Türk düşünce ve kültür hayatının önemli isimlerinden Cemil Meriç`in 1948-1960 yılları arasında konakladığı tarihi binanın da bulunduğu bir koruya yolculuğa çıkaracağım siz bu yazımda. Koruda bulunan seyir terasından İstanbul`un, Sarayburnu`ndan başlayıp Ortaköy`e kadar olan kısmını izlenebilirsiniz.

Koruda at kestanesi, saplı meşe, akdut, Trabzon hurması, yalancı akasya, dişbudak, yeşil kartopu, Japon kadife çamları da bulunuyor. Ayrıca erguvan ağacı ile ilgili korumuz açısından ilginçbir tespit de mevcuttur. Hristiyanlıkta Erguvan ağacı kutsal kabul edildiğinden Bizans imparatorları, İstanbul`un her tarafına dikmeye özen göstermişler. Bu ağaçadına eski dönemlerde nisan aylarında şenlikler düzenlemişlerdir. Bu inanışın sonucu olarak Fethi Paşa Korusu`na dikilen Erguvan ağaçları günümüze kadar ulaşmıştır.

Koru, ismini II. Mahmud ve I. Abdülhamid dönemlerinde valilik, elçilik ve nazırlık yapan Tophane Müşiri Fethi Ahmet Paşa`dan alıyor.

İyi bir asker ve dirayetli bir devlet adamı olan Fethi Paşa aynı zamanda iyi bir hatipti, Batı kültürüne âşina bilgili bir aydındı. II. Mahmud kendisini çok severdi. Mustafa Reşid Paşa ile sürekli bir rekabet ve çekişme içinde olmuştur. Damatlığının yanı sıra Fransızca bilmesi, Batı`yı iyi tanıması, önemli görevlerde bulunması Fethi Paşa`nın saltanat müsteşarı gibi hareket etmesine yol açmıştır. Fethi Paşa`nın Mahmud Celâleddin, Mehmed Besim, Güzide ve Yegâne adlarında dört çocuğu vardı. Bunlardan ilki II. Abdülhamid tarafından, amcası Sultan Abdülaziz`in katlinde rol oynadığı iddiasıyla Midhat Paşa ile birlikte Tâif`e sürülüp orada öldürülen ve Sultan Abdülmecid`in kızı Cemile Sultan`ın eşi olan Damad Mahmud Celâleddin Paşa`dır. Güzide Hanım, Mâbeyin Müşiri Eğinli (İngiliz, Büyük) Said Paşa`yla evliydi. Fethi Paşa`nın Atiye Sultan`la evliliğinden de Seniye Hanımsultan ile Feride Hanımsultan adlı iki kızı olmuştur.

Fethi Paşa aynı zamanda Türk müzeciliğinin öncüsüdür. 1846`da bazı eski silâhları Aya İrini Kilisesi`nde toplayarak Osmanlılar`da ilk müzeyi kurmuştur. Kilisenin avluyu saran revaklarının araları camekânlarla kapatılarak oluşturulan galerilerden biri eski silâhlar diğeri ise arkeolojik eserler koleksiyonuna tahsis edilmiştir. Müzede çeşitli bölgelerden gönderilen Antik çağ eserleri de sergilenmekteydi. Ayrıca bu müzede yeniçeri kıyafetli mankenler de mevcuttu. Avrupaî zevkleri olan Fethi Paşa, Dolmabahçe Sarayı`nın inşası ve donatılmasında önemli rol oynamıştır. Tophane nâzırı iken Abdülmecid`in emriyle Beykoz Paşabahçe`de bir cam ve billû r fabrikası kurdurarak Türk cam sanayiinin gelişmesine, Beykoz camları ve çeşmibülbüllerle cam sanatına büyük katkıda bulunmuştur. Burada üretilen camlar 1855`teki Paris Sergisi`nde madalya kazanacak derecede beğenilmiştir. Fethi Paşa aynı zamanda papa ile görüşen ilk Osmanlı devlet adamıdır.

Fethi Paşa, tophane müşiri görevinde iken, Ayairini olarak bilinen ve eski silahların konulduğu ambarı, çeşitli bölgelerden topladığı arkeolojik eserler ile donatmış ve bir müzeye dönüştürmüştür. Fethi Paşa`nın ölümünden sonra, mirasçıları arasındaki paylaşım işlemlerinin ardından, koru bakımsız bir hale gelmiştir. Mirasçılar arasında olan Avukat Şevket Mocan, hissesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi`ne devretmiş, bu işlemden sonra koru bir müddet Mocan korusu olarak anılmaya başlamıştır. Büyükşehir Belediyesince yapılan istimlak işlemlerinden sonra, köşk restore edilmiş ve 2003 yılında sosyal tesis statüsünde İstanbul halkının hizmetine sunulmuştur.

İstanbul`da temiz hava almak, koşu ya da yürüyüş yapmak isteyenlerin ilk tercihleri arasında, Fethi Paşa korusu gelmektedir. Kentin gürültülü atmosferinden uzak konumda bulunan Fethi Paşa korusunda yer alan kafe ya da restaurantlarda veya çay bahçelerinde dinlenmekte mümkündür. Sık ağaçların yer aldığı, halk tarafından Kuzguncuk korusu olarak da bilinen Fethi Paşa korusu, adeta İstanbul`un botanik bahçesi görünümünde bulunmaktadır.

Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü`ne bağlı olan Fethi Paşa korusu içerisinde bulunan iki ahşap bina, 1994 yılından günümüze kadar restaurant ve kafetarya olarak kullanılmaktadır. Konumunun güzelliği ile dikkat çeken, geniş bir ufka bakan Fethi Paşa korusu, fıstık çamları, kızılçamlar, sakız ağacı ve sedir ağaçları ile enfes bir doğa ziyafeti çekmektedir.

Boğaz manzarasına hakim olan Fethi Paşa korusunda yürüyüş yapmak, dinlenmek ve yemek yemek gibi imkanlar bulunmaktadır.