MUHAMMED FATİH DUR

İslam Düşünce enstitüsü Başkanı ve Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez katıldığı bir programda 'Gençlerin cevapsız kalan yeni sorularını, yeni itirazlarını ilhad (dinden çıkma), deizm ve ateizm olarak görüyoruz. Bu yaklaşım doğru değil' diye konuştu.

Eski Diyanet İşleri Başkanı ve İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mavera Eğitim ve Sağlık Vakfı’nın konuğu oldu. 'Gençliğin Dünyası ve İslam' başlıklı panelde konuşan Görmez, günümüz dünyasında sorunun dine uzak kalan gençler olarak lanse edilmesine karşın asıl sorunun gençleri yetiştiren anne ve babalardan kaynaklandığı dile getirdi. Yetişkinler ve hocaların dini anlatmada ve yaşamada 20 tane büyük problemi tespit ettiğini söyledi.

Görmez gençlerin din hakkında akıllarına takılan sorulara ve itirazlarına inkâr gözüyle bakılmasının doğru olmadığını belirterek 'İslam coğrafyasında değişim teknolojilerinin gelişmesine bağlı olarak gençler arasında yaygınlaşan şeyin bir inkar ve ilhad dalgası değil bir itiraz olduğunu düşünüyorum. Gençlerin cevapsız kalan yeni sorularını, yeni itirazlarını ilhad (dinden çıkma), deizm ve ateizm olarak görüyoruz. Bu yaklaşım doğru değil' diye konuştu.

Sorunun kaynağı yetişkinler

'Sorunun bir çok kısmı gençlerden değil yetişkinlerden kaynaklanıyor' diyen Görmez 'Yetişkinlerin içinde de daha çok dindarlar ve dindarların içinde de daha çok hocalardan kaynaklanan bir problem var. 20 tane büyük sebep tespit ettim. Bunların başında da ‘kötülük problemi’ var. Yalnızca teosideyi kast etmiyorum. Müslüman coğrafyasında yaşanan acılar, kötülükler ve dinin kötü emellere alet edilmesi gençleri dinden uzaklaştıran başlıca sebeplerden biridir. Dünyanın bir köşesinde yaşanan acıları elinde telefonla aynen izleyebilen gençler, bütün bunları, sonsuz kudret, şefkat ve adalet sahibi Allah inancı ile bağdaştıramıyor. Onun için bu kötülük problemini doğru biçimde ele almamız gerekiyor' ifadelerini kullandı.

Teodise Hristiyanlığın tahrif sebebi

Hristiyanlığını teodiseye cevap vermek için tahrif edildiğini belirten Görmez 'işin adalet boyutunu bir tarafa bırakıp sadece sevgi, barış, hoşgörü üzerinden din anlatımının nasıl sıkıntılar doğuracağını hesap etmiyoruz. Oysa Allah’ın dinini Allah nasıl tarif ettiyse öyle anlamamız ve anlatmamız gerekir. Tarih boyunca Hristiyanlar barış ve sevgi dini deyip kötülükleri açıklayamayınca tüm yükü Adem babamızın üstüne yüklediler. Kolaycı bir kelam ortaya çıktı. Ve ortaya çıkan tüm günahlar asli günaha bağlandı ve onu temizlemek için çocuklar vaftiz edildi. O asli günaha kendisini feda etmek için Hz. İsa’nın çarmıha gerilmeye razı olduğunu iddia ettiler. Böylelikle dinin adaleti bir tarafa bırakarak farklı bir şekilde anlatıldığı bir anlayış ortaya çıktı.'

İmtihan kavramını anlamak

Müslümanlıkta ise mutlak yaratıcı olarak tüm hayır ve şerrin Allah’tan olmasına karşın Allah’ın şerri kendi üzerine isnat etmediğini belirten Görmez 'biz varoluşun hikmetinin imtihan olduğunu göz ardı edersek, dünyada işlenen tüm kötülüklere gökten inip müdahale etmesi gereken Allah anlayışı ortaya çıkar. Biz gence ‘Allah bu kötülüğü ortadan kaldırmak için seni yarattı, varlığının sebebi bu. Zayıf notun olmadığı bir imtihan olmaz. ‘Ölümü de hayatı da yarattı ki hanginiz daha güzel iş yapacaksınız’ ayetini hatırlatmamız gerek' değerlendirmelerinde bulundu.