Değerli okuyucularımız hipertansiyon konusunu hepimiz ciddiye alırız. Ciddiye de almak gerekir. Günümüzdeki verilere göre bakıldığında dünyada hipertansiyon oldukça yüksek bir risk faktörü; Ü lkemizde de insanların % 40 ının hipertansiyon hastası olduğu belirtiliyor.

İnanılmaz bir durum;

Yani her 3 kişiden biri yüksek tansiyon hastası olmuş bulunuyor.

Daha ilginçolan neymiş biliyor musunuz? Bu 3 kişiden birisi hiçbir şekilde tedavi olmuyormuş.

Niye?

Çünkü efendim ya haberi yokmuş. Ya da tedaviye bir şekilde ulaşamamış.

Rakamlar gerçekten ürkütücü ve korkutucu değil mi?

İnsanın aklına kadı fıkrası geliyor;

Hani yeni göreve başlayan kadı, yani hâkimin huzuruna çıkartırlar bir hırsızı 'Efendim yakaladık derler'

Yeni kadı o heyecanla talimat verir:

'Vurun şuna bin kırbaç'

Hırsız böyle saçma bir kararı duyunca dönüp der ki:

'Kadı Efendi Kadı Efendi, Kurban olayım ya sen hiçkırbaçyemedin ya da sayı saymasını bilmiyorsun galiba'

Gerçekten de bir toplumun üçte birinin hasta sayılması ne korkunçbir tablodur düşünebiliyor musunuz?

Dile kolay;

Şakası var mı bu işin?

İnsanları bu kadar ciddi bir hastalık ile korkuturken biraz olsun toplumun ruh sağlığı da düşünülmez mi?

Çünkü gerçek anlamda bir hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar için önemli bir risk faktörü. İnme, miyokard infarktüsü, kalp yetmezliği, periferik vasküler hastalık, aort diseksiyonu ve kronik böbrek yetmezliğinin en sık bilinen nedeni;

Hemen herkes bilir ki normalde kaçolmalı?

Normal tansiyon aralığı 12`ye 8 denilmektedir. Yani büyük tansiyon 120 mmHg iken küçük tansiyon 80 mmHg olmalıdır.

`height=

Gençile yaşlı bir olabilir mi?

Aslında burada da zihinlerimize basit bir soru gelmiyor mu?

Bir gencin eli yüzü ve cildindeki deri pırıl pırıl iken yaşlandığında da pırıl pırıl kalıyor mu?

Bir gençrahatlıkla koşabilirken yaşlandığında da aynı şekilde koşabiliyor mu?

Gözü aynı şekilde görebiliyor mu? Kulakları aynı şekilde duyabiliyor mu? E peki bu insanın her bir biyolojik durumu ve eylemi yaş ilerlemesine göre değişiklik gösterirken bu insanların hepsinde tansiyonu sürekli aynı tutmaya çalışmak hangi mantıkla izah edilebilir?

Yani gençbir insanın tansiyonu ile orta yaş bir insanın veya yaşlı bir insanın tansiyonunun aynı kalması nasıl beklenebilir? Sıfır kilometre otomobilin hareketine verdiğiniz gaz ile on yıllık araca verilen gaz, yirmi yıllık araca verilen gaz aynı oranda mıdır? Arabada bile yaş arttıkça harcanan efor daha fazla olmuyor mu?

Ve bu sorgulama nasıl olur da yapılamaz?

Efendim ülkemizde bunlar tartışıladursun yüksek tansiyon sınırı 14`den 13`e indirilmiş bile;

Kim tarafından?

Amerikan Kalp Derneği tarafından; Yalnızca o mu? Amerikan Kalp Derneği (AHA) ile birlikte Amerikan Kardiyoloji Koleji (ACC) ve dokuz kuruluş tarafından yayınlanan ortak bir hipertansiyon kılavuzu ile;

Sebep ne peki? Bizlerin sağlığı için canım; Yani hastaların daha erken tedavi edilebilmesi için?

Böylece hekimlerimiz kılavuzda artık yüksek tansiyon sınırı 14`e 9`dan 13`e 8`e indirildiği için ve ideal tansiyon olarak da 120`ye 80 mm değerleri kabul edildiği için bunun üzerindeki kalan değerleri artık yüksek kabul ediyorlar;

Eskiden kılavuzda yüksek normal veya prehipertansiyon yani hipertansiyon öncesi evre vardı ya, artık bu da kaldırıldı;

Şimdi ne var?

Direk Evre 1 ve Evre 2 hipertansiyon olarak nitelendiriliyor hastalar; Bu yeni karar ile Amerika`da % 32 olan risk oranı % 46`ya ulaşıyor; Amerikalının yarısı hipertansiyon riskiyle karşı karşıya kalıyor.

Enteresan bir şey daha efendim şimdilik ilaçkullanımı gerekmiyormuş ama bu bir risk olarak algılanmalıymış. E yakında ilacının da olmayacağını düşünebilir misiniz?

Şimdi bu konuda tıp otoriteleri yorumlarda bulunuyorlar elbette; Bu konunun ilaçfirmalarının etkisiyle olduğunu korka çekine dile getiren bazı hekimler olduğu gibi 'Şüphe Hastalığı' başlığıyla konuyu köşe yazılarında sorgulayan gazeteciler de oluyor. Alınan kararın doğru olduğunu savunan ve 'kesinlikle uygulanmalı' diyen hekimlerimiz de mevcut;

Peki her konuda yerli ve milli olmanın önemine vurgu yapılan bir konjonktürde sağlık sistemimizin uluslararası gelişmelerin bu derece etkisinde kalmadığı dönemlerde bizim sağlık uzmanlarının tansiyona nasıl baktığına bir bakmaya ne dersiniz?

`height=

Tansiyonun, tansiyonuna bakmak

Maraş Akupunktur Polikliniği hekimlerinden 42 yıllık tecrübesiyle Dr. İsmail Maraş Hoca`nın Ufuk Ötesi gazetesinde 2006 yılında yayınlanan bir makalesi var:

'Son bir yıldır (2006) yazılı ve görsel basında tansiyonla ilgili ortalama 12/7 bazen 12/8 gibi bir tanımlama var. Bu yaklaşımın bilimselliği her platformda tartışılabilir. Örneğin kişinin 15 yaşındaki, 20 yaşındaki, hatta 30- 40- 50- 60- 70- 80 yaşındaki tansiyonu hep 12/7 olabilir mi? Bir kimsenin tansiyonu istisnalar hariçuzun süre 12/7 civarında olursa boynun kortex dediğimiz kısımları (ince kıvrımlar) yeterli kan alabilir mi?

Böyle bir kimsede Parkinson, Alzheimer, güçsüzlük, göz, kulak vs. rahatsızlıkları artmaz mı?

Oysa yaş gruplarına göre ortalama her 100 kişide normal tansiyon aşağıdaki tablodaki gibi değişiklik gösterebilmelidir.

Çünkü her insanın fiziksel durumu, boyu, kilosu, yaşayışı, yediği içtiği, sigara tüketimi, alkol kullanımı, ekonomik sıkıntısı, bulunduğu çevre, yaşadığı olaylar vb. gibi özel durumları vardır ve bunlar farklılıklara sebep olabilmektedir.

 

GRUP                 100 kişide       % ORANI NORMAL TANSİYONU

1. grup                                          20 kişi                       12 /7

2. grup                                          20 kişi                       13 / 8

3. grup                                          20 kişi                       14 / 9

4. grup                                          20 kişi                       15/ 9.5

5. grup                                          20 kişi                       16 / 10

Toplam                               100 kişi              Toplam 100 kişi         

 

Yukarıdaki tablo illa ki böyle olmalı veya olacak anlamına gelmemeli. Bu tablo bir fikir vermeye yöneliktir. Burada anlatılmak istenen husus şu ki, bir kimsenin normalde 12/7 olan tansiyonu 20 yıl boyunca kademeli bir şekilde belirli yıllarda yarım derece yarım derece artabilir. Bu artış şahsa bir şey yapmaz. Aksine şahsın vücudunun kendi kendine tansiyon ayarlaması olarak değerlendirilmelidir.

Çünkü şahsın durumu yere ve zamana göre değişiklik arz edebileceği gibi, ayrıca yaşı ilerledikçe vücuda kan pompalama işlemi daha tazyik gerektirecektir.

Dolayısıyla her insanın tansiyonu kendine özgü yükseklikte olabilecektir. Tansiyonun normal olup olmadığını değerlendirirken tek tip, (adeta konfeksiyon tipi) yaklaşım sunulmamalıdır.

Son yıllarda bazı meslektaşlar ve dolayısıyla da vatandaşlar arasında tansiyonun 12 üzerinde olması yüksek tansiyon olarak kabul edilir oldu. Oysa on sene öncesinde bu oran daha yukarılarda 14 olarak değerlendiriliyordu.

O zaman önce mi yanılıyorduk, şimdi mi yanılgıdayız?

Oysa doğru olanı, hangi dönemde olursa olsun herkesin tansiyonunu kendi fiziki ve ruhi durumuna göre değerlendirmektir.

Her insanı tek tip sayıp tansiyona bir sınır koymak ve tansiyon ölçümünü bu standarda göre yapıp neticesinde hastaya yaklaşımda bulunmak vahim yanlışlıklara sebep olabilir.

İnsanın gençliğiyle yaşlılık durumu bir olmadığı gibi, gençlikte vücuttaki bağ dokusu, damar sertlikleri, kılcal damarların durumu yaşlılıktaki gibi değildir.

Nüfusun % 30`u tansiyon hastası diye söyleniyor. İyi güzel de bu oranın, tansiyonunun yükselmesinin sebebi nedir? Sebebi % 90 açıklanamıyor. Aslında sıkıntı belirliliğin açıklanamamasında değil. Belirliliği % 30`lara kadar düşürdüğünüzde o zaman her kesime farklı ilaçfaklı tedavi sunmak gerekecek. Oysa mevcut tedavi yöntemi bu değişikliğe cevap verecek esnekliğe sahip değil. Sıkıntı burada;

Büyük tehlikeye dikkat

Bir diğer hassas durum da şudur. Açıklanamadığı halde her yüksek tansiyon teşhisi konulan hastaya, tansiyonu aşağı çekme tedavisi uygulanırsa hastaya ileriye dönük büyük yanlışlık yapılabilir.

Yapılması gereken şudur. Bu hastanın tansiyonu niçin yükselmiş veya yükselmiş mi? Bu tansiyon seviyesi, o kişinin vücudu tarafından kendi kendine mi ayarlanmış? Yoksa kontrol edilemeyen bir yükselme mi? Bu yükseklik hastayı rahatsız ediyor mu? Yoksa hasta halinden memnun mu? Bunların belirli bir süre takip edilmesi gerekiyor.

Tansiyonu standart kabul edilen tansiyon seviyesinin üzerinde çıkan bir hastanın, ciddi bir takip yapılmadan tansiyonunu düşürmek, doğru bir yaklaşım mıdır?

Düşük tansiyona bağlı, bunama, Alzheimer, kulak rahatsızlıkları, denge bozuklukları, hormon bozuklukları artarsa ne yapacağız?

Dolayısıyla tansiyon konusu, bir tansiyon seviyesi standardı belirleyip, üstünde olanları aşağı çekmek gibi değerlendirilemez.

Kişinin tansiyonu mevcut duruma, heyecana, içinde bulunduğu şarta bağlı olarak yükselip, bir müddet sonra vücut tarafından kendi kendine ayarlanabildiği gibi, uzun dönemde de vücut tarafından kendine uygun seviyeye getirilebilmektedir.

Asıl yapılması gereken, belirli bir seviyeden sonraki tansiyonun bir rahatsızlık sebebiyle mi yükseldiği, yoksa vücut tarafından mı ayarlandığının tespitidir. İşte esas araştırılması ve üzerinde durulması gereken konu budur.'

Sağlıklı günler dileğiyle.