Yaşam

Kendi ölümünü bilen Müştak Baba'nın 2024 öngörüleri: Ankara’yı, Suriye’yi, İsrail’i ve padişahın ölümünü bilmişti!

Müştak Baba diğer bilinen adıyla Şeyh Müştak, yazdığı şifreli gazellerde geleceğe yönelik yaptığı öngörülerle gizemini korumaya ve merak konusu olarak dikkat çekmeye devam ediyor.

Abone Ol

Müştak Baba Ankara’nın başkent olacağını da tâ 150 yıl önce bilmişti. Osmanlı dönemi Kadiriyye tarikatının pîrlerinden Müştak Baba (Şeyh Müştak), şiirlerine şifreli biçimde kaydettiği gizli mesajlarla ilgi çekmeye devam ediyor.

1759'da Bitlis'te doğan ve Yezidîler tarafından öldürüleceği 1832 yılına kadar 73 yıllık ömrüne birçok şey Müştak Baba, 1700'lü yılların sonunda yazdığı bir gazelde Ankara'nın başkent olacağını bildirdiği ortaya çıkınca bir anda gündeme gelmişti.

Me'vâ-yı nâzenîne kim elf olursa efser / Lâbüd olur o me'vâ İslâmbol ile hemser" beytiyle başlayan beş beyitlik gazelde Müştak Baba 'gelecekte mutlaka olacaklardan' bahsediyor.

Müştak Baba'yı Türkiye'nin gündemine taşıyan isim, araştırmacı-yazar Serhat Ahmet Tan oldu.

Müştak Baba'nın şiirine ebcedle gizlediği 'Ankara' detayı ilk kez, Milli Mücadele zamanında Konya'daki Kuvayi Milliye teşkilatının en önemli ismi, eski Meclis-i Mebusân üyesi, sonrasında TBMM Konya Milletvekili Mehmet Vehbi Efendi tarafından çözüldü.

Tan, eski metinlerde bugünleri anlatan bir 'kehanete' ulaşıldığı zaman araştırmacıların normal olarak o metni yazan kişiyi daha ayrıntılı şekilde incelemeye başladığını, Müştak Baba'nın da 'Ankara' kehanetinin kesinleşmesinin ardından yazdığı diğer şiirlere daha dikkatle bakılır hale geldiğini kaydediyor.

Yaşadığı dönem Osmanlı coğrafyasını baştan başa dolaşan, Kırım'dan Mısır'a, Şam'dan Ankara'ya, Rumeli'den Ukrayna topraklarına kadar giden, hatta Hz. Adem'in mezarının bulunduğuna inanılan Seylan'a (Hindistan) kadar varıp gelen seyyah Müştak Baba, araştırmacı Serhat Ahmet Tan'a göre, bir yerde 10 günden fazla kalmayışıyla da dikkat çekici şahsiyet.

Padişah II. Mahmud döneminin en ünlü simalarından Müştak Baba'nın gelecekte dünyaya gelecek önemli kişilerle görüştüğüne dair bilgileri şiirlerine şifreli bir şekilde kaydetmiş olduğuna işaret eden Tan, "Bilim-kurgu gibi ama Müştak Baba'nınki öyle bir şey değil. O sıradan biri değil. Bir şiiri var ki, geleceğe gidip direkt Mehdi ile konuşarak bazı bilgileri edindiğini söylüyor" ifadelerini kullanıyor.

Araştırmacı Tan'a göre, Müştak Baba “Timsah” şiirinde Türkiye'nin 2023'ten itibaren çeşitli zorluklarla karşılaşacağını ve ağır baskılar altına gireceğini de kayda geçirmiş. Müştak Baba bu dönemin uzun süreceğini kaydediyor.

Tan, Müştak Baba'nın şiiri yazdığı tarihten 100 yıl sonrasına da dikkat çektiğini, bu tarihin 1890'ların ikinci yarısı olduğunu ve o dönemde Osmanlı Devleti'nin çok büyük ekonomik zorluklar içerisinde bulunduğunu belirtiyor. Müştak Baba'nın 2023'ten itibaren keskinleşeceğini söylediği zorlukların 'ekonomik' konularda olduğu tahmin ediliyor. Serhat Ahmet Tan'a göre Müştak Baba'nın dikkat çektiği önemli bir tarih de 2030 yılı.

Bu tarihte Türkiye'nin tıpkı 1920'lerdeki gibi 'kurtuluş savaşı'na benzer bir süreçten geçeceğine ilişkin şifreli satırlar bulunuyor. Bu öngörüye dair Serhat Ahmet Tan, şunları söylüyor: “İnşallah yanlış bulmuşumdur, yanlış yorumlamışımdır diyorum. Ama Müştak Baba bize böyle bir tasarım sunmuş.”

Müştak Baba'yı gündeme getirenlerden gazeteci Murat Bardakçı 2007 yılında onu şöyle anlatıyor:

“Nostradamus'un kehanetleri, Müştak: Baba'nın yazdıklarının yanında basit bir masal gibi kalır. Hurufi inancının ileri aşamalarında 'ebced' denilen bir hesap metodundan kaynaklanan ve sayılar yardımıyla geleceği bildirdiğine inanılan bir sisteme rastlanır.”

“'Cifr' adı verilen, yüksek matematiği andıran ve sıkı kurallara bağlı olan sistemin temeli, alfabedeki her harfin belli bir rakam değeri taşımasına dayanır. Her kelimenin, kendisini meydana getiren harflerin değerlerinin toplamı olan bir sayı karşılığı vardır.”

“Geçmiş asırlarda yaşayan ve çoğu Hurufi olan cifirciler, kehanetlerini açık açık değil, şifreyle yazmışlardır ve cifrin Türkiye'deki bilinen en büyük üstadı, 1830'ların başında büyücülük suçlamasıyla idam edilen şair Müştak Baba'dır. Müştak: Baba'nın ölümünden sonra 1846'da basılan 'Divan'ındaki bazı şiirlerinde çok sayıda kehanete rastlanır. Şair, Ankara'nın 1923 yılında İstanbul'un yerini alıp başkent olacağını ta yüz küsur sene önceden söylemiştir.”

Kamuoyunda Türk Nostradamus olarak da takdim edilen Bitlisli Divan şairi Müştak Baba Hacı Bayram Veli’nin türbesine yaptığı ziyaret sonrası yazdığı şiirde Ankara’nın başkent olacağını şifreli yani ebced hesabıyla yazmıştı.

Ankara’nın başkent oluşunu bildiği şiir ise şöyledir: Güzel memlekete kim binler taç olursa, Mutlaka o memleket İstanbul ile aynı olur. Nun ve kalem başından alınsa nun Yunus, Alındığında diğer harf açık bir işaret olur. Kaf Suresinin anahtarı en sonundadır, Peygamber Efendimizin hürmetine düzenlenmesi gerekir. Haber olunsun ki Allah'ın sayesinde son maksat ortaya çıktı, Velilerin en büyüğünün evinde arafesi Cuma olan hac günü. Ey yüce padişah sultan Hacı Bayram, Ruh ikram isteyerek aşık bir kul olmayı diler.

Müştak Baba sadece Ankara’yı değil İsrail’in kuruluş tarihi ile kendi ölüm tarihini, Suriye’nin Osmanlı’dan ayrılacağı tarihi de bilmiştir. Ancak Suriye’nin tekrar Osmanlı topraklarına katılacağı da söyleniyor. Osmanlı derken büyük ihtimal Türkiye toprakları.

Müştak Baba “Timsah” şiirinde Türkiye'nin 2023'ten itibaren çeşitli zorluklarla karşılaşacağını ve ağır baskılar altına gireceğini bildirmişti.

Osmanlı döneminde yazdığı şiirlerdeki mesajlar yorumlanarak bulunan tahminlerde İstanbul'un yeniden başkent olacağı da tahminler arasında.

Müştak Baba, Müneccimbaşı Hüseyin Efendi'de yaşadığı dönemde, söylentilere göre Dördüncü Murad’ın ve Sultan İbrahim’in ne zaman öleceğini de bildi.

Üçüncü Dünya Savaşı’nın başlayacağını da Karadeniz üzerinden öngören Müştak Baba bununla akıllara Rusya-Ukrayna Savaşı’nı getirdi.

Müştak Baba’nın 2023 üzerinden yaptığı öngörü 2024 yılı içinde geçerli olacağına işaret ediyor. Bu hem Türkiye hem de olası dünya savaşını içeriyor. Öte yandan yine akıllara İsrail’in Gazze’de yürüttüğü katliamların neticesinde küresel ölçekte kutupların yeniden belirlenmesi de akıllara yine ister istemez geliyor. Kimilerine göre şu an Üçün Dünya Savaşı yaşanıyor.