Dünya milletlerinin 'doğal lezzet' arayışına girdiği bir zamanda, ülkemizde bulunan
11 bin çeşit bitkinin harmonisinden sofraya uzanan bu bin bir çeşit Türk yemeğinin
önemini ve örneğin Mengen aşçılığının, çok sürmez sekiz on yıl içinde 'temiz ve
sağlıklı gıda' kapsamında dünya modeli olabileceğini niçin fark etmiyoruz?
Dünyaya ihraçedilecek böyle bir kültür hazinesi var iken, işsizliğe çözümü acaba
hâlâ nerelerde arıyoruz?
Bugün haberlerde yer alan çok önemli konuların bizim konumuzda yeri yok; Sağlık
haberleri gibi bazı haberler dışında çoğu da zaten halkın hayatını doğrudan
etkilemiyor.
Sağlıkla ilgili polemik haberlerle 'vaka artış oranları az söyleniyor' diye ses
yükseltmekle nereye varılmak isteniyor bilemiyoruz. Ancak vatandaş ha bire
korkutuluyor.
Biz burada başka bir konuya temas edeceğiz.
Yok olmaya mahkum bir medeniyetin külleri üzerinde doğmak elbette önemli ama bu
coğrafyada var olmamızı sağlayan esas zenginliklerimiz ve kültürümüzün kavgası
verilmeli.
Ne hazindir ki bu kavgayı verecek bilgi birikime, kültüre, vizyona sahip 'yetkili'
münevverimiz yok denecek kadar az.
Hatırlıyoruz yıllar önce Mengenli gençbir kızımız dert yanıyordu:
Memleketi 'Mengen'i artık gençler bilmiyormuş. Gençkız, yaşanan kültür erozyonuna
manidar bir örnek veriyordu.
'Önceden Mengen`de düzenlenen festivallerin gündemi farklıydı. Acaba hangi aşçı
hangi yemeği nasıl yapacak diye bir merak vardı. Günümüzde artık festivale hangi
sanatçının geleceği merak edilir oldu.
Asırlar boyu sadece Mengenlilerin değil bir ülkenin gurur kaynağı olan bu 'yemek
kültürünün' bugün nasıl da eriyip yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ise
müthiş bir kinaye ile dile getiriyor:
'Mengen`i Mengen yapan bu kültür, toplumun hafızasından silinmeye başladıkça her
sabah daha çok Mengen peyniri yemeye başladım. Sanki bir on yıl sonra onu
bulamayacakmışım gibi geliyor. Artık nerede 'Höşmerim', 'Kaldırık dolması',
'Mengen pilavı' görsem ziyan olmasın diyorum.'
Evet 1985 yılından beri aşçı yetiştiren bir meslek lisesi var Mengen`de. Girebilmek
için öğrenciler de kuyrukta. Tabii ilginin nedeni daha staj döneminde iş teklifi alıyor
olmaları. Beş yıldızlı oteller, turizm merkezleri kapıyor mezunlarını. (Bu bile konunun
önemini anlamaya yeter ama anlayacak idrak nerede?)
O dönem 104 mezun vermişti ve adı 'Mengen Aşçılar Anadolu Otelcilik ve Turizm
Meslek Lisesi' idi;
O yıllarda da sormuştuk. 'İstanbul`da Bel-tur Hıdiv Kasrı, Pembe Köşk, Sarı Köşk,
Malta Köşkü vb. gibi tarihi mekânlarımızda Mengen aşçılarının hangi yemeklerine yer
veriliyor?' diye;
Kültür Bakanlığı, dünya milletlerinin 'doğal lezzet' arayışına girdiği bir zamanda,
ülkemizde bulunan 11 bin çeşit bitkinin harmonisinden sofraya uzanan bu bin bir çeşit
Türk yemeğinin önemini ve örneğin Mengen aşçılığının, çok sürmez sekiz on yıl
içinde 'temiz ve sağlıklı gıda' kapsamında dünya modeli olabileceğini niçin fark
ediyor muydu?
Dünyaya ihraçedilecek böyle bir kültür hazinesi var iken, işsizliğe çözümü acaba
hâlâ nerelerde arıyoruz?
Bu ülke için elini taşın altına koyduğunu söyleyen herkes 'beka' anlamında neyin
kavgasını veriyor?
Bir kuru sen olma ben olayım kavgasıyla mı sağlayacağını zannediyorlar bu bekayı?
Oysa kuş uçalı çok oluyor;
Yıllardan beri 'Gelecek Asya`da' demiştik. Kendi geleceğinin derdine düşmüş
Avrupa`ya girmek için boşa uğraşıyoruz beyler diye not düşmüş, örnekler vermiştik.
Bugün bu gerçeği en yüksek perdeden dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımıza
yürekten teşekkür ediyoruz;
Bu vizyon ile biz de sağlığımızın ve geleceğimizin en önemli temel taşlarından olan
doğal beslenme anlamında tarihe not düşmek istiyoruz:
'Mengen aşçılığı tarzında yemek yapmayı bilmek, sağlıklı ve temiz gıdaya sahip
olmak, geleceğin bir numaralı önceliğidir. Gelecekte ancak bu bilgilere ve bu
zenginliklere sahip olan ülkeler varlığını sürdürebilecektir.'
Bunun ne anlama geldiğini önümüzdeki sekiz on sene içerisinde Almanya, İngiltere,
Fransa, gibi ülkelerde yemek pişirmeyi, çocuk bakmayı, yaşlı bakımını vb. unutmuş
nüfusun büyük çoğunluğunun bunalıma sürüklendiği haberlerini okuduğunuzda
anlayacaksınız.
