Geçtiğimiz hafta gönlü haşyetullahtan yufka gibi incelmiş bir arkadaşımı ziyaret etmiştim. Akl-ı selî m, tab`-ı müstakim karakter sahibi muhatabım, iyiliğe râm olmuş, Kasas Sû resi`nin 77`inci âyet-i kerimesinde 'Ve ahsin kemâ ahsenallahü ileyke/ Allah ın sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara ihsanda bulun/iyilik yap.' ifade edildiği üzere hayatını bitamâmihâ Ü mmet-i Muhammed`in evladına ihsana adamış bir ferd-i vâhid...

Arkadaşım, sohbetimizin bir yerinde yaş itibarıyla kendisine erişemese de, mânâ yolunda rehberinin Muzaffer Ozak (ks) olduğunu söyledi ve ekledi: 'Benim Şeyhim Muzaffer Ozak Hazretleri`dir.

'Muzaffer Ozak (ks) yolumu aydınlatıyor.'

Mübarek zatın tüm sohbetlerini dinledim/dinliyorum. Yolumu aydınlatıyor, ufkumu açıyor. Kendisini çok seviyorum. Günde yedi saat sohbetlerini dinliyorum. Haddime değil ama kendimi talebesi olarak addediyorum.'

`height=

Kalpten kalbe yol vardır.

Hattatlarımız 'El-kalb-i min el kalb-i il el-kalbi sebî lâ'/Kalpten kalbe yol vardır' kelâmını sıkça yazarlar. Ve dahi kalp kalbe karşıdır, sevenin kalbinden sevdiğinin kalbine naif bir irtibat/rabıta ulaşır. Ve dahi, Efendimiz (sav) 'Kişi sevdiğiyle beraberdir' buyurmuşlardır.

Gözlerimi, arkadaşımın evinin salonunda Hattat Ali Hüsrevoğlu`nun celî ta`lik kalem güzeliyle yazdığı 'İyyâke na`budu ve iyyake nes`taî n' ayet-i celî lelisindeki 'nun' harfinin keşidesine mıhladığımda kendimi Cerrâhî dergâhının tam orta yerinde buldum! Böylelikle, henüz Karagümrük`teki dergâha ayak basma imkânı bulamayan arkadaşımla gülümseyen ufuklardan sağlık ve afiyet içre, pandemisiz günlerin doğacağı, zikir halkalarının kurulacağı zamanlarda Tuğrul Baba`nın zikir halkalarına iştirak etme yönünde sözleştik.

Aradan bir hafta geçti. Günün ilk ışıkları camla selamlaşmazdan önce bilgisayarımda karşıma Cerrahi Asitanesi`nin 19`uncu şeyhi, cennetmekân Muzaffer Ozak`ın (ks) besmelenin faziletine dair sohbeti çıktı. 5 dakikalık muhyî sohbetin deşifresini yaparak okuyucularımızın irfanına arz etmeyi murad ettim ve böylelikle okumakta olduğunuz yazı ortaya çıktı. İnşallah bu vesileyle Muzaffer Ozak`ın (ks) ve Allah dostlarının sohbetlerinin ses kayıtlarını elimizin erdiğinde dinleyip deşifre etme ve güzellikler paylaşıldıkça çoğalır` fehvasınca hareket etme imkânımız olur. Ve yine inşaallah böylece ilk adımı Gönül Dergâhı`ndan İnciler' serlevhalı yazı silsilemiz gönüllere inci derilmesine vesile olur.

Besmelenin fazileti, bereketi ve esrarı;

Muzaffer Ozak`a (ks) rahmeti vesile kılarak, Hazret`in, 'Besmelenin fazileti, bereketi ve esrarı; ' serlevhalı ses kaydından deşifre ettiğim metni irfanınıza arz ediyorum. Rahmetullahi aleyh;

'Bismillâhirrahmânirrahî m`in mânâsı 'be'sindedir.

`height=

Muzaffer Ozak (ks): 'İncil, yani tahrif olmayan İncil. Ve Tevrât, yani tahrif olmayan Tevrat... Zebû r, tahrif olmayan Zebû r; Cümlesi Kur`ân-ı Kerî m`de cem olmuş. Ve Kur`ân-ı Kerî m`in bir sû re-i celî lesinde meczolmuştur. Bu da Sû re-i Fâtihâ`dır. Sû re-i Fatihâ`nın mânâsı da 'Bismillâhirrahmânirrahî m`de cem olmuştur. 'Bismillâhirrahmânirrahî m`in mânâsı da 'be'sindedir. Alt tarafını söylemeyeceğim, ehline aittir.

Besmelesiz işe başlama!

Her meşru işlerinde &ndash meşrû iş demek Allah`ın razı olduğu işler demek- Basmelesiz işe başlama. Allah ismiyle başla. Her çekmiş olduğun besmele-i şerî fe dört kitabı okumuşçasına sana Allah sevap verecektir. Ve onların sana sırrı keşfolacaktır. Her meşru işlerinde, Allah`ın razı olduğu işlerde besmele çekilir. Allah`ın razı olmadığı işlerde besmele çekilmez. Hatta Allah`ın razı olmadığı işlerde bir kimse besmele çekse dinin haricinde kalır. İmanı elinden gider. Fuhşiyat gibi, içki gibi; Besmeleyle içenler dinden dışarı çıkarlar. Meşrû işlerde, Allah`ın razı olduğu işlerde, Peygamberin (sav) razı olduğu işlerde besmele çekmek lazımdır. Besmele çekildiği takdirde dört kitabı okumuşçasına bu ecre mâlik olursun, bu ecri alırsın.

Besmeledeki sır ehline mâlumdur.

`height=

Bismillâhirrahmânirrahî m öyle bir kelime-i tayyibedir ki semâvât ve arz bu kelimenin içerisine sığmış, Cenab-ı Hakkın Rahmaniyyeti ve Rahimiyeti izhar olmuştur. Ve besmeledeki sır da ehline malumdur. Her meşrû işinde besmele çek. Bir işin başında, meşrû işin başında bir adam besmele çekerse o işin nihayeti ebter olmaz. Kurumaz yani, bereketli olur. Besmelesiz, Allah ismi anılmayınca hangi işe başlarsan nihayeti kurur, ebter olur. Hangi işte besmeleyle başlarsan o işin nihayeti kurumaz, ebter olmaz, günden güne bereketi ziyade olur. Bereketten murat yalnız maddi berekete hemen aklı oraya yatmasın. Manevî bereketler vardır. Gönül safası vardır.

İmansız gönül sıkılmakla mükelleftir.

Ruh gıdası vardır. İnsan birçok maddi imkânlara mâlik olur da kalbi sıkıntı içindedir. İmansız gönül sıkılmakla mükelleftir. Ne kadar maddiyata mâlik olursa olsun. Ne kadar kuvvete sahip olursa olsun mâdem ki o gönül Allah`sızdır, o gönül dardır, 'dayyiftir' o gönlün sahibi, o kalbin sahibi sıkıntı içindedir.

Bismillâhirrahmânirrahî m`de büyük feyizler, büyük esrar vardır. Hatta bir tanesini sana söyleyivereyim de söylediğim sözlerin komprimesi, özü olsun. Sahabeden bir sahabe anlatıyor. Allah ondan razı olsun. İki Cihan Güneşi, cihana gelmemiş ve gelmemiş bir eşi. 'Hz. Muhammed Mustafa Aleyhisselât-ü vesselam ile beraber gidiyorduk. Bir kabrin önüne vardık. O kabrin önünde Muhammed Mustafa Sallallahü aleyhi ve sellem uzun uzun ağladı. Mübarek gözlerinden yaşlar inci tanesi gibi mübarek sakalları üzerine düştü ve göğsüne döküldü. Sonra ben sokuldum yanına dedim, 'Yâ Rasulallah size bir âyet mi nâzil oldu, bunun şiddetiyle ağlıyorsunuz?' Bükânızın, ağlamanızın sebebi nedir?' diye sordum.' -Allah ondan razı olsun. Sormuş, bize öğretiyor şimdi, sormasıydı öğrenemeyecektik.- O sahabe diyor ki 'Cenâb-ı Peygamber bana döndü, dedi ki 'Bu kabirde yatan zat azap görmektedir.' Sonra biz kalktık gittik, gideceğimiz yere. Oradan döndük, geldik. Aynı kabrin başında Cenâb-ı Peygamber tebessüm buyurdular. Beşuş oldu yüzleri. Ü züntüleri, hüzünleri geçti.' -Cenab-ı Peygamberin (sav) hep beşüştü yüzleri. Fakat hüzünlenirdi bazı zaman. Ü mmetinin ahval ve harekâtı kendisine arz olunduğunda.- 'Sordum beşaşetini... Buyurdular ki 'Bu kabir ehli, kabir azabından kurtulmuş, kabri cennet bahçelerinden bir bahçe olmuş'. 'Ya Rasû lallah bunun sebebi ne?' Efendimiz (sav) cevap verdiler: 'Cibrî l Aleyhisselâm bana geldi, haber verdi ki 'Bunun okumak çağında bulunan yavrusu, okumak çağına girdi. Bir yavru bırakmıştı, bir yetim bırakmıştı bu. O çocuk okuma çağına girdi ve 'Bismillâhirrahmânirrahî m`i okudu. Allah`u Zül`-Celâl Hazretleri semâvâtın ve arzın, bilinen ve bilinmeyen âlemlerin mâliki, hâliki olan Allah buyurdu ki 'Benim Rahmân ve Rahî m ismimi okuyan çocuğun babasına ben azab etmem.' 'Cibrî l-i Emî n bana bu haberi verdi.' -Bir daha söyleyelim. 'Bir çocuk ki o Bismillâhirrahmânirrahî m`i okudu, onun pederini ben azapta bırakmam, mâdem ki çocuğu benim ismimi, Rahman ve Rahî m ismimi okuyor, babasını azaptan kurtarırım' dedi.-

Beslemesiz iş yapmayınız.

Besmelenin faziletinden size biraz, bir miktar bahsettik. Deryadan bir katre, şemsten bir zerre; Anlayanlara söyledik. Kabul edeceklere söyledik. Â şina gönüllere hitap ettik. Bu inceliği bilecek, bu inceliğin kadr u kıymetini anlayacak zevâta hitap ettim. Sizde, hepinizde bu neş`eyi, bu istidadı görmekteyim. Beslemesiz iş yapmayınız.'

Bir yazı güzeli: Besmele-i şerî fe: Hattat Caner Özek.