Genç Yaşta Rektör Olmak Doğru mu?

Abone Ol

Gençlik Böyledir İşte / Cahit Sıtkı Tarancı

'İçimi titreten bir sestir her gün.
Saat her çalışında tekrar eder:
Ne yaptın tarlanı, nerede hasadın?
Elin boş mu gireceksin geceye?
Bir düşünsen yarıyı buldu ömrün.
Gençlik böyledir işte, gelir gider
Ve kırılır sonra kolun kanadın
Koşarsın pencereden pencereye.

Ah o kadrini bilmediğim günler,
Koklamadan attığım gül demeti,
Suyunu sebil ettiğim o çeşme,
Eserken yelken açmadığım rüzgâr
Gel gör ki, sular batıya meyleder,
Ağaçta bülbülün sesi değişti,
Gölgeler yerleşiyor pencereme
Çağınız başlıyor ey hâtıralar.'

İnsanlar doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. Bebeklik dönemi, çocukluk dönemi, ergenlik dönemi, gençlik dönemi, yetişkinlik dönemi, yaşlılık dönemi gibi dönemler insan hayatının evrelerini kapsamaktadır. Gençlik dönemi insanların en faal olduğu dönemdir. Genç,&nbsp çocukluk döneminden çıkmış kimse anlamına gelen bir kelimedir.&nbsp Gençolan biri, delikanlıdır, atılgandır, dikkatlidir, çeviktir, beceriklidir, yeteneklidir.

Gençlik, bebeklikten yetişkinliğe kadar olan dönemi anlatmak için kullanılan terimdir.

Gençlik dönemi UNESCO tarafından 15-25&nbsp yaş aralığında&nbsp belirlenmiş ama Birleşmiş Milletler Örgütü (BM) 12-24&nbsp yaş aralığını&nbsp öngörmüştür. Türkiye ise BM in belirlediği 12-24&nbsp yaş&nbsp arasını gençlik dönemi olarak benimsemiştir. Ergenlik ve gençlik dönemi fiziksel, ruhsal, biyokimyasal ve sosyal yönden hızlı büyüme, gelişme ve olgunlaşma süreçleriyle, çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. 10-19 yaş ergenlik dönemi olarak adlandırılırken, gençlik olarak nitelenen yaş grubu 10 - 24 olarak kabul edilmektedir.

Gençlik dönemi insanların en faal olduğu dönemdir.&nbsp Genç, çocukluk döneminden çıkmış kimse anlamına gelen bir kelimedir.&nbsp Genç&nbsp olan biri, delikanlıdır, atılgandır, dikkatlidir, çeviktir, beceriklidir, yeteneklidir.

İngiltere deki Kent Ü niversitesi nde yapılan bir araştırmaya göre,&nbsp 35 yaş&nbsp sadece artık 'genç' olarak görülmediği&nbsp yaş&nbsp değil, aynı zamanda erkeklerin kendilerini 'en yalnız' hissettikleri, kadınların ise 'en sıkıcı' olmaya başladıkları&nbsp yaş&nbsp olarak görülüyor.

Dünya Sağlık Örgütü ne göre 45-59&nbsp yaş&nbsp arası orta yaş olarak kabul ediliyor. Bazı kişiler orta yetişkinliğin üst sınırı olarak emekliliğe geçişi düşünür. Artan oranda nüfusun yüzdesi orta ve yaşlı yetişkinlerden oluşmaktadır.&nbsp 40-45 yaşları ile 60-65 yaşlar arası gelişimsel dönem. Yaşlanmayla ilişkili fiziksel ve psikolojik belirtiler kendini gösterir.

Benenden Health isimli sağlık kuruluşu tarafından İngiltere de 2000 yetişkin üzerinde yapılan araştırmada, 50 yaşın üzerindekilerin yaklaşık yarısı kendini orta yaşta görmediğini ifade etti. 10 kişiden sekizi de genç, orta yaş, yaşlı ayrımının fiziksel bir durumdan ziyade psikolojik bir durum olduğu görüşünde.

Yaşlılık artık 70 li yıllarda başlıyor

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan tanıma göre 65&nbsp yaş&nbsp ve üzeri kişiler&nbsp yaşlı&nbsp olarak kabul edilir. Yaşlılığın sadece kronolojik yaşlanma kavramı kapsamında değerlendirilmesi eksik bir yaklaşım olduğundan dolayı biyolojik, psikolojik, sosyal yaşlanma gibi diğer tanımların da dikkate alınması son derece önemlidir.

Bunları neden yazdık? Geçen gün akademik bir ortamda 'gençakademisyenlerin rektör olarak atanması' ile iki sorun ortaya çıkıyor. Biri idari tecrübesizlik. İkincisi Gençakademisyen olmanın önünün kesilmesi.' Konusu tartışmaya açıldı. Çoğunluk, gençyaşta yani 30-45 arasında atamaya karşı şıktı ve rektörün ağırlık kazanması için 50 yaş civarında olması görüşü ağır bastı.&nbsp

Birkaçörnek verelim

Prof. Dr.&nbsp Metin Orbay, 38 yaşında&nbsp Amasya Ü niversitesi Rektörü rektörlük koltuğuna oturarak, 'iki dönem' 'Türkiye`nin en gençrektörü' unvanına da sahip oldu. (04.09.2012)
Prof.Dr. Sedat Laçiner, 38 yaşında Çanakkale Onsekiz Mart Ü niversitesi (ÇOMÜ ) rektörlüğüne 'bir dönem atandı, Türkiye nin bu alana atanan en gençismi oldu. Tutuklandı. (15 Mart 2011)

Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar,&nbsp 38 yaşında Düzce Ü niversitesi`ne 'iki dönem' rektör olarak atandı. İstifası istenerek, görevden alındı. (02 Haziran 2022)

Ü lkemizde 3 ay Bakanlık yapanlar bile, toplum içinde 'Sn. Bakanım' diye karşılanır. Rektörler de, lükse-ağırlanmaya-saygı görmeye v.b. alışınca, bir dönem (4 yıl) dahi rektör olsalar, isimleri artık 'Sn. Rektörüm' olur ve üniversitesine geri dönünce 'bir ayrıcalığı, özelliği, havası' olur. Ve, bu durum yeni rektörün de elini kolunu bağlar. Ü stelik, eğer rektör süre dolmadan görevden alınmış ise, yeni rektör aleyhinde söylemlere de başlar, basına bilgi sızdırır.&nbsp

Elbette, gençrektör iyidir 'koşturur, hızlıdır, üreticidir v.b.' ama 'kurum içinde saygınlığı kazanmak', kendinden yaşça büyük akademisyenlere hitap etmekte ve görev ver(me)mekte zorlanmaya başlar;

Prof. Dr. Selahattin Turan (Uludağ Ü n.) ne güzel söylemiş 'Bir kişinin geldiği makama atama veya seçimle gelmesinin ötesinde, geldiği makamın gerektirdiği bilgi ve beceriye yani liyakate sahip olup olmadığıdır. Eğitimde karşılaşılan problemleri çözme, eğitimde ve toplumda sosyal adaleti sağlama ve eğitimdeki sismik değişimleri anlamlandırma eğitimde politika yapıcılarının üstesinden gelmesi gereken en temel beklentilerdendir'

'Eğitim yönetimi ve denetimi&nbsp alanının bilimsel olarak çalışılmasında öncü, hocaların hocası unvanına layık olmuş akademisyen&nbsp Ziya Bursalıoğlu`nun da ifade ettiği gibi: 'Yetkisiz sorumluluk işlerin yapılmamasına, yetkiyi aşan sorumluluk da yetkinin kötüye kullanılmasına sebep olur. Yetki ile sorumluluk at başı olmak zorundadır.'

Prof. Dr. Necati Cemaloğlu (Gazi Ü n.) bu konuda şöyle diyor 'Okul yöneticisi seçmede aslında iki yöntem kullanılır. Bunlardan birincisi seç-eğit diğeri ise eğit-seçyöntemidir. Hangisi kullanılırsa kullanılsın mutlaka iletişim, insan ilişkileri, problem çözme, etkili takım kurma, stres ve öfke yönetimi gibi insani becerileri geliştirmeleri sağlanmalıdır. Okul yöneticilerinin insan kaynakları yönetimi becerilerinin olması gerekir ancak insan kaynakları yönetimindeki etki ve yetki alanı sınırlı olduğu için, pek fazla varlık gösteremezler.

Prof. Dr. Mustafa Yavuz diyor ki 'Pes etmeyen, sonuna kadar mücadele eden insan başarılı olur. En iyisini mi yapmak istiyorsunuz? O halde işi ustasından öğrenin ve en iyisini yapmak için mücadele etmeniz gerekir.'

Çok iyi bir insan olmak' başka şeydir, zamanında 'gerekli müdahaleleri yapmak', kangren olmadan 'irini kesip atmak' başka şeydir.&nbsp

Eğitim-Kültür-Sanat alanı gelişmeleri takip için @drgoktanay&nbsp