Size Cemalettin Latiç`in vecdin ecd-i balâsına çıktığı bir şiir haber vereceğim. Cemal sıla yapmaya gitmiş doğup büyüdüğü Pridverci köyüne. Şiirine Pridvorci ile Buluşma ismini vermiş, bir insanmış gibi. Uzun bir şiir. Sılada eski dostlarla karşılaşmalar. Hamsin Yortusu geçmiş (çanlar susmuş), artık gürül gürül akan sular mutludurlar. Yalnız baharın sesi duyulur. Birisi buzağılarını çifte koşmuş. Bir kadın da elinde bronz kova, vadiden aşağı iniyor. Bronz kovada börek taşıyor, su değil. Bir çoban kızın okuduğu şarkı geliyor öteden. Köyüne bir güzellemesidir bu şairimizin. Neşeli, zorlu ve coşturucu bir şarkı der o şarkıya. Birden Murga çıkar karşısına. Sürünün köpeği. 'Geldiğimi içinde biliyor narin ruhunun.' Burnuyla koklamıyor, ruhuyla biliyor Murga. Kırlık yerin duyarlıkları. Arapça`da insanın doğduğu yere vatan denilmiştir ya. Latiç`in şiirinde, bana öyle geldi, bir Cahit Sıtkı Tarancı yumuşaklığı var. Ayrıca, imgeleri Sezai Karakoç`un Kasaba Edebiyatı kuram-önerilerine yakın durur. Anna Ahmatova`yı okumuş olanlar anımsarlar, onda da kasaba atmosferini şiirde kurma, yaşatma vardır. Bu sıla hüzünleri Latiç`i iyice büyültür. 'Göğsünden tütün kokusu gelen' komşusunu görür, nehirde (ağaçgövdesinden oyulmuş bir kayıkta) küreği kavramış, yol almaya çalışmaktadır. Şair onun derdine kardeş çıkacaktır:'Bencil dünyada herkes tarafından unutuldu.' Selâm verir ona. 'Beni zor tanıdı. Göğsünden klek tütününün kokusu geliyordu.' Derken 'beli çökmüş, taştan salyangoz gibi, beyaz başörtüsü altında...' tanıdık bir anne görünür.

Asker oğlunu çivilenmiş sandık içinde getirmişlerdi,

Bir yaz, hiçummadan.

Bir sonraki yaz eşini kaybetti,

Hasan`ını...

Ne sesimi duydu, ne beni tanıdı

O bakımsız tarlada...

Bu şiir belki de şairin hayalinde geçen bir ziyareti anlatıyor bize.'Bakışınızı, Ey Allah kuşları Buz gibi soğuk olan ruhuma çerçeveledim, Ve onu tılsım gibi taşırım...' diyen bir şair, Türk gençkuşaklarını besleyecektir. İçiçeyiz.

Bosna Müslümanları çetin hayata çattılar. Büyük imtihandan geçtiler. Sırp zâlimler yargılandı ama katliâmlar olup bittikten sonra. Avrupa-sözümona-Birliği katliâmı baştan önleyebilirdi. Kancıkça kan şehveti tattırıldı zâlimlere. Neymiş, Kosova savaşının intikamı imiş. Ama adalete kavuşan 14. yüzyıl halkları öyle bakmıyorlardı. Evet, Avrupa siyaset beyinleri İslâmı kucaklamış Bosna sırplarına hınçlıdır.

Gerçek bir şair olarak, insanının vicdanı olmak ödevinin bilincinde Cemalettin Latiçkardeş, o bilinçışığında, o gönül bir pınar misâli çokramaya devam ediyor. Dilin dünya kayıt ve şartını aşan noktasına geldiği raddede, susamazdı. Çocukluğunda başlangıçlarını izleriz şairin.

Şimdi neşeliler, ivdikleri yeni dünyayı hayal etmekten

Sarhoşturlar, kendilerini şarkıya vermişler...

Fırtına yuvarlak başlarını sakatladığı zaman, pek yakında

Issız ve yalnız ağlayacak her biri, bir diken altında...

Ve işte o raddeyle baş başayız.

Kendi eserine hayranlık duyarak &ndash Allah da burada

durakladı:

Yürüyerek uçurumlardan aşağı düşen,

Beyaz köyün ortasından sakince akan,

Tuşçitsa ırmağını Gökyüzünden indirdi.

Onun yüzünün karşısında, ebedî ibadet eden

Çukurlaşmış iki avuçgibi,

Pridvorci`nin her iki tarafına birer dağ ekti...

İşte Şiir, işte Dil, işte Tevhid, işte şiirde bir Vahdet-i vücud örneği. Şiire Antropo-Morfizm sokanlar Allah`tan ve kullarından biraz olsun utanırlar mı?

Kitapta doyurucu bir okuma sunan 124 şiir bulunuyor. Sıkı şiirler bunlar. 'Nuh ve Sürüsü' şiiri de orijinal bir yaklaşım.

Latiçbazı şiirlerini şairlere ithaf etmiş. Bunlar: 'Samandaki Rüya' &ndash Bosnalı şair, Branko Çopic`e. 'Dökülün, Dökülün!' &ndash Dragan Kulidzan`a. 'Çerge Çingeneleri' &ndash Bodler`e. 'Akordeon Tutan Çocuğun Fotoğrafı' &ndash Boris Novak`a. 'Acı HariçHerşey Geçer' &ndash Aleksanda Blok`a. 'Bosna Zambağı' &ndash Tevfik Velagiç`e. 'Akranlar Hakkında Bir Anı' &ndash Dobrisa Cesaric`e, mısralar ustasına. 'Allah`ın Boya Fırçası' &ndash (mesnevî ) Celâleddin Rumî `ye. 'Kumrunun Nağmeleri' &ndash (gençşairlere tavsiye) Aliya Dubocanin`e.

1957 yılında Bosna Hersek`te Gornji Vakfı yakınlarındaki Pridvorci köyünde doğan Cemalettin Latiçşair, tiyatro yazarı ve hikâyecidir. Şimdiye kadar yayınlanan kitapları Mejtas ve Vodica, Davudun Yurdu, Gümüş Çeşme, Srebrenitsa Cehennemi, Kapı Gıcırtısı ve Çarın Gözleri`dir. Birazdan ele alacağımız kitabı Gel En Sevgili &ndash İlâhiler ve Kasî deler`i ise Türkçe`ye çevirisini Jasmina Çolakoğlu &ndash Abdullah Akın ortak emeğine borçluyuz. Abdullah Akın`ın Ekim 2018`de yazdığı 'Önsöz ve Takriz'inin başlığı:'Bosnalı ve Sancak Müslümanlarının en ünlü şâiri'dir. Geçen hafta Bosna`nın övüncü doğurgan şairin Çarın Gözleri &ndash Toplu Şiirler I kitabını tanıtmaya çaba göstermiştik. İncelememizin sonucunda verdiğimiz hüküm, o yazının değişik başlığından anlaşılabilir.

Abdullah Akın`ın yazısı gayet de mühim bir makaledir. Özlü ve derli toplu bu metni kendimiz ve gençlerimiz okumalıyız. Bir aile-okuması olağanüstü değerde bir mesai değil midir?