Güncel

Padişah adı ile üretildi, 48 yıldır yollarda

Abone Ol

TOFAŞ tarafından 12 Şubat 1971'de üretimine başlanan, adını Bursa'nın Osmanlı'ya başkentlik yaptığı dönemdeki padişah Sultan 1. Murad'tan alan 'Murat 124', aradan geçen 48 yıla rağmen vatandaşların ilgi odağı olmaya devam ediyor.

İtalyan Fiat 124 modelinin eşi olarak tasarlanan "Murat 124"ün üretimine, 12 Şubat 1971 Cuma günü Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Başbakan Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç'ın katılımıyla TOFAŞ'ın Bursa'daki fabrikasının açılmasıyla başlandı. Fiat'ın, İtalya dışında ortak olduğu şirketlerin ürünlerinin Fiat adını taşımasını istememesi üzerine, TOFAŞ ve Fiat yetkilileri söz konusu modelde kullanmak üzere isim arayışına girdi.

Teklif edilen isimler arasından uygun olabilecek 15-20'si seçildi. "Anadol" modelinin ismi belirlenirken oluşturulan jüri, bu kez Tofaş'ın otomobili için devreye girdi.

Cevat Fehmi Başkut, Burhan Felek, Ord. Prof. Nazım Terzioğlu, Hulki Alisbah ve Bernar Nahum'dan oluşan jüri, fabrikanın yanından geçen çaydan ilham alan "Nilüfer", Bursa ovasına atıf yapan "Ova", kentin ipekçiliğinden yola çıkılarak önerilen "Koza", eteklerine yaslandığı "Uludağ" ve nihayet Bursa'ya adını veren Murad Hüdavendigar'ı (Sultan 1. Murad) akla getiren "Murat" isimleri üzerinde durdu.

İtalyanların da kendi tarihlerinde adı geçen bir generali hatırlatan "Murat" ismini tercih etmeleri nedeniyle modelin ismi "Murat 124" olarak belirlendi.

Vatandaşların sahibi olmak için kuyruğa girdiği "Murat 124" için bazı gazete ve dergiler kuponla otomobil çekişleri düzenledi.

İlk yıl 7 bin 835 adet üretilen araç, daha sonraki yıllarda sayısını katlayarak 1976 yılı sonuna kadar 134 bin 867 adet üretildi.

TOFAŞ, ilk ihracatını 1975'te bu araçlarla Mısır'a yaptı. Firma, o dönemde 75 adet Murat 124'ü Mısır'a gönderdi.

Yaklaşık yarım asır önce Bursa'da üretiminine başlanan, söz konusu dönemde fiyatı ve performansıyla vatandaşların gönüllerinde taht kuran "Murat 124"ün yollardaki 48 yıllık serüveni, birçok kişiye göre ilk günkü heyecanıyla sürüyor. Adına çeşitli illerde fan kulüpleri kurulan, binlerce lira harcanarak modifiye edilen, hayranlıklarını "sevda" olarak niteleyenler kadar, öldüklerinde tabutlarının, üzerinde taşınmasını vasiyet edenler bile oluyor.