenab-ı Hakk`tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve sanatkâr ahbaplarına baş sağlığı diliyorum. 

`height=
Etem Geyik

Sıcak cam sanatının önemli icracılarından biriydi.

Etem Geyik sıcak cam sanatının ülkemizdeki önemli icracılarından biriydi. Sıcak camın inceliklerini babasından öğrenen Etem Usta 35 yılını içinden cam ve estetik geçen güzelliklere hasrederek cam malzemeden birbirinden âlâ keyfiyeti hâiz boncuklar, atlar, biblolar ve muhtelif hediyelik eşyalar üretti, önemli sanatçılar yetiştirdi.

Mesleğinin inceliklerini Ahilik ve fütüvvet ahlâkı temelinde ağabeyleri gibi babasından, usta-çırak yöntemiyle öğrenen sanatkâr, bu alandaki tecrübesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hayat Boyu Öğrenme Merkezi`ndeki kurslara katılan öğrencilere kendisine hiçbir bilgi kırıntısı saklamadan hüvesi hüvesine öğretmekle meşgul oldu. Çünkü o ilmin, sanatın, zanaatın zekâtının yüzde yüz olduğunun farkındaydı.

'Etem Usta ile 'sıcak cam sanatı'ndan açılan bir sohbet'

Etem Usta ile 2018 yılında Kuveyt Türk Özel Bankacılık kültür sanat portalında 'Etem Usta ile 'sıcak cam sanatı'ndan açılan bir sohbet' serlevhalı bir mülakat yapmıştık. Bilahare, Sanatın ve Sanatkârın İzinde isimli kitabımızda da yer verdiğimiz sanatkâr ile zaman zaman telefonla görüşürdük. Bu yazımızda kendisine rahmeti vesile kılarak adaşım Etem Usta`ya ve sanatına kısaca değinmeyi murad ediyorum. Ruhu için Fatihalar okuyalım.

Etem Geyik: Sıcak camın insani değerlere yaslanan bir tarafı var.

Miladi takvimin yaprakları 1969 yılını gösterirken İstanbul`da zanaatkâr bir ailede gözlerini hayata açan Etem Geyik geçimini sıcak cam sanatını icra ederek temin ediyordu. Etem Usta kendisine tevcih ettiğim 'cam sanatıyla nasıl tanıştınız?' şeklindeki sualime şöyle bir cevap vermişti: 'İşin gerçeği biz bunun sanat olduğunu bilmiyorduk. Bilahare meslek olarak yapmaya başladık. Sonradan işin hakikatini kavrayınca, gerçeğini anlayınca keyif almaya, sıcak cam sanatını sanatsal alana çekmeye başladık. Bu durum tabii ki bizlere haz vermeye başladı. Sıcak cam sanatının ruha dinginlik veren, insanın duygularını yatıştıran bir yanı insani değerlere yaslanan bir tarafı var. Aslında sanatın her alanı psikoterapidir. İnsanı da, ruhu da eğitimle tedavi etmek önemli. Osmanlı bu işleri müzikle yapmış. Sanatın insanın ruhunu geliştirmesine faydası var. Buna inanıyorum.'

`height=
Etem Usta nın camdan bir lâle yorumu

Camın sırlarını keşfetti.

Camın sırlarıyla birlikte akışkan halini, ateşte erimesini, cama şekil vermeyi babasından ve ağabeylerinden öğrenen sanatkâr, zaman içerisinde cam işlemede maharet kesbederek 'bunlar Etem Usta`nın elinden çıkmıştır'la birlikte kendi cam işleme ekolünü ortaya koydu.

'Sıcak cam sanatı'nı, camı eritip camdan bir figür yapma, camı sıcak olarak eritip şekil verme' şeklinde özetleyen Etem Usta sanat ve zanaatını tamamen el emeği göz nuru ile, herhangi bir özel ekipman kullanmadan sadece maşa ve cımbızla icra ediyordu. Maşayla sıcak camı tutup cımbızla biiznillah şekil veriyordu. Mütemadiyen cam çubukları işleyen Etem Geyik muhtelif biblo çeşitleriyle birlikte sıklıkla hayvan şekilleriyle birlikte fil, at, tavşan, kedi, köpek, başkuş, yengeçve zürafa figürleri yapmayı tercih etti.

`height=
Etem Usta nın hayal dünyasından...

Etem Geyik: Çalıştık, çok çalıştık.

Şimdi, çıraklıkta fil figürünün önemli bir maharet referansı olduğunu belirten sanatkârın çıraklık yallarına 35 yıl öncesine gidiyoruz. 'Çırakken fili referans alırdık. O dönemlerde bizde referans ürün fildi. Ustalar fili nasıl çalışmış inceler, üstadların elinden çıkan file bakıp onun gibi yapmaya çalışırdık. Sanat ve zanaatlarda ustayı takip etmek, yaptıklarının aynısını yapmaya gayret etmek önemli. Biz üç-dört çıraktık. Günün sonunda atölyede işlerimiz ve mesai bitince mütemadiyen fil çalışırdık ve fillerimiz bizim ustalık derecelerimizi gösterirdi. Çalıştık, çok çalıştık; Sonraki yıllarda fil objesinin çok çok üzerine çıktık. Bu işte ne kadar ilerlediğimizin bir kanıtı sanırım yaptığımız eserlerdir. Çıraklık, kalfalık yıllarında yaptığımız işlerle bugün yaptığımız çalışmalar arasında dağlar kadar farklar.'

Geyik: Usta çalıştıkça sanatı tekâmül eder.

Sıcak cam sanatında ustalığın çok çalışmakta ve cama sürekli dokunmakta elde edilebileceğini söyleyen ustamız 1500 ° C sıcaklıkta erimiş camda 30 dakikada yapılan bir at figürünün arka planında 35 senelik bir alınteri geçmişinin bulunduğunu belirterek '10 sene önce yaptığım bir atla bugün yaptıklarım bir değil. Usta çalıştıkça sanatı tekâmül eder. Her sene sanatımızın, estetik değerlerimizin, kabiliyetlerimizin üzerine koyarak gidiyoruz' cümleleriyle sanat yolculuğunu özetlemişti. 

`height=
Etem Usta nın kuşları

Düşüncelerini cama yansıttı.

Etem Usta çubuğu eline aldı, eritti, yuvarlak haline getirip işledi. 35 yıllık emekle erimiş camın içinden bazen at, bazen de fil çıktı! Etem Usta camı yuvarlak yaptıktan sonra devreye içdünyası, enfüsî âlemi girdi. Usta yapmaya niyet ettiği şeyleri zihninde, ruh ufuklarında şekillendirdikten sonra camı işlemeye başladı. Hadise muhayyilede tamamlandı. Netice itibarıyla ustamız düşüncelerini cama yansıttı.

Her şeye, çevreye, kâinata, eşyaya ibret nazarıyla bakarak dikkatlice inceledi. Belgeselleri takip etti. Hayvanların anatomisini keşfetmenin tatlı telaşı içerisinde eser üretti. Dolayısıyla tüm sıcak cam ustaları gibi kediye, zebraya, aslana, file farklı bir pencereden baktı. Elinden çıkan eserlerde önemli olanın hayvan figürlerine birebir benzetmekten ziyade karakter vermeyi, mimiklerini yakalamayı tercih etti. Dolayısıyla ustaca baktı, ustaca yaşadı; Tek başına hayvan figürlerinden ziyade hayvan aile guruplarını çalıştı. Bu tesbit merhuma ait: 'Annesinin yanında yavruları da varsa yapılan işler rağbet görüyor.   İşin içine anne ve yavruları girince talep alıyor. Babaya yer yok. Bahçedeki kedilerin arasında baba kedi yok!'

`height=
Etem Usta nın yorumuyla filler

Subhanallah!

Etem Usta yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da sanatını icra etti, sıcak cam sanatını geniş kitlelere tanıtmanın gayreti içerisinde bulundu. İstanbul`da sıklıkla halka açık alanlara çıktı. Sultanahmet`te zaman zaman canlı performans icra etti. Açık alanlarda, festivallerde camın akışkan halini görsel olarak sergiledi, bu da haliyle yoğun ilgi çekti. Camın eridiğine ilk defa şahit olanların 'subhanallah' tesbî hâtına 'âmin' dedi. Â min... İşlerine hayret dolu gözlerle bakan çocuklara hediyeler vererek gönüllerini aldı. 

Hemen her meslek erbabına pilottan mühendise doktordan öğretmene ve öğrencilere kadar sıcak cama ilgi duyanlara ne biliyorsa sabırla öğretti. Atölyesini öğrencilerine açtı. kursiyerleriyle beraber çalıştı. Kerimesi Maide ve öğrencisi Figen Öztürk 'kâbil-i irşâd olan üstâd olur üstâddan' fehvâsınca isimlerini biiznillah sıcak cam sanatının esâme defterine yazdırmayı başardı.  

`height=

Etem Geyik: Cama dokunun lütfen!

Sözlerine sıklıkla 'Cama dokunun lütfen!'le başlayan Etem Usta 53 yıllık ömrünü tamamlayıp fâni âlemden bâkî âleme sırlanıp uçmağa varırken bu kubbede içinden muhabbet geçen, cam gibi saf, temiz, pî r ü pak hatıralar bıraktı. Çok sevdi, çok sevildi, bunun içindir ki kızı Maide babasının ardından 'mutluluk denince akla, hemen onun adı gelir Eto Eto Eto' cümlesini kurdu. Etem Usta`ya rahmet niyaz ederek kelâmı Bizim Yunus`la bağlayalım. 

(; )

Söyler dilim ağlar gözüm
Gariplere göyner özüm
Meğer ki gökte yıldızım
Ola garip bencileyin

Yazı no: 430