İncinin kıymetini incici bilir` demişler. El-Hakk doğrudur. Pekiyi gönül dergâhındaki incilerin kıymetini kim(ler) takdir eder!

İnsan sevdiğine benzer

`height=

Gönül Dergâhı`ndan İnciler yazı silsilemize vesile olan arkadaşım önceki gün nesih hatla sadırdan satıra düşürülmüş bir ibare gönderdi: 'El insan yüşbih mâ yuhib/İnsan sevdiğine benzer.' Eyvallah üstadım;

Muhakkak insan çevresinden etkilenir, teşrî k-i mesai içerisinde bulunduklarının ahlâkı ile ahlâklanır ve netice itibarıyla da sevdiğine benzer; Bu böyledir;

Bir Cuma günüydü. Kuştepe camilerinin Ü mmet-i Muhammed`i Cuma namazına davet eden müezzinleri henüz salâ vermeye başladığında yol arkadaşım, ahiret kardeşim` bu kez Muzaffer Ozak Hazretleri`ne (ks) ait üçdakikalık bir ses kaydı gönderdi. Hazret, mezkû r kayıtta âşina gönüllere, Hakk kapısına şevkle bağlananlara müşfik avazıyla seslenerek gerçek imanın iman-ı kâmilenin evsâfını anlatıyor, tarif ediyor ki muhatapları hadisenin çeperinde kalmasın, biiznillah özüne, hakikatine nüfû z edebilsin.

Böylece, geçtiğimiz hafta besmeleyle başladığımız ve dahi yayın takvimini 'vakt-i merhû nu'na bıraktığımız Gönül Dergâhı`ndan İnciler başlıklı yazı dizimizin ikinci bölümünü &ndash öncekinde olduğu gibi- yine bir seher vaktinde yazmaya muvaffak kılındık.

Şimdiki zaman, Nimrî Dede`nin (ks) 1976 yılında zatıâlileri için 'Aşkî `ye gel her derdine devâdır/Aşk yoksa Lokman gelse hevâdır.' dediği Aşkî El-Cerrâhî El-Halvetî Muzaffer Ozak`ın (ks) -biiznillah- muhyî sohbet halkasına dâhil olma vaktidir.

Muzaffer Ozak: Allah`ı tevhid etmek Allah`ın hakkıdır

'İlle î mân! Allah ın hakkıdır, Allah ı tevhî d etmek. Allah ı şerikten berî kılacaksın. Allah`ı noksan sıfatlardan münezzeh kemâl sıfatlarıyla muttasıf bileceksin. Rabbü`l-âlemî n`e hüsnü zan edeceksin. Allah`ı seveceksin. (Sohbetin bu yerinde Gülzâr-ı Â rifân`ın müellifinin bir bendesi cezbeye kapılıp Allah diyor: Allah.')

`height=

Allah`tan korkacaksın; Hattâ şöyle korkacaksın ki, 'Eğer Rabbim bana 'kulum' demezse benim hâlim nice olur!' Bu korku kalbine gelsin! Eğer İbrahim (as) gibi 'halî l' olursan, İbrahim`in (as) nû runun nâr-ı Nemrud`u söndürdüğü gibi, senin de nurun da nâr-ı cahî mi söndürür.

Allah kuluna kâfî dir

Allah a halî liyyet yap yani dostluk yap Allah`a. Her şeyini Allah için yap, gösteriş için yapma, kullar desin diye yapma sakın ha! Allah için yap. Allah bilsin. Sana kâfî gelir o. Kuluna Allah kâfî dir, Celle Celâluhû Hazretleri;

Hâlis bir î mân, temiz bir î mân;

Hâlis bir î mân, temiz bir î mân, Resû l-i Ekrem in talî m ettiği gibi; İmân da biliyorsunuz kısım kısım, iman... İslâm`ı var, î mân`ı var, ihsân`ı var. Her ef`âl-ü harekâtında Rabbinin seni gördüğünü bileceksin, sen Rabbini görmesen de... Hâlbuki, nereye dönersen Allah`a dönüyorsun. 'Feeynemâ tuvellû fesemme vechullah(i)/Nereye dönerseniz Allah`ın zâtı oradadır.' (Bakara Sû resi 115`inci ayet-i Kerime) Allah ın cemâline dönersin, nereye dönersen.

Hakk Teâlâ gözsüzlere pinhândır

Hakk Teâlâ gözsüzlere pinhândır. Kalp gözü kör olanlar göremezler Hakk ı.

Her yerde Hakk;

Her yerde Hakk; Her yere Hakk; Her şeye kâdir Hakk; Hep O nun; Sen de O nunsun, ben de O`nunum; Her şey O`nun...

Lâ mevcû de illâ hû ;

'Lâ mevcû de illâ hû .' Ancak O nun emriyle halk olunmuş, O`nun isteğiyle yapılmıştır her şey; Cenâb-ı Hakk celle ve tekaddes Hazretleri`nin;

Sakın unutmayınız!

Şimdi size büyük bir sır tevdi edeceğim. Sakın unutmayınız, defterinize yazınız, size çok lâzım olacak. Resû l-i Ekrem`in, o Kerî m olan, Rahî m olan, güzel Allah`ın (cc) güzel Rasû l`ü, Muhammed Mustafâ (sav), taraf-ı ilâhî den ne getirdiyse imana müteallik, hangi maddelerse, onları lisân ile ikrâr, kalp ile tasdik etmektir î mân. Fakat böyle olmasına rağmen, hepsini sen cem edemezsin, ben de edemem, o da edemez. (Bu durumda) Şöyle de: 'Â mentü billah alâ murâdillah. Yâ Rabbi senin murâdın üzerine î mân ettim ve Resû lullah`ın murâdı üzerine î mân ettim. Ne getirdiyse kabû l ettim ben, bilmesem de; '

Bilmek lâzım, bilmek lâzım ama hepsini bilemezsin. Her esrâra vâkıf olamadın, herkes olamadı. Onun için 'Â mentü billah alâ murâdillah; Yâ Rabbi senin murâdın üzerine î mân ettim, Resû lullah`ın murâdı üzerine î mân ettim.' Bunu kulağından çıkarma, benim konuştuğum sözü. (Bu sözü) Bir kenara koy, lâzım olacak. Ama bunu böyle zâhiren söyleyip, bâtınen söylememezlik değil, lisânen ikrâr, kalbinle tasdî k et bu söylediğim sözü. 'Yâ Rabbi, taraf-ı ilâhî nden î mâna müteallik ne gönderdinse, senin murâdın ne ise öyle(ce) î mân ettim ben Yâ Rabbi' de. O kadar. Sana mühim bir anahtar verdim.'

Hattat Mahmut Şahin,  Celî ta`lik hüsn-i hat: 'İnnemâ yahşallâhe min ibâdihil ulemâ/Kulları içinde Allah`tan ancak âlimler korkar.' Fâtır Sû resi 28`inci ayeti kerime.