Biz yazarçizer tayfası için fazla değişen bir şey olmasa da evde mecburi kalmanın yarattığı farklı bir psikoloji var elbette.

Bu içinde 'Acaba ne olacak' sorusunu da barındırıyor aslında. Bizi yoran şey ne zaman biteceğini bilmemek, yeniden olabilir olasılığını hazmetmeye çalışmak.

Herkes yalnızlığı ve yaşamayı yeniden yorumluyor anladığım kadarıyla. Yeni yemekler keşfediyor, örgü örüyor, kendini keşfediyor, içdünyasında yolculuklar yapıyor, daha fazla okuyor belki de daha fazla uyuyor.

Bir şekilde ölüp ölüp yeniden doğuyoruz;

Şimdi düşünün, madem yoruldunuz bu durumdan şu an nerede olmak isterdiniz?

Bana sorarsanız ve olay İstanbul sınırları içinde geçecekse Ü sküdar`dan Kuzguncuk`a yürüyor olmak isterdim. Bu havalarda yapmaktan keyif aldığım şeylerden biridir. Ne minibüs, ne otobüs; Böyle havayı buldun mu yürüyeceksin yürüyebildiğin kadar. Bak şimdi ancak camdan dışarı bakabiliyoruz. Hani yemyeşil çimenler, laleleri bile göremedik doğru dürüst. Ama dün gece bir ses duydum;

Ramazan davulcusu!

İftar geçolunca ve yemeği de biraz fazla kaçırınca uyku haram oluyor bana. Bir ses duydum; Malum yasak var; Camı açtım, bir baktım Ramazan davulcusu. Yani Ramazan davulcusunu dahi hayretle karşıladığımız günler içindeyiz.

Belki toplu iftarlar, davetler olmayacak, Teravihler, ziyaretler olmayacak fakat şunu tüm kalbimle hissettim ki Ramazan`ın kalbimize bıraktığı o tarifsiz duyguda asla bir eksik yok. Nasıl bir sükû net veriyorsa şu günlerde bir şeyleri yaşamamız mümkün olmasa da Ramazan Ramazanlığını yapıyor ve kendini sessiz sedasız hissettiriyor; İnsanoğlu bir sınavdan geçiyor. Birbirini idare etmeyi, kendini tanımayı, düşünmeyi, yokluğu ve varlığı öğreniyor.

Kısacası Ramazan güzel geçiyor.

Evde hayat da güzel geçiyor. Deriz ya sağlık olsun. Sağlık ve afiyet olsun. Ölümler, vakalar artık son bulsun. Bu güzel ay bize veda ederken biz de tüm bu yaşanan olumsuzluklara veda edelim.

Bu arada yaşlılarımız içinde umarım sokağa çıkma izni gelir. Bizlere sokak yasağı verildiği zamanlarda yaşlılarımız çıkabilse, gerçekten de güzel bir iş yapılmış olur. Kiminin evi bahçeli, kimiyse ve belki de zemin katta günlerdir evde. Bir süredir konuşulan bir konu ve sanırım Bakanlığın da gündeminde olan bir konu.

Not: An itibariyle olmak istediğim yer: Bodrum. Kuzguncuğa ne oldu derseniz, oradan döndüm, Bodrum`a yola çıktım bile; Hayal gücünüzü hızlandırın. Hatta günlük tutun. Bu günlüklere ne yaptığınızı değil, ne yapmak istediğinizi yazın. Nerede olmak istediğinizi yazın; Güneş gözlerinizi nasıl kamaştırırdı acaba, y a da rüzgâr yanınızdan nasıl geçerdi. Hisseder miydiniz?

Bu günlük konusunu ele alalım evet. Haftaya buradan devam; Ramazan kutlu olsun, sağlık ve mutluluk getirsin.