Fransa'da Ulusal Mecliste onaylanan 'ayrılıkçı' yasa tasarısı, Müslümanlara ve dini derneklere yönelik içerdiği uygulamalarla, İslam karşıtlığı yasal zemin kazanıyor.

İslam karşıtı uygulamalarla sık sık gündeme gelen Fransa, bu kez çerçeveyi daha geniş tutarak 'siyasal İslam' ve 'İslamcı ayrılıkçılıkla' mücadele kisvesi altında ülkedeki Müslümanları daha da baskı altında tutacağı gerekçesiyle eleştiriliyor.

İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'in 11 Şubat'ta televizyon programında aşırı sağcı Marine Le Pen'i yeteri kadar İslam karşıtı olmamakla suçlaması ve 'İslam'da mezhepsel sapmaların olduğunu' açıklaması aslında Paris yönetiminin İslam'ı ve Müslümanları sorun olarak gördüğünü gösteriyor.

Fransa'nın bu tasarıyla 'Müslümanlara karşı baskı politikasını' geliştirirken devletin tüm imkanlarını ve altyapısını kullanılacak olması tasarının en çarpıcı yönlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Uzmanlar, ülkedeki ekonomik ve sosyal krizlerden popülaritesi oldukça düşen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un gözünü gelecek yıl düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimine çevirdiği, bu bağlamda sağ ve aşırı sağ seçmenin oyları için bu politikayı seçtiğini belirtiyor.

Aşırı solcular karşı çıktı, aşırı sağcılar çekimser kaldı

Mecliste 16 Şubat'ta yapılan oylamada, tasarı 151 'hayır' oyuna karşı 347 'evet' oyuyla kabul edildi. 65 milletvekili ise çekimser oy kullandı. Adı başlarda 'İslamcı ayrılıkçı' olan ancak daha sonra tepkiler üzerine 'Cumhuriyet Prensiplerini Güçlendiren' olarak değiştirilen tasarı, 30 Mart'tan itibaren Senatoda görüşülecek. Tasarının burada oylaması yapıldıktan sonra tekrar Ulusal Meclise gelmesi bekleniyor.

Tasarıya Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un kurucusu olduğu iktidardaki Cumhuriyet Yürüyüşü Hareketi (LREM), Demokrasi Hareketi (Modem), Agir Partisi ile Demokratlar ve Bağımsızlar Birliği Partisi (UDI) destek verirken, merkez sağ Cumhuriyetçiler (LR) ve aşırı sol Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi (LFI) karşı çıktı. Merkez sol Sosyalist Parti (PS), Fransa Komünist Partisi (PCF) ve aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN) ve lideri Marine Le Pen ise çekimser kaldı.

İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ve Vatandaşlıktan Sorumlu Devlet Bakanı Marlene Schiappa yaptıkları ortak yazılı açıklamada, tasarının devlete 'ayrılıkçılıkla' ve 'İslamcılıkla' mücadele için yeni imkanlar vereceğini belirtti.

Sağ ve aşırı sağcı milletvekilleri, tasarıya 'yumuşak adımlar' içerdiği gerekçesiyle destek vermedi. LR Grup Başkanvekili Bruno Retailleau yaptığı açıklamada, Senatoda tasarıya 'İslamcı ayrılıkçılığı' ve kamuya açık alanlarda başörtüsü yasağını eklemek istediğini belirtti. Çoğu sağcılardan oluşan Senatoda başörtüsü yasağının tasarıya eklenmesi halinde yürürlüğe girmesi Mecliste yapılacak son oylamaya bağlı olacak.

LFI milletvekili Alexis Corbiere ise yaptığı açıklamada, bu tasarının Müslümanlara karşı olduğunu vurgulayarak, 'Hayır, ibadethanelerde ve Müslümanlara ait ibadet yerlerinde yarının terör komploları düzenlenmiyor. Bu doğru değil.' dedi.

Tasarı ne içeriyor?

51 maddeden oluşan tasarı ile ele alınan başlıca konular arasında, kamu hizmetinde tarafsızlık ve cumhuriyet değerleri ile prensiplerine uygunluk, çok eşlilik ve zorla evlendirme, uzaktan eğitimin kısıtlanması, özel okulların durumu, derneklerin hem faaliyet hem finansal anlamda denetlenebilir olması yer alıyor.

Tasarı herhangi bir kişiye karşı şiddete teşvik eden veya cinsiyeti nedeniyle ayrımcılık yapan dini derneklerin kapatılmasını mümkün kılıyor.

Kamu görevlilerine dini gerekçeyle tehdit, şiddet ve hakaret edenlerin 5 yıl hapis ve 75 bin avro ile cezalandırılmasına, bu eylemi gerçekleştiren yabancının ise süreli veya süresiz sınır dışı edilmesine imkan veren tasarı, Müslüman dahil dini derneklere yurt dışından 10 bin avro üzerinde bağış yapılması halinde bunun kaynağını açıklanmasını, bu kurala uyulmaması halinde 3 bin 750 avro ceza uygulanmasını öngörüyor.

Tasarıda, derneklerin denetiminin artacağı, bu denetimin idari, mali ve faaliyet içeriği alanında olacağı belirtiliyor.

Tasarıya göre 3-16 yaş arası çocuklara örgün eğitimi zorunlu kılıyor ancak sağlık veya istisnai durumlar söz konusu olduğunda devletin izniyle evde eğitim seçeneğini serbest bırakıyor.

Sosyal medyada bir kişinin hayatını riske atacak şekilde aile, özel ve iş hayatına ilişkin bilgilerini paylaşana 3 yıl hapis ve 45 bin avro ceza öngören tasarıda, hayatı tehlikeye atılan kişinin memur, 18 yaşından küçük ve seçilmiş ise söz konusu hapis cezasının 5 yıla çıkacağı belirtiliyor.

Tasarı, çok eşlilik, zorla evlendirme ve bekaret raporunun tıbbi zorunluluk halleri dışında yasaklanması öngörüyor.

Bir kişiye karşı kin veya nefretin teşvik edildiği cami ve ibadethanenin 2 ay süreliğine kapatılacağı ifade edilen tasarıya göre ayrımcılık, nefret, şiddet veya terör eylemlerine teşvik ettiği gerekçesiyle ceza alan kişilerin ibadet yerlerinde bulunması yasaklanabilecek.

Tasarı, Fransız yasalarına göre kurulan her derneğin Fransa'nın ilke ve değerlerine, özellikle insan onuruna saygı, kadın ve erkek eşitliği ilkesi, nefretin reddi ve toplum düzenine saygılı olacağını beyan etmek zorunda olduğu, bunu beyan etmeyen ve 'ayrılıkçı' faaliyetlerde bulunan dernekler devletten hibe alamayacağını ifade ediyor.

Ülkede kurulan özel okullarda aykırı unsur tespit edilmesi halinde kapanabileceği, belirtilen eksiklerin giderilmemesi halinde okulun yetkilisine bir yıl hapis ve 15 bin avro para cezası verileceği ifade edilen tasarıya göre, dini derneklerin 5 yılda bir devlet tarafından 'dini niteliğe haiz olduklarının' onaylanması gerekiyor. Bu durumda birçok dernek, yurt dışından düzenli finansman aldığı ve kişiler çalıştırdığı için 'kamu düzenine' aykırı olduğu gerekçesiyle onay alamayabilir.

Tasarıya dini dernekler bünyesinde siyasi toplantı yasaklarına siyasi propaganda yapılması ve afişler asılması yasağı eklendi.

Ayrıca dini derneklere ait binalarda herhangi bir ülkenin seçimleri için oy kullanılmasının yasaklanmasını öngören tasarıya göre dini olmayan derneklerin halka açık yerlerde ibadet yapabilmesi için tüzüğe ilgili ibadetin eklenmesi gerekiyor, aksi halde dernek ceza alacak.

Örneğin, dini olmayan bir dernek 'bayram namazı kıldırırsa ve bu tüzüğünde yoksa veya tüzüğüne bayramlarda halka açık namazı eklemiş ancak yanında Kur'an kursu da verirse ceza alacak.

Tasarıda, terör suçundan hüküm giyen kişilerin 10 yıl süreyle dini derneklerde yönetici olmasının engelleneceği belirtiliyor.

Protesto düzenlenmişti

Başkent Paris'te çok sayıda sivil toplum kuruluşu, gazeteci, akademisyen ve insan hakları savunucularından oluşan 'ayrılıkçı' Yasa Tasarısı Karşıtı Koordinasyonunun çağrısıyla tasarı protesto edilmişti. Eylemciler, tasarısının Müslümanlara karşı ayrımcılığa yol açacağı gerekçesiyle tepki göstermişti.

Tasarı, Fransa'da ve birçok ülkede insan hakları savunucularının ve Müslümanların tepkisine neden oluyor.

İTTİFAK-AA